Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Erzurum’daki Palandöken Ekonomi Forumu’na gönderdiği mesajda, ekonomi programına ve küresel gelişmelere ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Disiplinli maliye politikası ve yapısal reform vurgusu yapan Şimşek kararlılık mesajı verdi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Erzurum'da düzenlenen Palandöken Ekonomi Forumu’na gönderdiği videolu mesajda, küresel ekonomide artan belirsizliklere rağmen Türkiye'nin güçlü bir hikayeye sahip olduğunu vurguladı. Ticaret savaşları, korumacılık politikaları, yaşlanan nüfus, yapay zeka devrimi ve iklim krizi gibi küresel risklere dikkat çeken Şimşek, bu dinamiklerin büyüme görünümünü zayıflattığını ancak Türkiye'nin bu süreçte pozitif ayrışma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Mayıs 2023’ten bu yana uygulanan ekonomi programının dış kırılganlıkları azalttığını ve makro-finansal istikrarı pekiştirdiğini belirten Şimşek, “Şoklara karşı dayanıklılığımız arttı, sürdürülebilir yüksek büyüme için daha sağlam bir zemin oluşturduk” dedi. Türkiye’nin korumacı politikalara karşı da avantajlı bir konumda olduğunu ifade eden Şimşek, ihracatın milli gelirdeki payının yüzde 20 civarında olduğunu ve dış ticaretin dost ve yakın ülkelerle güçlü bağlar üzerinden yürütüldüğünü hatırlattı. Avrupa Birliği dahil 54 ülkeyle serbest ticaret anlaşması bulunduğunu vurgulayan Şimşek, “Toplam ihracatımızın yüzde 62’si ticaretteki parçalanmalardan etkilenmiyor” dedi.
Hizmet ihracatında Türkiye'nin güçlü bir oyuncu olduğuna dikkat çeken Şimşek, turizm, müteahhitlik ve eğitim alanlarında Türkiye’nin bölgesinde lider konumda olduğunu söyledi. İmalat sanayisinde de ana üretim üslerinden biri haline gelen Türkiye’nin, bu avantajını büyük altyapı ve lojistik projeleriyle desteklediğini belirten Şimşek, Orta Koridor ve Kalkınma Yolu projelerinin önemine işaret etti. Türkiye’nin Çin ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Orta Koridor’un ana omurgasında yer aldığını hatırlattı.
Dış borçluluk konusunda Türkiye'nin emsallerine göre avantajlı bir durumda olduğunu söyleyen Şimşek, toplam borçluluğun milli gelirin yüzde 93’ü seviyesinde olduğunu, benzer ülkelerde ise bu oranın yüzde 245’e çıktığını belirtti. Bu sayede piyasalardaki dalgalanmalar sonrası yatırımcı ilgisinin Türkiye’ye yeniden yöneleceğini öngördü.
Küresel yatırımcıların şu an temkinli davrandığını, ancak Türkiye’nin makroekonomik temelleri sayesinde zamanla yeniden öne çıkacağını belirten
Şimşek, “Türkiye bu noktada pozitif ayrışacak ülkelerin başında geliyor” diye konuştu.
Üretken yapay zeka, robot teknolojileri ve dijitalleşmenin küresel ekonomi üzerindeki etkilerini değerlendiren Şimşek, Türkiye’nin bu alanda ortalamanın üzerinde bir hazırlığa sahip olduğunu söyledi. Kadın istihdamını artırmak için reform çalışmalarının sürdüğünü de vurgulayan Şimşek, “Kadınların iş gücüne katılımı yüzde 36 seviyesinde, burada büyük bir potansiyelimiz var” dedi.
Altyapı yatırımlarını hızlandıracaklarını belirten Şimşek, fiber internet kapasitesini genişleteceklerini, 5G sonrası teknolojilere ve büyük veri merkezlerine yatırım yapacaklarını, ulusal GPS ve nükleer enerji alanlarında da çalışmaların süreceğini kaydetti.
Ekonomi programının temel hedeflerinden biri olan dezenflasyon sürecinde ilerleme kaydedildiğini ifade eden Şimşek, yıllık enflasyonun 10 aydır gerilediğini ve mart ayında yüzde 38,1 seviyesine düştüğünü belirtti. Kamu maliyesinde disiplinli duruşun süreceğini, harcama disiplini ve tasarruf tedbirlerine devam edileceğini aktardı.
Mayıs 2023’te 55 milyar dolar seviyesinde olan cari açığın, bu yıl şubat itibarıyla 12,8 milyar dolara gerilediğini bildiren Şimşek, altın ithalatı hariç bakıldığında Türkiye’nin ılımlı büyüme ile cari fazla verdiğini kaydetti. Yapısal dönüşüm adımlarıyla bu kazanımları kalıcı hale getirmek istediklerini söyledi.
Küresel krizlerin aynı zamanda fırsatlar barındırdığını vurgulayan Şimşek, “Biz ülkemizin potansiyeline inanıyoruz. Bu süreci sadece riskleri yönetmek için değil, ekonomimizi daha rekabetçi kılacak yapısal dönüşümü hayata geçirmek için bir fırsat olarak görüyoruz” dedi.