Yapay zeka videolarını gerçekten ayırt etmek artık daha zor: Uzmanlardan kritik uyarılar

Yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte sosyal medya platformlarında yapay zeka ile oluşturulan fotoğraf ve videolar iyice yaygınlaştı. Uzmanlar bu tür videolarda sahte ile gerçeği ayırt etmenin yollarını anlattı.

KAYNAK:
AA
|
GİRİŞ:
01.07.2025
saat ikonu 13:54
|
GÜNCELLEME:
01.07.2025
saat ikonu 13:54

Yapay zeka ile oluşturulan videolar sosyal medyada hızla yayılırken, kullanıcılar bu içeriklerin sahte olup olmadığını ayırt etmekte zorlanıyor. Peki yapay zeka fotoğrafları / videoları gerçeğinden nasıl ayırt edebiliriz? Uzmanlardan bu konuda önemli tavsiyeler geldi.

Marmara Üniversitesi (MÜ) İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, yapay zeka teknolojilerinin özellikle görüntü işleme alanında büyük bir gelişme gösterdiğini, ancak bu gelişmelerin beraberinde bazı ciddi riskleri de getirdiğini söyledi.

Kırık, yapay zeka teknolojinin deepfake gibi yöntemlerle sosyal medyada dezenformasyon ve manipülasyona zemin hazırladığını belirtti.

Yapay zeka videolarını gerçekten ayırt etmek artık daha zor: Uzmanlardan kritik uyarılar

"EN BÜYÜK SORUN..."

Sosyal medyanın her kesimden bireyin kullandığı bir mecra olduğunu vurgulayan Kırık, "En büyük sorun bu oluşturulan sahte ses ve görüntülerin ya da sokak röportajlarının aleni bir şekilde sosyal medyada paylaşılması oluyor. Çünkü şu an baktığımızda ilk aşamada gerçeğinden ayırma şansımız söz konusu olmuyor." dedi.

Kırık, seçim dönemleri ve milli güvenliği ilgilendiren konularda bu içeriklerin dezenformasyon ve manipülasyon amaçlı kullanılarak tehditler oluşturabileceğini ifade ederek, hazırlanan videolarda gerçeği aratmayacak şekilde birisiyle yapılan röportajda sorulan sorulara cevaplar alındığını kaydetti.

Yapay zeka ile oluşturulan görüntülerin sosyal medyaya yüklenmesi sırasında bir uyarı sistemi getirilebileceğini ya da videolara "yapay zeka ile hazırlanmıştır" ifadesinin eklenebileceğini belirten Kırık, platformların bu konuda yetersiz kaldığını ama algoritmaların bu tarz içerikleri tanıyabilecek potansiyele sahip olduğunu aktardı.

Prof. Dr. Kırık, vatandaşların yapay zeka ile oluşturulmuş videoların gerçeğinden ayırt edebilmeleri için dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmeleri gerektiğini belirterek, videoların gerçeğinden ayırabilecek unsurları şu şekilde sıraladı:

"Ses ve görüntü uyumu ile dudak senkronizasyonunun tutup tutmadığına dikkat etmek son derece önemlidir. Yapay zeka görüntüde çok başarılı ama ses konusunda şu an istenen düzeyde değil. Ayrıca, bu tarz videolarda arka plan genelde flu olur. Dükkan tabelaları gibi detaylar da çoğu zaman yabancı dillerle ya da anlamsız ifadelerle yer alır. Bir de söylenen cümlelerin, ifadelerin mutlaka teyit edilmesi lazım."

Videolarda kullanılan karakterlerin tekrar ettiğini, bazı teknik hataların da kullanıcılar tarafından ayırt edilebileceğini vurgulayan Kırık, "Mesela kişi arkada gezerken bir anda gözünün kaybolması, beş parmak yerine altı parmak olması ya da görüntü içinde bir anda yok olması gibi detaylar ayırt edici olabilir." diye konuştu.

Kırık ayrıca, görülen içeriklerin Dezenformasyonla Mücadele Merkezi veya Anadolu Ajansının Teyit Hattı gibi güvenilir kaynaklardan mutlaka kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Yapay zekanın gelişme hızının, toplumda kaygı ve belirsizliğe yol açmasının doğal olduğunu ifade eden Kırık, şöyle konuştu:

"Şu aşamada bile sistem bizi gerçekle sanalı ayırt edememe konusunda ciddi problemlerle karşı karşıya bırakıyorsa, belki 1-2 sene sonra izlediğimiz görüntülerden çok ciddi etkilenmemiz söz konusu olacak. O yüzden yasal müeyyideler çok önemli. Şu an dünya genelinde yalnızca Avrupa Birliği'nin yapay zeka yasası var. Ancak bu yasanın bile deepfake gibi derin sahtecilik konularında istenen düzeyde olmadığının altını çizmemiz gerekiyor."

Kırık, mevcut sosyal medya yasalarının bu tür içerikleri düzenlemede yetersiz kaldığını, 2020 yılında yürürlüğe giren yasanın güncellenmesi gerektiğini belirterek, yapay zeka ile oluşturulan manipülatif içeriklerin tıpkı geleneksel medyada olduğu gibi yasal denetime tabi tutulması gerektiğini vurguladı.

Yanıltıcı içeriklerin yayılması halinde cezai yaptırımların devreye girmesinin önemli olduğunu söyleyen Kırık, bu kapsamda, dijital okuryazarlık eğitimlerinin artırılmasının ve çocuklara erken yaşta bu bilincin kazandırılmasının kritik olduğunu kaydetti.

Kırık, yapay zeka şirketlerinin bu tür içerikleri üretmesine karşı bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini, kapsamlı bir yapay zeka yasasının da hayata geçirilmesinin dijital güvenlik açısından artık kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Başak Gezmen, yapay zeka ile üretilen videolarda gerçeklik algısının giderek zorlaştığını belirterek, bu tür içeriklerin özellikle sosyal medya platformlarında hızla yayıldığını ve ciddi düzeyde bilgi kirliliğine yol açtığını ifade etti.

Gezmen, içeriklerin gerçekliğinin anlaşılabilmesi için toplumun dijital okuryazarlık konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Dijital okuryazarlık artık bir lüks değil, herkesin sahip olması gereken temel bir yeti haline gelmeli. Çünkü bu kadar yoğun içerik arasında neyin doğru, neyin yanlış ya da manipülatif olduğunu ayırt edebilmek için sağlam bir bakış açısı ve güçlü bir eleştirel göz gerekiyor." dedi.

Gezmen, videolarda bahsedilen bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesinin de oldukça önemli olduğunu, bunun içinde teyit okuryazarlığının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bilgilerin birden fazla yerden teyit edilmesinin zorunluluk haline geldiğini kaydetti.

ETİKETLER
#dezenformasyon
#dezinformasyon
#manipülasyon
#deepfake
#sosyal-medya
#yapay-zeka
#Dijital Okuryazarlık
#Video Analizi
#Teknoloji
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.