Bursa’da LGS sınavının ilk oturumunda yaşanan kitapçık skandalı, öğrencileri gözyaşlarına boğdu. Yanlış kitapçık dağıtılan sınıfta sınav ortasında yapılan değişiklik büyük karmaşaya neden olurken, veliler hukuki süreç başlattı ve sınavın tekrarlanmasını talep etti.
Türkiye genelinde 1 milyondan fazla öğrencinin katıldığı Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılan sınavın ardından Bursa’da yaşanan büyük bir organizasyon hatası, onlarca öğrenciyi mağdur etti. Nilüfer ilçesindeki Şahinler Anadolu Lisesi’nde sınava giren öğrencilerden bazılarına, sınavın ilk oturumunda yanlış kitapçık dağıtıldığı ortaya çıktı. Hata, sınavın başlamasından 15 dakika sonra fark edildi. Ancak öğrenciler sınava çoktan başlamıştı. Sınıf içinde yaşanan kargaşa ve kitapçıkların sınav ortasında değiştirilmesi, birçok öğrencide stres, panik ve konsantrasyon kaybına yol açtı. Sınavın ortasında kitapçıkları birden fazla kez değiştirilen öğrenciler, gözyaşları içinde sınavı tamamladı.
Veliler, çocuklarının yaşadığı bu psikolojik travma sonrası sınavın iptal edilerek yeniden yapılması talebiyle harekete geçti. Savcılığa suç duyurusunda bulunan aileler, çocuklarının eğitim hayatını doğrudan etkileyen bir sınavda yapılan bu hatanın kabul edilemez olduğunu belirtti. Öğrenciler sınav sonrası yaşadıklarını ailelerine anlatırken, “Sınavın ortasında kitapçıklarımız elimizden alındı, başka isim yazan kitapçıklar verildi, tekrar değiştirildi, bazı arkadaşlarımız üç kez kitapçık değiştirdi” sözleriyle durumu özetledi. Hatalı uygulamaya rağmen sınav süresinin uzatılmadığını belirten veliler, sınıfta yaşanan bu karmaşanın sınav güvenliğini ve adaletini ortadan kaldırdığını söyledi.
Sınava giren öğrencilerden birinin babası olan Salih Bilge, yaşananları şu sözlerle anlattı: “Gözetmenler yanlış kitapçık dağıtıyor. 15 dakika sonra fark edilip kitapçıklar toplanıyor, tekrar dağıtılıyor. Bu sırada çocuklar hem konsantrasyonlarını kaybediyor hem de stres altında ağlamaya başlıyor. Ek süre verileceği söylense de bu gerçekleşmiyor. Çocuğum 2 gündür ağlıyor, bana ‘Baba benim 1 yıllık emeğimin karşılığını kim verecek?’ diye soruyor. Ben de buradan soruyorum: Bu çocukların hakkını kim savunacak?”
Veliler, olay sonrası CİMER’e, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne ve savcılığa başvurarak hukuki süreci başlattı. Sadece adaletli bir sınav talep ettiklerini belirten Bilge, “Çocukların psikolojisi bozuldu. Eşit şartlarda sınav yapılsın. Bu çocuklar 13-14 yaşında. Bu krizi yönetemezler. Onların bu ruh haliyle sağlıklı bir sınav geçirmesi mümkün değildi” dedi.
Mağdur velilerden Sevcan Egemen ise, yeğeninin sınav sonrası uzun süre konuşmadan ağladığını ifade etti. “Sınav çıkışında neden geç kaldı diye merak ettik. Yanımıza geldiğinde sadece ağlıyordu. Ne olduğunu anlatmak istemedi. Ancak ikinci oturum sonrası yaşananları aktardı. Kitapçık üç kez değişmiş, ismini kendi yazmak zorunda kalmış. Sınıfa sürekli farklı görevliler girip çıkmış, çocukların morali tamamen bozulmuş. Bazıları sınavda hata yaptığını düşünmüş, kitaba güvenememiş. Bu çocuklar için çok kritik bir sınav. Üniversite sınavı gibi telafisi yok. Gece gündüz çalışan bu çocukların emeği bir ihmalle yok sayılmamalı” dedi.
Sınıfta tutanak tutulduğunu ve tüm bu sürecin kamera kayıtlarında mevcut olduğunu söyleyen Egemen, yaşananların sadece öğrencileri değil ailelerini de derinden etkilediğini belirtti. “Biz onların hakkını arıyoruz. Onlar bizim çocuklarımız ve bize güvendiler. Bu güven boşa çıkmamalı” diyerek yetkililere seslendi.
Veliler, yaşanan hatanın sadece basit bir yanlışlık değil, çocukların eğitim geleceğini doğrudan etkileyen ciddi bir sınav güvenliği ihlali olduğunu vurguluyor. Tüm dikkatler şimdi Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve ilgili kurumların bu krize nasıl yanıt vereceğinde. Öğrenciler ve aileler adil bir çözüm bekliyor.