Türk hazır giyim sektörünün önde gelen ve en köklü firmaları arasında yer alan Batik, yeni sahipleri önderliğinde hem Türkiye'de hem de yurtdışında yeni bir büyüme hamlesine hazırlanıyor. Kadın giyimde 55 yıllık bir tecrübeye sahip İzmir merkezli Azra Plus Tekstil tarafından bu yılın başında satın alınan Batik'in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kahraman, sektörde üretici, tedarikçi ve perakendeci olarak yarım asrı aşkın bir süredir edindikleri tecrübeyi bundan sonra Batik'i tekrar hak ettiği yere getirmek için kullanacaklarını söyledi. İlk etapta Türkiye’de cadde mağazaları ile birlikte 75 mağazaya ulaşmak istediklerini belirten Kahraman, yurtdışında da yerel iş ortakları ile büyüme stratejisi benimseyeceklerini ve görüşmelerin başladığını kaydetti.
1980 yılında kurulan ve 1994 yılından itibaren mağazalaşarak bir dönem 150 mağazaya kadar ulaşan Türk hazır giyim sektörünün önemli firmalarından Batik'in yeni sahibi İzmir merkezli Azra Plus Tekstil oldu. 1970 yılından bu yana kadın giyimde dünyaca ünlü firmalara üretimden toptan mağazacılığa, tedarikçilikten mağazacılık ve ihracata kadar hemen hemen her alanda yer aldıklarını belirten Batik'in Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kahraman, şirketin yeni yol haritasını ve hedeflerini açıkladı.
Ziyal Ailesi'ne ait olan Batik'in 2019'da mali bir sıkıntı yaşadığını, ardından 2020 yılında Yılmazlar Mağazacılık tarafından satın alındığını belirten Kahraman, süreci şöyle anlattı:
"Geçtiğimiz yıl Batik'in 23 mağaza ile en büyük bayisi olan MyGlobe şirketinin sıkıntıya girmesi, şirketin merkezini de olumsuz etkiledi. Bunun üzerine markanın satışı için çeşitli firmalarla görüşmelere başladılar. Biz de uzun süredir Azra Plus Tekstil olarak üretimin yanında bir marka oluşturmak istiyorduk ve karşımıza böyle bir imkan çıkınca Kasım ayında görüşmelere dahil olduk. Yaptığımız 3 aylık incelemenin ardından, Batik'in hem köklü geçmişi hem de kalitesi ve tanınırlığı ile bizim de hedeflerimiz arasında yer alan mağazacılıkla son derece iyi bir şekilde örtüştüğünü gördük. Bunun üzerine eski sahipleri Yılmazlar Mağazacılık'ı da ortak alarak Şubat ayında BM Mağazacılık adında yeni bir şirket kurup Batik firmasını satın almaya karar verdik." dedi.
Batik'in yönetimine geçtiklerinde ilk olarak tüm bayilerle birebir görüştüklerini ve ne yapmak istediklerini hepsine anlattıklarını dile getiren Kahraman, "Batik'in kendine ait bir üretim tesisi yoktu ve tedarik anlamında ciddi sıkıntılar yaşanıyordu. İlk önce bu tedarik problemini çözdük. Operasyonumuz nisan ayı itibariyle oturmaya başladı ve hemen ardından da bayilerimizden teşekkür mesajları ve son derece olumlu geri bildirimler almaya başladık. Şu anda Mersin ve Karaman'da kendimize ait olan iki fabrikada yaptığımız üretimin yanında yurtiçinden ve yurtdışından da tedarik sağlıyoruz ve koleksiyonumuzu bu şekilde oluşturuyoruz." dedi.
Batik'in şu anda tümü alışveriş merkezlerinde yer alan 60 mağaza ile faaliyet gösterdiğini ancak bazı verimsiz mağazalardan çıkacaklarını ifade eden Kahraman, önümüzdeki dönemde ilk hedeflerinin büyük şehirlerin bilinen caddelerinde mağazalar açmak olduğunu kaydetti. 2026 sonunda 75 mağazaya ulaşmak istediklerini belirten Kahraman, konsept ve stratejiyi de değiştirdiklerini ve kaliteye önem veren çalışan kadınları hedef kitle olarak belirlediklerini söyledi. Kahraman, "Çalışma hayatına girdiğinde artık üniversitede giydiklerini giymek istemeyen ama A plus markalara da parası yetmeyen bir kesim var. Bizim amacımız bu kadınlara aynı kaliteyi daha uyguna vermek. Çalışma hayatına giren kadınların ilk aldığı ürün olmak istiyoruz. Benim şu anda en büyük hayalim, 'Ben çalışma hayatıma başlarken ilk ürünümü Batik'ten almıştım' cümlesini duymak." ifadelerini kullandı.
Batik'le birlikte uzun vadede 81 ilde de olmak istediklerini kaydeden Kahraman, yurtdışı için de yeni bir strateji belirlediklerini söyledi. Yurtdışında yerel ortaklıklarla birlikte hızlı bir büyüme stratejisi kurguladıklarını söyleyen Kahraman, "Yurtdışında büyümek için o ülkeleri bilen iş ortaklarının son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Almanya'da ilk mağazalarımızı açmak için hazırlıklarımız son aşamaya geldi. Bunun yanında Kuveytli bir grupla Orta Asya operasyonları için görüşüyoruz. Bu grup zaten bizim önceden çeşitli kereler iş yaptığımız bir gruptu. Geçmişten gelen güçlü ilişkilerimizi ve referanslarımızı önümüzdeki dönemde Batik için kullanacağız ve bunlar Batik'in büyüme hikayesinde çok önemli bir yer tutacak. Tekstildeki yarım asırlık tecrübemizi ve aile olarak şimdiye kadar edindiğimiz tüm deneyimleri Batik'i büyütmek ve hak ettiği yere çıkarmak için kullanacağız." dedi.
Türk ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmelerin satın alma kararları üzerinde bir tereddüt yaratmadığının altını çizen Kahraman, "Ben risk almayı severim ama bunu risk almak olarak görmedim. Sıfırdan kurduğunuz bir markanın Batik ismine ulaşabilmesi için çok zaman gerekir. Biz bu markalaşma sürecini Batik'le birlikte ciddi oranda kısalttık. Ayrıca bu kadar köklü bir markayı yaşatabiliyor olmak da bizim için gurur verici. Aynı zamanda buradan markaya verdikleri emekler ve bugüne kadar gelmesindeki katkıları nedeniyle kurucu Ziyal Ailesi'ne de teşekkürlerimi iletmek istiyorum." diye konuştu.
Son dönemde basında yer alan konkordato haberlerine de değinen Kahraman, Batik olarak bir konkordato süreci içerisinde olmadıklarını ve her şeyin planlar dahilinde ilerlediğini ifade etti. Konkordato ilan edenin Batik'in 23 mağazasına sahip olan MyGlobe olduğunun altını çizen Kahraman, "MyGlobe, Batik'in gelişiminde ve büyümesinde yıllardır çok önemli rol oynamış bir şirket. Son dönemde konkordato ilan ettiler ve şu anda 20 bayileri var. Biz de onların bu zor durumdan kurtulmaları için elimizden gelen desteği vereceğiz, bundan sonra da bayilerimizle birlikte büyüyeceğiz. Batik açısından ise herhangi bir konkordato durumu söz konusu değil." ifadelerini kullandı.