Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

Ülke gündemini sarsan “ünlülerin torbacısı” olduğu iddiasıyla bilinen ve Habertürk TV'nin görevden alınan Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un da tutuklu bulunduğu uyuşturucu soruşturmasında tutuklandıktan sonra itirafçı olduğu gerekçesiyle serbest kalan sosyal medya fenomeni Sercan Yaşar açıklama yaptı.
Yaşar, etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olduğu yönündeki iddiaları yalanladı ve tahliyesinin adli kontrol kararıyla olduğunu öne sürdü.
Ülke gündeminin baş sırasına oturan soruşturmanın ilk dalgasında İrem Derici, Hadise, Kaan Yıldırım, Berrak Tüzünataç ve Özge Özpirinçci’nin de aralarında bulunduğu toplam 19 ismin ifadeleri alındı. Sercan Yaşar’ın tahliyesi sonrası tutuklandıktan sonra her şeyi anlatarak itirafçı olduğu yönünde iddialar ortaya atıldı.
Yaşar, iddialara sosyal medya üzerinden cevap verdi. Avukatı aracılığıyla yapılan açıklamada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılmadığı, tahliyenin adli kontrol şartıyla olduğu ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Tüm kamuoyunun da bildiği üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından kapsamlı bir soruşturma yürütülmektedir. Müvekkilimiz Sercan Yaşar, yürütülen soruşturma dosyasında kötü niyetli ve asılsız bir ihbardan kaynaklı şüpheli olarak yer almıştır.
İsnat edilen suça ilişkin müvekkilimizin ikametinde gerçekleştirilen arama ve el koyma faaliyeti akabinde uyuşturucu madde ticaretine konu olabilecek nitelik ve miktarda herhangi bir uyuşturucu madde, hassas terazi, paketleme materyali, suçtan elde edildiği iddia edilebilecek para gibi herhangi bir somut delil ele geçirilmemiştir.
Ancak müvekkilin ifade işlemleri sırasında cep telefonu şifrelerini kolluk görevlilerine vermiş olmasına rağmen, arama ve gözaltı sürecinde anksiyete rahatsızlığı nedeniyle yaşadığı panik hali içerisinde WhatsApp uygulamasını sildiği iddiası, suçla bağlantısı ortaya konulmaksızın tutuklama kararına gerekçe yapılmıştır.
Soruşturmanın geldiği aşamada İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu, müvekkilin sabit ikametgah sahibi olması, kaçma veya saklanma şüphesini destekleyen tek bir somut olgunun dahi bulunmaması, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması, tutuklamanın istisnai ve son çare niteliğinde bir koruma tedbiri olması ve ölçülülük ilkesinin açıkça ihlal edilmesi hususlarını birlikte değerlendirerek; dosya bakımından tutuklama tedbirinin zorunlu olmadığına, beklenen amacın adli kontrol hükümleri uygulanmak suretiyle sağlanabileceğine hükmetmiş ve bu gerekçelerle müvekkilin tahliyesine karar vermiştir.
Bu noktada açıkça vurgulamak gerekir ki; müvekkil Sercan Yaşar'ın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı yönündeki iddialar hukuken ve fiilen imkânsızdır. Zira etkin pişmanlık, ancak kişinin atılı suçu işlediğini kabul etmesi ve bu suçun ortaya çıkarılmasına katkı sunması halinde gündeme gelebilen bir kurumdur.
Türk Ceza Kanunu'nun 192. maddesinde düzenlenen bu hüküm, suçu sabit hale gelen kişiler bakımından yalnızca cezada indirim öngörmekte olup, cezasızlık sonucunu doğurmaz. Oysa müvekkilimiz yönünden, soruşturmanın başından itibaren yapılan tüm inceleme ve değerlendirmeler, isnat edilen suçun işlendiğine ilişkin şüpheyi dahi son derece zayıflatmıştır.
Bu nedenle, müvekkilin etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandığı yönündeki iddialar, hukuki dayanaktan tamamen yoksun, gerçeğe aykırı ve kamuoyunu bilinçli biçimde yanıltmaya yönelik açıklamalardan ibarettir. Buna rağmen, bazı basın ve sosyal medya mecralarında müvekkilimizin gerçeğe aykırı biçimde suçlu gibi gösterildiği, tahliye ve adli kontrol kararının içeriği bilinçli şekilde çarpıtıldığı ve kamuoyunun kasten yanıltıldığı görülmektedir.
Müvekkil, henüz soruşturma aşamasında olmasına rağmen, gerçeğe aykırı haberler ve sorumsuz paylaşımlar yoluyla açık bir itibar suikastine maruz bırakılmış, kişilik hakları ağır şekilde ihlal edilmiştir. Bu nedenle; müvekkilimizin masumiyet karinesini ihlal eden, gerçeğe aykırı bilgi yayan ve itibar zedelemeye yönelik yayın, paylaşım ve yorumlar hakkında cezai ve hukuki tüm yollara başvurulacak, sorumlular hakkında ivedilikle hukuki işlem başlatılacaktır."