‘Siyah Kuğu’ kitabının yazarı Nassim Taleb, ABD’nin artan borç yükü ve Trump yönetiminin ekonomik stratejilerinin tehlikeli sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. Ona göre, dolar değer kaybederken altın sessizce rezerv para rolünü üstleniyor.
Ünlü yazar ve yatırım danışmanı Nassim Taleb’e göre, altın sessiz sedasız dünya rezerv para birimi haline geldi. Bloomberg’e verdiği röportajda konuşan Taleb, “Altın artık rezerv para. İşlemler dolar ya da euro ile yapılsa da, merkez bankaları bunları altına çeviriyor,” dedi.
Taleb, bu dönüşümün Biden döneminde Rusya bağlantılı hesapların dondurulmasıyla başladığını ve küresel çapta dolar ve euroya olan güvenin sarsıldığını ifade etti. “Putin’le alakası olmayan ülkeler bile dolardan uzak durmaya başladı,” diyerek merkez bankalarının altın rezervlerini artırmasına dikkat çekti.
ABD dolarının hâlâ işlemler için uygun bir araç olduğunu ancak rezerv para rolünü kaybetmeye başladığını söyleyen Taleb, “Dolarla fiyatlama yapılabiliyor ama artık kimse onu birikim aracı olarak görmek istemiyor,” dedi. Bu eğilim, ona göre altının fiyatındaki artışla ve merkez bankalarının davranışlarıyla da örtüşüyor.
Röportajın başında, 'Siyah Kuğu' kitabıyla ilgili sorulan bir soruya Taleb şu yanıtı verdi: “İnsanlar rastgeleliği sinyalle karıştırıyor. Risk anlayışı daha kötüye gitti. Kuyruk riskleri hâlâ yanlış fiyatlanıyor ve kötü modeller daha fazla kullanılıyor.”
Taleb’e göre piyasalar, uzun vadeli ekonomik gerçekliklerden ziyade anlık fon tahsisleriyle hareket ediyor. “Tarifeler ya da diğer politikalar piyasayı hemen yansıtmaz, ama bütçe açığı gibi yapısal sorunlar birikerek patlar,” uyarısında bulundu.
Trump’ın tarife ve göçmenlik politikalarını sert bir dille eleştiren Taleb, “Bu yaklaşım rasyonel değil. Amatörlerin elinde ekonomi şekilleniyor,” diyerek özellikle 4% seviyesindeki işsizliğe rağmen düşük katma değerli işlere yönelmenin ülke ekonomisine zarar vereceğini belirtti.
“Cerraha haftada bir gün sokak temizliği yaptırmak gibi bir şey bu,” diyen Taleb, bu politikaların uzun vadede ABD’nin büyümesini baltalayacağını vurguladı. Tarifenin bazı alanlarda mantıklı olabileceğini kabul etse de, “Uygulama biçimi akıl dışı” dedi.
Trump’ın ekonomi kurmaylarını da hedef alan Taleb, “Onlar aptal değil ama bu alanın uzmanı da değiller,” dedi. Özellikle Peter Navarro’nun kendi alanında bile başarılı olmadığını vurgulayan Taleb, “Bir dişçiye beyin ameliyatı yaptırmak gibi,” benzetmesini kullandı.
Göç konusuna da değinen Taleb, ABD ekonomisinin büyük ölçüde ucuz iş gücüne dayandığını hatırlatarak, “Büyük kredilerle yaşayan bir ülkede, çimleri biçecek adam bulamazsınız,” dedi. Göçmen akışının kısıtlanmasının, Japonya’daki gibi küçük evlerde yaşayan bir toplum yapısını zorunlu kılabileceğini belirtti.
“Ucuz robotlar geldiğinde fikrimi değiştiririm,” diyen Taleb, yapay zekânın henüz bu boşluğu dolduracak noktada olmadığını ve politikalarda ikinci aşama etkilerin düşünülmediğini söyledi.