İsrail-İran hattındaki geçici ateşkes, ABD’yi stagflasyon kıskacına sokabilecek bir petrol krizini şimdilik engelledi. Hürmüz Boğazı üzerindeki gerilim, küresel piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açmadan kontrol altına alındı.
İsrail ile İran arasında duyurulan geçici ateşkes, sadece Orta Doğu’da değil, ABD ekonomisinde de olası bir krizin önüne geçmiş olabilir. Başkan Donald Trump’ın duyurduğu bu diplomatik mola, dünya piyasalarında oluşan petrol şoku ve enflasyon dalgası ihtimalini bir anda tersine çevirdi.
Fortune’dan Nino Paoli’nin haberine göre, İran parlamentosunun Pazar günü Hürmüz Boğazı’nı kapatma yönünde oy kullanması tansiyonu yükseltti. Zira dünya petrolünün yaklaşık yüzde 20’si bu dar su yolundan geçiyor. ABD’nin İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırısıyla başlayan kriz, İran’ın Katar’daki Amerikan üssüne misillemesiyle büyüyordu. Ancak ateşkes haberi, büyük bir ekonomik türbülansın şimdilik önüne geçti.
Pazartesi günü petrol fiyatlarında yüzde 4’lük düşüş yaşandı. Ancak analistler, İran’ın Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Hürmüz Boğazı’nı kapatmayı onaylaması durumunda, Brent petrol fiyatlarının hızla fırlayacağını öngörüyordu. Her ne kadar İran’ın boğazı tamamen kapatma kapasitesi tartışılsa da, uzmanlar bu ihtimalin dahi ABD ekonomisinde ciddi bir şok yaratabileceği görüşünde. Özellikle de yüksek enflasyon ve düşük büyümenin bir araya geldiği “stagflasyon” riski endişe oluşturuyor.
İngiliz yatırım bankası Panmure Liberum’dan Susana Cruz, Hürmüz Boğazı’nın kapanması halinde bunun 2022’de Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi stagflasyon benzeri bir şok yaratabileceğini söylüyor. Cruz, “Petrol fiyatlarındaki yüzde 20’lik geçici bir artış bile, merkez bankalarının tarifelerden kaynaklı enflasyona karşı verdiği tepkiyi etkileyebilir” uyarısında bulunuyor.
Cruz’un ekibine göre, boğaz tamamen kapanmasa bile petrol fiyatlarının üçüncü çeyrekte yüzde 20 artması halinde ABD’de enflasyon yüzde 0,5, Euro Bölgesi’nde yüzde 0,4 ve İngiltere’de yüzde 0,3 puan yükselebilir. Bu senaryo, ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim planlarını rafa kaldırmasına neden olabilir.
Ulusal Enerji Analitiği Merkezi’nden Paul Tice ise İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatmak konusunda fazla bir kapasitesi olmadığını savunuyor. Nitekim Brent petrol fiyatı pazartesi öğleden sonra 78,97 dolardan düşerek 70 dolar civarına kadar indi. Bu da yatırımcıların boğazda tanker geçişlerinin devam ettiğine ikna olduklarını gösteriyor. Trump ise Truth Social hesabından, petrol sektörüne fiyatları düşük tutma çağrısında bulundu.
Panmure Liberum’un öngörüsüne göre, petrol fiyatlarında yaşanacak yüzde 20’lik bir artışın etkisi ABD borsasında yüzde 5 ila 10 arasında bir düşüş yaratabilir. Bu senaryoda zirve 2025’in üçüncü çeyreğinde yaşanırken, etkilerin tamamen silinmesi 2026 sonlarını bulabilir. Öte yandan Bank of America’nın eski baş ekonomisti Ethan Harris, petrol şokundan çok ticaret savaşı etkilerinden endişe ediyor. Harris’e göre, ABD tüketicileri yaz aylarında tarife kaynaklı fiyat artışlarını daha çok hissetmeye başlayacak. Harris, “Petrol fiyat şoklarını tüketici daha geçici görüyor. ABD artık petrole çok daha az bağımlı” derken, böyle bir artışın GSYİH üzerinde yüzde 0,1’den bile az etki yaratabileceğini söylüyor.
Goldman Sachs analistleri ise, petrol fiyatlarında jeopolitik risk nedeniyle varil başına 12 dolarlık bir prim oluştuğunu belirtiyor. Eğer boğazdan geçen petrol hacmi bir ay boyunca yüzde 50, ardından 11 ay boyunca yüzde 10 düşerse, Brent petrol fiyatı varil başına 110 dolara çıkabilir. Yine de Macquarie Bank stratejistleri, boğazın kapatılması halinde bile bölge ülkelerinin kara yoluyla ihracat yapabileceğini belirtiyor. Ancak bu, İran’ın zaten zor durumda olan ekonomisini daha da sarsabilir.