Yapay zekâ hızla büyürken, arkasında devasa bir enerji tüketimi bırakıyor. Uzmanlar, bu gidişatın iklim hedeflerini tehlikeye atabileceğini söylüyor.
Yapay zekâ teknolojileri artık hayatımızın her köşesinde. Ancak bu devrimsel teknolojinin görünmeyen bir yüzü daha var: Enerji tüketimi. Özellikle yapay zekâ modellerini barındıran veri merkezleri, küresel ölçekte ciddi bir elektrik ihtiyacını beraberinde getiriyor.
Halihazırda, bu merkezlerde harcanan elektriğin yüzde 20'si yapay zekâ uygulamalarına gidiyor. Yıl sonuna kadar bu oranın iki katına çıkabileceği tahmin ediliyor.
Enerji talebindeki bu yükseliş, sadece teknik değil, aynı zamanda çevresel bir sorun. Yapay zekâ uygulamaları için gereken işlem gücü ve sunucu altyapısı, dev teknoloji firmalarının sürdürülebilirlik hedeflerini tehdit eder hale geldi. Google'ın 2024 Sürdürülebilirlik Raporu'na göre, şirketin sera gazı salımı 2019'a kıyasla yüzde 48 artmış durumda.
Üstelik bu artış sadece teknoloji devlerine özgü değil. Microsoft ve Amazon gibi diğer şirketlerin de benzer zorluklarla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Kripto madenciliği bir dönem enerji tüketimiyle eleştiri oklarının hedefindeydi. Ancak geldiğimiz noktada, yapay zekânın enerji iştahı bu sektörü geride bırakmak üzere.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) Nisan 2025 tarihli raporuna göre, dünya genelindeki veri merkezleri 2024'te toplamda yaklaşık 415 teravatsaat elektrik tüketti. Bu rakam, Suudi Arabistan'ın yıllık enerji ihtiyacıyla neredeyse eşdeğer. Aynı eğilim sürerse, 2030'da bu miktarın 900 TWh'yi aşması bekleniyor.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
11:39
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ