Hafta sonu açıklanan AB-ABD ticaret anlaşması, piyasalar tarafından “fazla tavizkâr” bulunarak Euro’ya darbe vurdu. Analistlere göre, %15 oranında belirlenen yeni taban gümrük tarifesi, daha önce fiyatlanmamış bir riskti. Rabobank Döviz Strateji Başkanı Jane Foley, bu anlaşmanın “gerçeklikle yüzleşme” anlamına geldiğini vurgularken, Euro Bölgesi'nin büyüme beklentilerine de olumsuz yansıdığına dikkat çekti.
Rabobank ve Ebury gibi kurumlar, Euro’nun kısa vadede bir süre daha baskı altında kalacağını düşünüyor. ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte %3 gibi güçlü bir büyüme göstermesi, buna karşın Euro Bölgesi'nin yalnızca %0,1 ile sınırlı kalması, pariteyi aşağıya çekmeye devam edebilir.
Matthew Ryan’a göre, ABD doları ilk yarıda aşırı satıldığı için şimdi toparlanma eğiliminde. Aynı zamanda Fed’in faiz indirimleri konusunda hâlâ temkinli olması ve bazı üyeler arasında başlayan görüş ayrılıkları da, dolar için ilginç bir dönemin kapılarını aralıyor. Piyasa, bu yıl küçük bir indirim ve 2026 başına kadar iki faiz indirimi daha bekliyor.
Uzun vadede ise tablo Euro lehine dönebilir. Rabobank, Euro’nun 2026 baharında 1,20 seviyesine yükselebileceğini öngörüyor. Bu, şimdiki yaklaşık 1,14 seviyesine göre güçlü bir toparlanma anlamına geliyor. Gerekçe ise net: Transatlantik büyüme farkı kapanıyor.
Almanya’nın yeni mali genişleme politikaları ve yapısal reform planları, Euro için destekleyici olabilir. Berenberg Baş Ekonomisti Holger Schmieding, ABD’nin korumacı ticaret yaklaşımı ve yüksek bütçe açığı gibi yapısal sorunlarının, dolar üzerindeki uzun vadeli baskıyı artıracağını düşünüyor.
Goldman Sachs stratejistleri de benzer görüşte. Beyaz Saray’ın ticaret anlaşmaları sayesinde elde ettiği yüksek gümrük gelirlerinin, uzun vadede ABD ekonomisi üzerinde baskı oluşturacağını savunuyorlar. Bu durumun, yabancı yatırımcının risk iştahını azaltarak doları zayıflatabileceği belirtiliyor.