İklim kriziyle mücadelede çift yönlü kazanç. TarımGES projeleri, tarım alanlarını korurken temiz enerji üretiyor. Solar3GW verilerine göre, yalnızca binde 1’lik tarım arazisiyle 11 bin MW elektrik sağlanabilirken sulama ihtiyacı da yüzde 30 oranında azalabiliyor.
İklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki olumsuz etkileri her geçen gün artarken, bu soruna çözüm olarak gösterilen Tarım-Güneş Enerji Santralleri (TarımGES) uygulamaları giderek daha fazla önem kazanıyor. Güneş enerjisi alanında faaliyet gösteren Solar3GW'nin Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, TarımGES projelerine ivme kazandırmanın artık bir zorunluluk haline geldiğini belirtti.
Turhan, TarımGES sistemlerinin özellikle iklim değişikliği nedeniyle zorlanan üreticiler için büyük bir destek sağlayabileceğini ifade etti. TarımGES projelerinin, farklı tarım ürünlerine göre esnek biçimde tasarlanabildiğini vurgulayan Turhan, panellerin ürün türüne göre hem yüksek hem de alçak konstrüksiyonlarla kurulabileceğini söyledi. Ayrıca, panellerin geleneksel sistemlerden farklı olarak, tarlalarda dikey şekilde yerleştirilmesinin de mümkün olduğunu belirtti.
Yurt dışında TarımGES sistemlerinin sadece sebze ve meyve üretimi için değil; aynı zamanda hayvancılık, arıcılık, bağcılık ve hatta balık çiftlikleri gibi farklı tarımsal ve hayvansal üretim alanlarında da kullanıldığını söyleyen Turhan, Türkiye'nin de bu çeşitliliği göz önünde bulundurması gerektiğini dile getirdi.
Solar3GW olarak öncelikli hedeflerinin, Türkiye’de sebze, meyve ve tahıl üretimini destekleyecek TarımGES uygulamalarını yaygınlaştırmak olduğunu belirten Turhan, projelerin özellikle güneş enerjisi potansiyeli yüksek ve iklim koşulları tarımsal üretimi zorlaştıran Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde uygulanmasının öncelikli olması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’deki tarım arazilerinin yalnızca binde 1’ine TarımGES kurulması durumunda, toplamda 11 bin 736 megavatlık bir güneş enerjisi kapasitesi elde edilebileceğini vurgulayan Turhan, bu kapasitenin Türkiye'nin yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 5 ila 7’sini karşılayabileceğine dikkat çekti.
TarımGES projelerinde ilk adım olarak 5, 10 ve 20 megavatlık Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları’nın (YEKA) tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Turhan, ikinci aşamada ise küçük ve orta ölçekli çiftçilerin de sürece dahil edileceği lisanssız üretim modellerinin geliştirilmesini önerdi. Bu uygulamaların, çiftçinin üretim faaliyetlerini doğrudan destekleyecek şekilde standartlaştırılmasının önemine dikkat çekti.
TarımGES sistemlerinin bir diğer önemli avantajı da gölgeleme etkisi sayesinde buharlaşmayı azaltması ve toprağın nemini koruması. Böylece sulama ihtiyacında önemli bir düşüş sağlanabiliyor. Uygun arazi, ürün ve iklim koşullarıyla entegre edildiğinde bu sistemlerin verimliliği artıyor; bazı durumlarda sulama ihtiyacı yüzde 20 ila 30 oranında azalabiliyor. Ayrıca, bu sistemler sayesinde oluşan mikro iklim ortamı, sıcaklık stresini azaltarak ürün kalitesine de katkı sağlıyor.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
14:13
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ