İran'da protestoların hedefindeki Hamaney konuştu: Düşmanlar tarafından ayaklanma organize edildi
İran’da Mahsa Emini’nin ölümü sonrasında başlayan protestoların hedefindeki isim İran lideri Ali Hamaney açıklamalarda bulundu. Söz konusu eylemlerin ‘düşmanlar tarafından organize edildiğini’ söyleyen Hamaney ayrıca protestoları ‘ayaklanma’ olarak yorumladı.
İran’da 22 yaşındaki Mahsa Emini’nin gözaltı sırasında ölümü ile başlayan protestolarda bir aydır devam ediyor. Sokakların zaman zaman alevlendiği ve protestoların şiddetini arttırdığı eylemlerde gerek üniversite öğrencileri gerek ise işçiler de gösterilere katılıyor. Söz konusu protestolara İran rejimi sert müdahalede bulunurken göstericiler ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ sloganı atıyor.
EN AZ 201 KİŞİ ÖLDÜ
İran lideri Hamaney protestolardan ABD ve İsrail’i sorumlu tutarken Batılı güçlerin İran rejimi muhalifler üzerinden parçalamayı hedeflediklerini iddia etti. Polisler ve protestocular arasındaki şiddet olayında en az 201 kişinin hayatını kaybettiğini ifade edilirken binlerce kişi de gözaltına alındı.
HAMANEY YİNE ‘DIŞ GÜÇLER’ DEDİ
Eleştirilerin hedefindeki isim Ali Hamaney protestoları bir kez daha ‘dış güçler’ tarafından organize edilmiş ‘ayaklanma’ olarak yorumladı. Bu olayların iç mesele olmadığını savunan Hamaney, “Elbette düşmanlar bazı alanları kullanmış olabilir ancak propaganda yapmak, zihinleri etkilemeye çalışmak, heyecan oluşturmak, yakıcı maddeleri teşvik etmek hatta onları yapmanın yollarını göstermek gibi düşmanın eylemleri artık tamamen görülmektedir." diye konuştu.
PROTESTOCULARA ‘AJAN’ İFADESİNİ KULLANDI
Yönetim karşıtı protestolarda ABD ve Avrupa’dan politikacıların da yer aldığını savunan Hamaney, gösterilere katılanların ve kamu düzenini bozanların ayrılması gerektiğini söyledi.
Hamaney sözlerini şu şekilde sürdürdü;
Bu insanların bir kısmı, düşmanın ajanı ya da ajan değilse düşmanla aynı istikamette olan heyecanlı insanlardır. Birinci kategoride adli ve güvenlik makamları üzerine düşen görevi yapmalıdır. İkinci kategoride ise kültürel çalışmalar yapılmalıdır. Bazıları güvenlik atmosferi oluşturulmaması gerektiğini söylüyor. Biz de buna katılıyoruz. Mümkün olduğunca güvenlik atmosferi oluşturulmamalı fakat kültürel çalışmalar kendi yerinde, güvenlik ve adli çalışmalar da kendi yerinde olmalıdır.
