Türkiye’de yeni anayasa tartışmaları bir kez daha gündemin merkezine yerleşirken, hukuk dünyasının önemli isimlerinden Prof. Dr. Ersan Şen, Tgrthaber.com Editörü İrem Şenel'e verdiği röportajda konuya ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Anayasanın toplumsal sorunların çözümü için tek başına yeterli olmadığını vurgulayan Şen, mevcut sistemin işleyişi, kuvvetler ayrılığı ve demokrasinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. İşte Şen’in yeni anayasa tartışmalarına dair yaptığı açıklamalarının detayları…
Prof. Dr. Ersan Şen, anayasa değişikliğine gidilecekse öncelikle sistemin temel işleyişine odaklanılması gerektiğini belirtti:
“Anayasa değişikliğine gidilecekse, yapılması gereken mevcut sistemin gözden geçirilmesi olmalı, kuvvetler ayrılığını güçlendirmek olmalı, yani demokrasiyi ve hukuku güçlendireceksiniz.”
Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez, 66. maddesi değiştirilemez, belki 42. maddede küçük bir değişikliğe gidilebilir. Devletin dili Türkçe, onda bir sorun yok, eğitim öğrenim dili de Türkçe, ama kişinin anadilini öğrenmesi mümkün hale getirilebilir. Devletin dilinden taviz verilemez, çünkü birbirini anlamayan millet olmaz. Tek dil, tek millet Anayasadan çıkarılamaz. Millete ve onu temsil eden Devlete sadakatle ve samimiyetle bağlı olmayanlarla yol yürünmez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve Cumhuriyet’in nitelikleri bellidir.
Bu arada; önce mevcut Anayasa hükümleri uygulanmalı, siz mevcut anayasayı uygulamayıp da yeni bir anayasayı hazırlayacağız ve bununla da bütün sorunları çözeceğiz derseniz, inandırıcılığınızı kaybedersiniz. Konu bu kadar basit ve net.
Ersan Şen’e göre 1982 Anayasası’nın darbe döneminde hazırlanmış olması, onu doğrudan geçersiz ya da işlevsiz yapmıyor. Asıl mesele, o anayasada hangi hükmün nasıl uygulandığında yatıyor.
“2010 ve 2017’de büyük anayasa değişiklikleri yapıldı ama sonuç ne oldu? Ne hukuk işledi ne ekonomi düzeldi ne demokrasi gelişti. Çünkü mesele anayasa metni değil, zihniyet meselesi. Siz iyi niyetle hazırlanmış bir metni bile kötü uygularsanız, iyi sonuç alamazsınız.”
Anayasa değişikliğinin tek başına hiçbir toplumsal, ekonomik ya da siyasal krizi çözmeyeceğini vurgulayan Şen, ekonomik gerçekliğe ve halkın gündemine dikkat çekerek, şunları söyledi:
1 dolar olmuş 41 TL. Enflasyonla mücadele, gelir adaleti, hukuk güvenliği, yargıya güven gibi sorunlar ortada. Şimdi bunları yeni bir anayasa mı çözecek? Hayır. Çünkü anayasa sadece bir araçtır. Siz uygulamada başarısızsanız, hangi metinle neyi değiştirebilirsiniz?
Anayasa, iktidar savaşının silahı haline getirilemez. Sokak başka şey söylüyor: Geçim derdi, adalet açığı, liyakat eksikliği. Siz bu sesi duymadan yaptığınız her anayasa girişimi halktan kopuktur. Sokakta gönül bağının kurulup sokağın dinlenmesi ve vatandaşın sorununun çözülmesi gerekir.
Devletin dili Türkçedir, bunda bir sorun yok. Eğitim öğrenim dili de Türkçedir. Ancak anadilin öğrenilmesi ve bazı seçmeli derslerin ana dilde verilmesi mümkün hale getirilebilir. Bu birlikteliğe zarar vermez, aksine güven inşa eder.
Yasalarla güvence altına alınmış haklar dahi uygulanmıyor. Anayasada yazanlar ile sokakta yaşananlar arasında uçurum var. Bu uçurum kapanmadan siz yeni metin getirseniz ne değişecek? Uygulama yoksa güven yoktur.
“Yeni anayasa şart mı? Belki evet. Ama nasıl bir anayasa? Hukuku, kuvvetler ayrılığını ve demokrasiyi güçlendiren bir anayasa. Ancak bunu yapmadan önce, var olan metni gerçekten uygulamalısınız. Aksi takdirde, yeni metin de eski metin gibi yalnızca kâğıt üzerinde kalır.”
Prof. Dr. Şen, sade ve açık bir anayasa anlayışıyla kendi anayasa önerisini hazırladığını da açıkladı. Bu öneri, 23 maddeden oluşuyor:
“Uzun anayasa metinlerine gerek yok. Temel hak ve özgürlükleri, yönetim yapısını net tanımlayan bir metin yeterlidir. Detaylar ise Meclis eliyle düzenlenmeli. Anayasa, her konunun çözüm yeri değildir; ama iyi bir yönetim için güçlü bir temeldir."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine, denge denetim esaslı yarı parlamenter bir model öneren Şen; yürütmenin güç paylaşımını yeniden düzenliyor, Başbakanlık sistemine geri dönülmesini savunuyor.
Ersan Şen’in taslağı, mevcut 1982 Anayasası'nın: Yürütme ve yasama arasındaki denge zafiyetini, yargının yapısal bağımsızlık sorunlarını, temel hakların uygulamada güvencesiz kalmasını hedef alıyor.
Tasarının tamamında insan onuru, eşitlik, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkesi merkeze alınmış durumda.
Şen’in önerdiği modelde: