Altin ithalatina yönelik kota ve ek vergi uygulamalari, kayit disi ticareti artirdi. Suriye ve Iran basta olmak üzere Orta Dogu ülkelerinden koluna altin bilezik siralayip, beline altin kemer baglayan solugu Türkiye’de aliyor.
Mücevher Ihracatçilari Birligi Yönetim Kurulu Baskani Burak Yakin, sektörün yasadigi bu sikinti nedeniyle mücevhercilerin yatirimlarini yurt disina tasimaya hazirlandigini söyledi
Türkiye'de sektörün dünya ticaretinden 2023 yilinda aldigi payin yüzde 7,96’ya yükseldigini belirten Yakin, pandemi öncesine göre ise yüzde 100’ü yakaladiklarini söyledi. Buna karsin altin ithalatina kota uygulamasi sebebiyle arzin talebi karsilayamaz hâle geldigine ifade eden Yakin, “Mücevher sektörü, ham madde kilo basina 5.000 dolar ihracat degerine sahip. Türkiye’de ise kilo basina birinci sirada. Ortalama gram basina 5 dolar isçilik ile kilogram basina 5 bin dolar getiri sagliyor. Altin ithalatina kota getirilmesi sebebiyle arz talebi karsilayamaz hâle gelirken kiloda 3 bin dolari bulan ve hatta geçen fiyat farklari ortaya çikti. Yani rakiplerimiz 1 kilogram altin için 65 bin dolar öderken biz 68 bin dolar ödeyerek almak zorunda kaliyoruz, buna iç piyasa da dahil. Bu da isçilik için yazdigimiz ortalama 5 bin dolarin 3 bin dolarinin haksiz yere elimizden alinmasi anlamina geliyor” diye konustu.
Bu durumun Suriye ve Iran gibi ülkelerden kaçakçiligin önünü açtigini anlatan Yakin su bilgileri verdi: "Su an sinirlarimizdan altin akiyor. Bavuluna altini koyan, esinin boynuna zincirleri, beline altin kemerleri takan solugu Türkiye’de aliyor. Hatta Dubai’den ucuza alip, gelip Türkiye’de 3 bin dolar kârla satiyor. Böyle bir para yok… 1985 yilinda 200 dolar için neler yapiliyordu, 3 bin dolar için neler yapilmaz. Sektör zordayken firsatçilarin buradan para kazanmasina izin veremeyiz" ifadelerini kullandi.
Konuyu Ankara’ni gündemine tasidiklarini belirten Yakin , "Sag olsunlar konuyla çok ilgililer; ancak bürokrat arkadaslarin bir düzenlemeyi sayin bakana götürmeden önce bizimle konusmasi faydali olacaktir. Simdi resmî olarak altin ithal edilmedigi için cari açik düsmüs gibi görünüyor; peki ya resmî olarak ithal edilmeden ülkemize kaçak olarak sokulan altinlar ve onlara karsilik ödenen döviz? Bunlar denklemde olmadigi için rakamlara yansimiyor. Altin ithal edilmesi kötü bir sey degil, biz üretimde, vatandas tasarrufta kullaniyor. Ülkemizin ne kadar çok altini olursa o kadar güçlü oluruz.”
Kota engelinin kalkmasi durumunda bu yil 10 milyar dolar ihracata ulasabileceklerini dile getiren Yakin, “Firmalar altindaki fiyat farkindan dolayi baska ülkelerde fabrika yatirimina hazirlaniyor. Ülkemizdeki yabanci yatirimci simdiden Dubai, Italya basta olmak üzere farkli ülkelere gitmeye basladi. Sektörün önü kapatilirsa toparlamak 20 yilimizi alir. Çözüm basit. Bankalar ve Altin Borsasi altin ithal ederek dünya fiyatlariyla ihracatçiya, üreticiye satmali” dedi.
Dahilde Isleme Rejimi (DIR) kapsaminda çesitli istismarlarin oldugunu da anlatan Yanik, 15-20 günlük, tek kisinin çalismadigi firmalarin oldugunu belirterek, sunlari söyledi: "Bu firmalara DIR ile 100 kilogram altin kotasi verilmis. Kim ve nasil veriyor bilmiyoruz. Mesleki kuruluslar var MIB var IKO var, ITO, ISO var, buralardan firmalar ile ilgili bilgi aliniyor mu bilmiyoruz. Kapasitesi olan firma alamiyorken kapasitesi olmayanlara kota dagitiliyor. Ticaret bakanligimiz, bu konudaki sorumlular hakkinda eminim geregini yapacaktir.”