Dünyanın en zengin batığı olarak kabul edilen ve 1708 yılında İngiliz donanması tarafından Karayipler'in derin sularına gömülen San Jose donanma gemisi iki ülke arasında diplamatik gerilime sebep oldu. Batıktaki hazineleri sergilemek isteyen Kolombiya'ya İspanya karşı çıktı.
Karayipler'in derin sularından gün yüzüne çıkarılan tarihi bir keşif, Kolombiya ve İspanya arasında diplomatik krize neden oldu. 1708 yılında batan İspanyol savaş gemisi San Jose'ye ait olduğu doğrulanan ve değeri yaklaşık 17 milyar dolar (yaklaşık 666 milyar TL) olarak tahmin edilen altın sikkeler, yeniden gün yüzüne çıktı.
Kolombiya açıklarında gerçekleştirilen son araştırmalarda uzaktan kumandalı robotik dalış araçları (ROV) kullanılarak gemi enkazının çevresinde yeni hazine kalıntıları keşfedildi.
Araştırmacılar, üzerinde Kudüs haçı, kale ve aslan figürleri bulunan, kolonyal döneme ait sikkeler tespit etti.
Yaklaşık 27 gram ağırlığındaki bu sikkelerin, 1700'lü yıllarda günümüzde Peru'nun başkenti Lima sınırları içinde yer alan Lima Darphanesi'nde basıldığı belirtiliyor. Bazı paraların üzerinde ise dönemin metal saflığını doğrulamak amacıyla kullanılan çekiç damgaları dikkat çekiyor.
Kolombiya hükümeti, bu paha biçilemez sikkeleri gelecekte kurulması planlanan bir ulusal denizcilik müzesinde sergilemek istediğini açıkladı. Ancak İspanya bu plana itiraz ediyor.
Madrid yönetimi, San Jose'nin bir devlet gemisi olduğunu vurgulayarak, batıkta bulunan tüm hazinenin İspanya'ya ait olması gerektiğini savunuyor.
San Jose, 1708 yılında İngiliz donanmasıyla girdiği çatışmada Karayipler açıklarında batmıştı. İçinde tonlarca altın, gümüş ve değerli taş taşıdığı bilinen gemi, "dünyanın en zengin batığı" olarak kabul ediliyor. Batığın 2015 yılında keşfedilmesinden bu yana, içeriğindeki hazineler hem arkeolojik hem de hukuki tartışmaların odağında yer alıyor.
Gelişmeler, iki ülke arasında uluslararası hukuk temelinde bir anlaşmazlığın doğmasına neden olabilir. Kolombiya, hazineyi kendi karasularında bulduğunu vurgularken; İspanya, bu tür savaş gemilerinin ulusal egemenliğin bir uzantısı sayıldığını savunuyor. Olası bir çözüm için tarafların uluslararası tahkime başvurması gündemde.