Şarkıcı Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında gözler, olay gecesinde evde bulunan Sultan Nur Ulu’ya çevrildi. Yapılan yasal işlemler sonucunda Sultan Nur Ulu hakkında “ev hapsi” şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi ve Ulu, polis eşliğinde Yalova’daki ikametine götürüldü. Dosya kapsamında gözaltına alınan diğer şüpheliler ise ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Sultan Nur Ulu’nun yargı süreci, adli kontrol altında devam ediyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Sultan Nur Ulu hakkında mahkeme, “ev hapsi” şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi. Kararın ardından Ulu, polis ekipleri eşliğinde Yalova merkezdeki ikametine götürüldü. Aynı dosya kapsamında gözaltına alınan Arif Ulu ile iki şüpheli ise savcılıkta verdikleri ifadelerin ardından serbest bırakıldı.

Sultan Nur Ulu’nun savcılıktaki ifadesinde yer aldığı belirtilen anlatım ise dosyadaki tartışmaları artırdı. Ulu’nun ifadesinde, olay anında şarkıcı Güllü’nün yüzü cama dönük halde bulunduğunu, bu sırada kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in dizlerinin biraz üst kısmından sarılarak annesini ittiğini, Güllü’nün dengesini kaybederek düştüğünü söylediği iddia edildi. Ulu’nun, yaşananlar karşısında şok olduğunu ve sonrasında Tuğyan’ın kendisine “koş” dediğini, birlikte aşağı indiklerini ifade ettiği öğrenildi.

Öte yandan Tuğyan Ülkem Gülter, adliyeye sevk edilmeden önce sağlık kontrolü için hastaneye götürüldüğü sırada hastane önünde toplanan bir grubun tepkisiyle karşılaştı. Güvenlik gerekçesiyle Gülter’in doğrudan adliyeye getirildiği belirtildi. Yalova Adalet Sarayı önünde toplanan kalabalık da Gülter aleyhine sloganlar atarak protestoda bulundu.
Soruşturma dosyasına yansıyan iddialara göre, Sultan Nur Ulu’nun sustuğunu ve ifade vermekte geciktiğini düşündüğü bir tehdide maruz kaldığı ileri sürüldü. Ulu’nun emniyetteki ifadesinde, “Benim başıma bir şey gelirse seni de yakarım” gibi bir söz duyduğu için olayla ilgili konuşmakta çekindiği öne sürüldü. Bu iddia, Ulu’nun ilk etapta sessiz kalmasının nedenini açıklamak amacıyla gündeme geldi. Ancak bu ifadeler hâlen soruşturma aşamasında yer alan iddialardır; kesin şekilde kanıtlanmış bir tehdit olayı olduğunu göstermez ve yargı süreci devam etmektedir.

Soruşturmadaki bir diğer dikkat çekici gelişme ise Tuğyan Ülkem Gülter’in avukatlarının dosyadan çekilmesi oldu. Avukatlardan Mert Erdoğan, Gül Tut’un vasiyeti doğrultusunda çocuklarına sahip çıkmak amacıyla vekillik görevini üstlendiklerini, sürecin başında Tuğyan ve Tuğberk ile bu yönde mutabakata vardıklarını söyledi. Erdoğan, Tuğyan Ülkem Gülter’in dosyadaki sıfatının mağdurdan şüpheliye dönüşmesi üzerine, Gül Tut’un manevi mirasına saygı gerekçesiyle bu kararı aldıklarını ifade etti. Bu durumun suçluluk ya da masumiyet anlamı taşımadığını vurgulayan Erdoğan, Tuğberk Gülter’e yönelik vekilliklerinin ise devam ettiğini belirtti.

Gazetecilerin, kararın Sultan Nur Ulu’nun “itirafçı olduğu” iddiasıyla bağlantılı olup olmadığı yönündeki sorusunu yanıtlayan Erdoğan, dosyada gizlilik kararı bulunduğunu, bu nedenle böyle bir değerlendirme yapamayacaklarını söyledi. Avukat Aycan Sevsay da Tuğyan Ülkem Gülter’in dosyasından çekildiklerini doğrulayarak, dosyada yeterli şüphenin oluştuğunu, ancak bunun suçun işlendiği ya da işlenmediği yönünde bir kesinlik ifade etmediğini dile getirdi.

Şarkıcı Gül Tut (52), 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi’nde bulunan 6. kattaki evinin üzeri kapalı terasındaki pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, Tut’un kızı Tuğyan Ülkem Gülter ile olay günü aynı odada bulunan arkadaşı Sultan Nur Ulu, yurt dışına çıkış hazırlığı yaptıkları iddiasıyla İstanbul’da gözaltına alınarak Yalova’ya getirilmişti. Ulu’nun babası Arif Ulu ile iki kişi daha soruşturma kapsamında gözaltına alınmıştı. Soruşturma çok yönlü olarak sürdürülüyor.