Gazeteci Fatih Altaylı, YouTube üzerinden 20 Haziran Cuma günü yayımladığı yeni videosunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında skandal sözler söyledi.
Altaylı, "Bu millet, geçmişte padişahını boğmuş bir millettir. Hoşuna gitmediği zaman, istemediği zaman... Boğulan, suikaste kurban giden, ya da intihar ettiği öne sürülen çok sayıda Osmanlı padişahı var" şeklinde konuşmuştu.
Cumhurbaşkanını tehdit eden Altaylı için harekete geçildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Fatih Altaylı hakkında "Cumhurbaşkanını Tehdit" suçundan re'sen soruşturma başlattı. Altaylı, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce dün gözaltına alındı.
Fatih Altaylı, emniyette verdiği ifadesinde, programlarında tarihi bilgiler ışığında yayın yaptığını öne sürerek "Açıkçası bu tarihi bilgilerden mevcut Cumhurbaşkanına bir tehdit algısı çıkabileceği aklımdan dahi geçmezdi" dedi.
Altaylı savcılık ifadesinde de sözlerinin aynıları ya da benzerlerinin başkaları tarafından da söylendiğini iddia ederek "Burada kesinlikle Cumhurbaşkanı'na tehdit veya tehdit algısı çıkarılacak beyanım yoktur. Herhangi bir ima dahi yoktur.
Olayın bu şekilde anlam bütünlüğü değiştirilerek saptırıldığını, sadece tarihi bilgi vermeye yönelik beyanlarımın bilinçli bir şekilde Cumhurbaşkanı'nı tehdit ediyormuşum gibi yansıtıldığını görmekteyim. Bu algı bozulmasından ve sözlerimin çarpıtılmasında şahsım sorumlu değildir." beyanında bulundu.
Savcılığa USB bellekte 3 dakikalık video sunduğunu belirten Altaylı, "Diğer, yaklaşık 30 saniyelik kısa olan video ise bunların kesilerek, anlam bütünlüğü oluşturulacak şekilde sanki Cumhurbaşkanı'nı tehdit ediyormuşum algısı yaratmak için kurgulanmış ve kamuoyuna sunulmuş videodur." ifadelerine yer verdi.
Altaylı emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Adliyesi'ne getirilen Altaylı, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Gazeteci Fatih Altaylı'nın tutuklandığı bildirildi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, konuyla ilgili açıklama yaparak bir sosyal medya yayınında, "ömür boyu başkanlık" şeklindeki, tamamen uydurulan asılsız bir iddia üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "diktatör" iftirasında bulunulmasının, tarihi gerçeklikten uzak, yalan ve yanlış örneklerle hakaret ve şiddet çağrısı içeren bir kara propaganda yapılmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirtti.
Hakaret ve tehdidin hiçbir demokratik hukuk düzeninde düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurgulayan Tunç, şunları kaydetti:
"İfade özgürlüğü, kişilik haklarını, kamu düzenini, milletimizin değerlerini ve devletin anayasal kurumlarını hedef alan saldırıların bahanesi olamaz. Hukuk Devleti ilkesinin gereği olarak hiç kimse, Cumhurbaşkanımıza yönelik diktatörlük gibi çirkin ve yakışıksız ifadelerle hakaret ve tehdit içeren beyanlarda bulunma hakkına sahip değildir.
Tehdit ve hakaret, gazetecilik perdesi arkasına saklanarak meşrulaştırılamaz. Soruşturmayı yürüten savcılık, Anayasa'dan ve kanunlardan aldığı yetkiyle, kişi ve unvan ayrımı gözetmeksizin görevini ifa etmektedir. Hiçbir makam ya da kişi, yargıya talimat veremez. Unutulmamalıdır ki demokratik toplumlarda eleştiri ile suç arasındaki sınır nettir. Hukukun çizdiği bu sınır aşıldığında, gerekli adlî mekanizmaların devreye girmesinden rahatsız olunmamalıdır."