Osmanlı Devleti'nin en kudretli, en güçlü ve en genç padişahlarından Fatih Sultan Mehmet Han 29 Mayıs 1453 tarihinde bir çağı kapatarak yeni bir çağın başlamasını sağladı. Osmanlı’nın genç padişahı Fatih, henüz 21 yaşındayken, Konstantinopolis’in aşılmaz sanılan surlarını fethederek yalnızca bir şehri değil, bir medeniyeti miras aldı. Bugün 572 yıl sonra, İstanbul'un Fethi coşkuyla kutlanacak.
Tarihin akışını değiştiren, bir çağın kapısını kapatıp yeni bir çağın başlamasını sağlayan o kutlu gün. Osmanlı'nın 7. Padişahı Fatih Sultan Mehmet Han, 21 yaşındayken, Bizans'ın aşılamaz denilen surlarını aşarak İstanbul'a girdi.
Peygamber efendimizin; 'Konstantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur'
hadisine mazhar olan bu zafer, Osmanlı’yı bir imparatorluğa, İstanbul’u ise dünya medeniyetinin merkezi haline getirdi.
Osmanlı Ordusu, genç Fatih Sultan Mehmet'in liderliğinde 1453 yılının bahar aylarında Konstantinopolis surları önüne geldi. Ancak bu zafer, bir anda gerçekleşmedi; yıllarca süren titiz bir hazırlığın ürünüydü. Fatih, tahta geçtiğinde İstanbul’u fethetmeyi bir hedef değil, bir kader olarak görmüştü. Henüz 19 yaşındayken, Boğaz’ın kontrolünü ele geçirmek için Rumeli Hisarı’nı inşa ettirdi.
“Boğazkesen” adıyla bilinen bu hisar, Bizans’ın Avrupa’dan yardım almasını engellemek için stratejik bir hamleydi. Aynı dönemde, Macar topçu ustası Urban’ı yanına alan Fatih, devasa şahi toplar döktürdü.
Bu toplar, 600 kiloluk gülleleri fırlatarak Bizans’ın yüzyıllık surlarını sarsacaktı.
Osmanlı donanması, Haliç’e girişi engelleyen zincirler nedeniyle zorlanıyordu. Fatih’in ordusu, karadan ve denizden şehri kuşatmış, ancak Bizans’ın direnişi kırılmamıştı. İşte bu noktada, tarihin en ikonik hamlelerinden biri gerçekleşti: Gemiler karadan yürüdü.
22 Nisan 1453 gecesi, 70’e yakın gemi, Kasımpaşa’dan Haliç’e uzanan 2 kilometrelik bir yolda, yağlanmış kütükler ve kızaklar üzerinde taşındı.
Bu inanılmaz operasyon, Bizanslıları şaşkına çevirdi. Sabah uyandıklarında Haliç’te Osmanlı gemilerini gören Bizans ordusu, moral olarak çöktü.
Fatih’in bu stratejik dehası, fethin dönüm noktalarından biri oldu.
Fatih Sultan Mehmet Han liderliğinde 6 Nisan 1453'te başlayan fetih kuşatması 53 gün sürdü. Fatih, surları yıkmak için dev topların yanı sıra lağımcı birliklerini kullanarak surların altına tüneller kazdırdı.
Tekerlekli kuleler, okçuların ve askerlerin surlara yaklaşmasını sağladı. Bizans, surları savunmak için Yunan ateşi gibi yenilikçi silahlar kullansa da Osmanlı’nın kararlılığı karşısında direnci zayıfladı.
Kuşatmanın son günlerinde, 29 Mayıs 1453 sabahı, Fatih son büyük hücumu başlattı. Topkapı-Edirnekapı arasındaki surlarda açılan gedikler, Osmanlı askerlerinin şehre girişini sağladı. Bu anlarda, Ulubatlı Hasan’ın kahramanlığı tarih sayfalarına altın harflerle yazıldı.
Rivayete göre, Ulubatlı Hasan, surlara tırmanarak Osmanlı sancağını dikti, ancak bu sırada kırk ok darbesi alarak şehadete ulaştı. Onun fedakârlığı, Osmanlı ordusuna ilham verdi ve surların aşılmasıyla şehir düştü.
Fetihle birlikte, Konstantinopolis artık İstanbul oldu. Fatih Sultan Mehmet, şehre girer girmez Ayasofya’ya yöneldi. Asırlardır Hristiyan dünyasının en kutsal mabedi olarak görülen Ayasofya, fethin nişanesi olarak camiye çevrildi. İlk cuma namazı burada kılındı ve İstanbul, İslam dünyasının yeni merkezi oldu. Ancak Fatih, sadece bir fatih değil, aynı zamanda hoşgörülü bir liderdi. Hristiyan ve Yahudi topluluklarına ibadet özgürlüğü tanıdı, onların geleneklerini sürdürmelerine izin verdi. Bu yaklaşım, İstanbul’un çok kültürlü bir başkent olarak yükselmesini sağladı.
İstanbul’un Fethi, yalnızca Osmanlı için değil, dünya tarihi için de bir dönüm noktasıydı. Bizans İmparatorluğu’nun (Doğu Roma) sonu, Orta Çağ’ın kapanışını simgeledi. Fetih, Osmanlı’yı bir dünya imparatorluğuna dönüştürürken, İstanbul’u İpek Yolu’nun ve ticaretin merkezi haline getirdi. Fethin ekonomik etkileri de büyüktü. İstanbul, Karadeniz ve Akdeniz ticaret yollarının kesişim noktası oldu. Osmanlı, bu stratejik konumu kullanarak doğu ile batı arasındaki ticareti kontrol etti. Aynı zamanda, fetihle birlikte İstanbul, farklı milletlerden ve dinlerden insanların bir arada yaşadığı şehir haline geldi.
Fetih, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda efsanelerle dolu bir destandı. Bizans’ta anlatılan bir rivayete göre, surların düştüğü gün bir manastırda balıklar tavadan havuza sıçradı; bu, şehrin düşüşünün bir habercisi olarak görüldü.
Osmanlı tarafında ise Molla Fenari’nin, henüz çocuk olan Mehmet’in İstanbul’u fethedeceğini öngördüğü söylenir. Fatih’in, “Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni” sözü, fethin başarılı olacağına dair kararlılığını ve inancını yansıttı.
İstanbul'un fethinin 572. Yıldönümü çeşitli etkinliklerle coşkuyla kutlanacak. Kutlamalar sebebiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da bir konuşma gerçekleştirecek ve Millet Bahçesi açılışı gerçekleştirecek.
Etkinlikler kapsamında Edirnekapı’dan Saraçhane’ye tüm İstanbulların katılabileceği bir yürüyüş düzenlenecek. Panorama 1453 Tarih Müzeside ücretsiz gezilebilecek. Kutlama coşkusu hafta sonu da sürecek.
31 Mayıs Cumartesi günü ve 1 Haziran Pazar günü “Fetih’in Başlangıç Noktası Anadolu Hisarı Müze Gezisi ve Fetih’in Mührü Rumeli Hisarı Şantiye Gezisi” yapılacak.