Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye ve dünyadaki istihbarat araştırmalarının temel sorunlarını ele almak, mevcut birikimi değerlendirmek, alternatif paradigmaların imkanlarını tartışmak ve muhtemel çalışma alanlarını ortaya koymak amacıyla "Uluslararası İstihbarat Çalışmaları Kongresi" düzenledi.
İstanbul'da bir otelde düzenlenen programa MİT Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kalın, İstanbul Valisi Davut Gül, Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse, Türkiye ve dünyadan 250 akademisyen katıldı.
Gazze’deki ateşkes sürecine değinen MİT Başkanı Kalın "En sıcak gündem maddemiz olan Gazze'de ateşkesin sağlanmasıyla ilgili bildiğiniz gibi bu sabah itibarıyla yakın tarihimizde önemli bir sayfayı, dönemi geride bıraktık.
2 yıldır devam eden Gazze halkına yönelik soykırım politikaları bugün itibariyle bir ateşkesle artık sona ermiştir. Bunu derken tabii ki büyük bir ihtiyat ve dikkat içerisinde söylüyorum. Zira ateşkesin uygulanması, bundan sonraki en önemli görevimiz olacaktır.
Kırılgan bir ateşkes yapıldı. Uygulaması sahada denetlenmesi de aynı şekilde büyük bir hassasiyet ve dikkat gerektirmektedir. Bu tür hassas kırılgan ortamlarda ihlaller, sabotajlar her zaman olur. Ama bugün itibariyle önümüzde elimizde artık bir ateşkes var ve Gazze'de akan kanın durması gözyaşlarının dinmesi için bir tarihi fırsat önümüzde bulunuyor. Bu fırsatı hayata geçirmek, kalıcı hale getirmek, bu barışı ateşkesi barışa dönüştürebilmek için hepimizin üzerine büyük bir sorumluluk düşüyor.
Sadece arabulucu ülkelerin ya da garantörlerin değil Avrupa'dan Amerika'ya Asya'dan Orta Doğu'ya bütün uluslararası toplumun bu ateşkesin kalıcı hale gelmesi için rol alması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde ve haftalarda bu kırılgan ateşkesin kapsamlı bir şekilde hayata geçirilmesi ve kalıcı hale gelmesi için hepimize büyük görevler düşüyor. Bu ateşkes tabii ki sorunun çözümü değil daha ilk adımı.
Sorun ancak ve ancak Filistin Devleti kurulduğunda Orta Doğu'da iki devleti çözüm hayata geçirildiği zaman gerçek manada çözüme yakın hale gelmiş olacak. Biz Türkiye olarak bu süreçte hem akan kanın durması hem soykırımın sona ermesi hem Gazzeli kardeşlerimizin bir nefes alması için gece gündüz çalıştık" ifadelerini kullandı.
Dolmabahçe Mutabakatının, Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılması için atılmış en önemli adımlardan birisi olduğunu söyleyen Kalın, "Rusya-Ukrayna krizinde Türkiye olarak bugüne kadar kritik roller üstlendik. Yaklaşık 3 yıl önce İstanbul'da yapılan Dolmabahçe Mutabakatı bu savaşın sonlandırılması için atılmış en önemli adımlardan birisiydi. Çeşitli nedenlerden dolayı akamete uğrayan bu girişim 3 yıl sonra maalesef önümüze çok ağır bir tablo koydu.
Yine on binlerce insanın öldüğü hem Rusya hem Ukrayna tarafından ülkelerin imkan ve kabiliyetlerinin yerle bir edildiği bir savaş tablosuyla karşı karşıyayız. Bu savaşın sona erdirilmesi için de Türkiye olarak biz bütün taraflarla aynı anda konuşan, konuşmaya devam eden bir ülke olarak kendimizi konumlandırdık. Türkiye olarak biz bu çalışmalara bundan sonra da ev sahipliği yapmaya, ara buluculuk yapmaya, kolaylaştırıcı bir rol oynamaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Suriye'yi bağımsız, komşularıyla iyi ilişki içerisinde olan bir güvenlik merkezi, bir kalkınma ülkesi, bir istikrar coğrafyası haline getirmenin herkesin ortak sorumluluğu olduğunu söyleyen Kalın, "Suriye geçtiğimiz yılın Aralık ayında Esad rejiminin yıkılmasıyla birlikte yeni bir aşamaya girdi. Komşumuz olan 911 kilometre sınırımızın bulunduğu Suriye'de toprak bütün korunması, siyasi birliğin sağlanması, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal bütünlüğün ileri taşınması için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Suriye yönetimini devralan yeni devlet, yeni yönetim, büyük meydan okumalarla büyük sınamalarla karşı karşıya.
Yaklaşık 60 yıllık Baas rejimini yıkan, 14 yıllık bir iç savaşı sona erdiren bir kritik dönemin ardından Suriye'yi yeniden inşa etmek kolay bir iş değil. Suriye'nin herkesin yardımına ve desteğine ihtiyacı var. Zira yeni Suriye yönetimi çökmüş bir devleti, bölünmüş bir toplumu, iflas etmiş bir ekonomiyi devraldı. Bu yapıyı alıp yeniden tamir etmek, tedavi etmek, yeni bir Suriye inşa etmek sadece Suriyelilerin değil; hepimizin ortak sorumluluğudur. Burada Suriye'nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine yönelik her tür çabanın önüne geçerek Suriye'yi bağımsız egemen komşularıyla iyi ilişki içerisinde olan bir güvenlik merkezi, bir kalkınma ülkesi, bir istikrar coğrafyası haline getirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu yönde de çabalarımızı, çalışmalarımızı çok yönlü bir şekilde devam ettiriyoruz" dedi.
Türkiye'nin Somali politikasını da anlatan Kalın, "Somali'nin barış ve istikrarı, kalkınması da sadece Somalilerin meselesi değil, hepimizin ortak sorumluluğudur" diye konuştu.
Terörsüz Türkiye yolunda bundan sonra atılacak adımlarla da ülkemizi ve bölgemizi tüm terör tehditlerinden arındırmayı hedeflediklerini söyleyen Kalın, "Terörsüz Türkiye ile sadece Türkiye'nin karşı karşıya olduğu 40 yıllık PKK terörünü sonlandırmayı değil aynı zamanda bütün bölgenin her tür terör örgütünden, vekil güçlerden arındırılması, bölgenin gerçekten kendi dinamikleri üzerinde bir güven ve istikrar düzeni ve sistemi kurmasını arzu ediyoruz.
Terörsüz Türkiye yolunda aldığımız mesafe gerçekten tarihi niteliktedir. Bundan sonra atılacak adımlarla da ülkemizi ve bölgemizi tüm terör tehditlerinden arındırmak, bölgede Türk’ü ile Kürt'ü ile- Arap'ı ile diğer unsurlarıyla gerçek bir kucaklaşmanın, barışın, stratejik bir kavuşmanın ve bütünleşmenin adımlarını atmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.