Sosyal Güvenlik Uzmanı İsa Karakaş, TGRT Haber canlı yayınında kamu işçileri ve memurların maaşlarına ilişkin yürütülen toplu sözleşme sürecine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Karakaş, tekliflerin açıklanma şekli ve sendikaların tutumuna yönelik eleştirilerde bulundu.
“Dün, rakamlar aslında işçilerle birlikte açıklanmalıydı ancak tek taraflı olarak ilan edildi” diyen Karakaş, üçüncü teklifin geri çekildiğine dair duyumlar aldıklarını belirterek sürecin sağlıksız ilerlediğini ifade etti: “Şimdiye kadar böyle bir toplu sözleşme süreci görmedim. Sözleşme süresi başlamasından bu yana aradan 7 ay geçti.”
Karakaş, üçüncü teklifin yüzde 24 ve gerçekleşen enflasyon oranına dayandığını, Türk-İş ve Hak-İş tarafından olumlu karşılandığını hatırlattı: “Ancak daha sonra yüzde 16,67 oranından vazgeçildi ve teklif yüzde 11 olarak açıklandı.”
Toplamda 600 bin işçiyi ilgilendiren süreç, 6,5 milyon memuru da doğrudan etkiliyor. Karakaş, memurlar için yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde çıkacak her rakamın, memur emeklileri için de emsal teşkil edeceğini vurguladı:
“Bu nedenle yüzde 16,67 oranının verilmemesi yönünde bir tutum sergilendi ve sonuçta yüzde 11 olarak açıklandı.”
Karakaş, sürecin seyrini etkileyebilecek bir gelişmeye değindi: “Türk-İş Başkanı Ergün Atalay’ın Cumhurbaşkanı ile görüşme gerçekleştirmesi halinde uzlaşma sağlanabilir. Ancak bu görüşme gerçekleşmezse bir değişiklik beklenmiyor.”
Memur ve emeklilerin taleplerine de değinen Karakaş, sendikal yapının zayıfladığını ifade etti: “Memur sendikacılığı çok kötü durumda. ‘Biz sendikalı olmakla ne elde ettik?’ sorusu gündemde.”
2023 yılında seçimlerden önce yapılan işçi görüşmelerinde taleplerin büyük ölçüde kabul edildiğini, ancak memurların seçim sonrasına kalan sürecinde aynı sonucu alamadığını söyledi. Yetkili sendika Memur-Sen’in temel taleplerle ilgili sessiz kaldığını vurgulayan Karakaş, şu soruyu gündeme getirdi: Memur-Sen seyyanen zammı unutturmaya mı çalışıyor?
Karakaş, yaklaşık 4 milyon memur emeklisinden 1 milyonunun emeklilik aşamasında olduğunu belirtti. “Eskiden memura gelen zam doğrudan memur emeklisine yansırdı, şimdi ise yansıtılmıyor. Eğer seyyanen zam verilmiş olsaydı, en düşük memur emeklisi maaşı 41.361 TL’ye yükselecekti.” dedi. Bu artışın, hem emeklilerin yaşamını kolaylaştıracağını hem de gençler için yeni kadro açılmasına imkân tanıyacağını dile getirdi.
Karakaş, memurların önemli taleplerinden biri olan 3600 ek göstergenin hâlâ verilmediğini hatırlatarak, “Bu konu 500 bin çalışan memur ve emeklisini ilgilendiriyor ve bu bir devlet sözüdür.” ifadesini kullandı.
Ayrıca Memur-Sen’in 171 maddelik bir kanun teklifinde yüksek zam taleplerine de dikkat çekti: “2026 yılı için kümülatif yüzde 88, 2027 yılı içinse yüzde 46 oranında zam talep ediyorlar.”
2023 yılındaki toplu sözleşmenin etkilerine değinen Karakaş, şu değerlendirmeyi yaptı: “2024 Temmuz ayında maaşlar enflasyona karşı yüzde 40, 2025 Ocak ayında ise yüzde 25 oranında eridi. İşçi ve memurlar şunu söylüyor: ‘Toplu sözleşme ve sendika olmasaydı, sadece TÜİK enflasyonu baz alınsaydı, bu kayıplar yaşanmazdı.’”
Polis ve askerlerin sendikalı olamamasına ve fazla mesai sorununa da dikkat çeken Karakaş, bu kesimin mağduriyetinin ayrıca ele alınması gerektiğini belirtti.
Vergi dilimi konusu hakkında da konuşan Karakaş, işçi ve Memur-Sen’in teklifinde yer alan düzenlemeyi olumlu karşıladıklarını söyledi. Ancak uyarıda da bulundu: “Sendikalar düzeltme istiyorsa, tüm sendikaların birlikte hareket etmesi gerekiyor. İş birliği olmazsa vergi dilimi meselesi çözülemez.”
Vergi dilimlerinin hem özel sektör hem de kamu çalışanlarını etkilediğini belirten Karakaş, “Tüm sendikalar bir emek platformu oluşturarak bu konunun peşinden gitmeli. Çünkü Maliye için en kolay vergi kaynağı bu vergi dilimleridir.” ifadelerini kullandı.