Politika

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, terör örgütü SGD'nin İsrail'den cesaret alarak süreci uzattığını söyledi. Terör örgütüne Şam yönetimiyle anlaşması ve 10 Mart Mutabakatı'na uyması için çağrıda bulunan Bakan Fidan, "Siyasetle değil, silahla yoluna devam edersen silahla karşılık bulursun" diye konuştu.

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun
KAYNAK:
AA
|
GİRİŞ:
14.12.2025
saat ikonu 04:59
|
GÜNCELLEME:
14.12.2025
saat ikonu 05:14

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Terörsüz Türkiye süreci ve Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. TVNET canlı yayınında konuşan Fidan, 2025'in Türk dış politikası için çok yoğun bir yıl olduğunu belirterek, "Özellikle mücavir bölgemiz büyük krizlerle yüzleşiyordu. Bu krizler tabii savaş merkezli krizler. Ukrayna'da olan savaş sadece Rusya-Ukrayna arasındaki konuları değil, bütün bölgeye, Karadeniz dahil, küresel bir yayılma riski olan bir savaştan bahsediyoruz ve etkileri de var açıkçası." diye konuştu.

Suriye halkının özgürleşmesiyle başlayan yeni süreçte Türkiye'nin bölge ülkeleriyle birlikte oynadığı role de değinen Fidan, Gazze'de soykırımın durdurulması, ateşkesin sağlanması ve bu ateşkesin bir barış anlaşmasıyla kalıcı hale getirilmesi yolunda Türkiye'nin çabalarına işaret etti.

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun

Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere devletin bütün organlarının, Gazze konusunda yoğun bir çaba ortaya koyduğunu vurgulayan Fidan, "Elhamdülillah bir noktada ateşkes sağlandı ama bugün de gördük sürekli ihlal edilen bir ateşkesle karşı karşıyayız. Kırılgan bir ateşkes ortamı var." ifadelerini kullandı.

"SAVAŞIN KİMSEYE FAYDASI YOK"

Fidan, 2026'nın da heyecanlı, oldukça yoğun, risklere açık ama aynı zamanda fırsatlar sunan bir yıl olacağını söyleyerek, , İsrail-Filistin meselesi, İsrail'in Suriye'yi de kapsayan yayılmacılığı gibi konuların 2025'ten 2026'ya devredeceğini belirtti.

Bakan Fidan, yeni yılda Akdeniz'deki, Kuzey Afrika'daki, Sahel'deki, Balkanlar'daki bütün konuların da yakında takibinin yapılacağını vurgulayarak, "Yeni, sıfırdan ne krizler çıkabilir, onlara bakmak gerekiyor. Öteden beri işaretlerini aldığımız bir konu, ticari rekabetin bir noktadan sonra sıcak savaş getirme riskini taşıyor olması, özellikle belli ülkeler arasında." dedi.

Fidan, ülkelerin sistemlerinin uyumlaşmamasından dolayı ticari yapılarda büyük bir rekabetin ortaya çıktığını belirterek, "Bizim dileğimiz, temennimiz o ki yani bunu oturarak konuşup çözmeleri. Çünkü savaşın hiç kimseye faydası yok. Özellikle nükleer güce sahip büyük güçlerin, yani karşılıklı birbirlerine tehdit savurmaları ve güç kullanma arayışlarında olmaları tabii ki geri kalan ülkeler için de büyük bir sıkıntı alanı." diye konuştu.

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun

"SDG, İSRAİL'DEN CESARET ALIYOR"

"SDG, İsrail'den cesaret alıyor mu? Kesinlikle alıyor." ifadesini kullanan Fidan, bunun yeni bir durum olmadığını belirtti.

Fidan, "SDG hiçbir zaman için muhalefetle beraber Esed'e karşı hareket etmedi. Esed'in gitmemesi konusu sadece Rusların ve İranlıların istediği bir konu değildi. İsrailliler de gitmesini istemiyordu." diyerek, geçmiş yıllarda İsrail'in etkisi altındaki ABD'li politikacıların da aynı noktaya geldiğini ve muhaliflerden desteğini çektiğini dile getirdi.

ABD siyasetinin ve Trump yönetiminin artık Suriye'nin geleceğiyle ilgili farklı bir görüşünün bulunduğuna işaret eden Fidan, "Şimdi burada SDG'nin durduğu yerden aslında vazgeçerek bir an önce 'daki yönetimle anlaşması ve 10 Mart Mutabakatı çerçevesinde tarafların üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor." dedi.

"DEAŞ TEHDİT OLUŞTURACAK DURUMDA DEĞİL"

Fidan, örgütü 'ın çok küçülmüş bir vaka olduğuna ve sistemik bir tehdit oluşturacak durumda olmadığına dikkati çekerek, bölge aktörlerinin bir araya gelerek bu meselenin üstesinden gelebileceğine işaret etti.

DEAŞ'ı mücadele edilmesi gereken bir tehdit olarak gördüklerini fakat örgüt bahanesiyle daha farklı politik ve bölgesel projelerin hayata geçirilmesinin problemli olduğunu kaydeden Fidan, "Ama savaşan bir millet olarak, askeri kabiliyetleri, istihbari kabiliyetleri çok yüksek bir millet olarak şunu da biliyoruz ki DEAŞ'a gösterilen reaksiyonun orantısı tehdidin kendisiyle mütenasip değil. Orada başka hedefleri hayata geçirmeyle alakalı konu var." ifadelerine yer verdi.

Fidan, DEAŞ'ın herkesin kullandığı bir aparat olduğunu dile getirerek, İran'ın yanı sıra batı ülkeleri ve devrik Beşşar Esed rejiminin de DEAŞ'ı kullanarak kendine alan açtığına işaret etti.

DEAŞ'ın, Suriye'nin geleceğini farklı şekilde yönlendirecek bir tehdit olarak sunulması ve mücadele edilecek bir terör örgütü olarak görülmesinin farklı konular olduğunu söyleyen Fidan, yeni yönetimin buna müsaade etmeyeceğini düşündüğünü aktardı.

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun

"SDG DEAŞ'I BAHANE EDİP SÜRECİ UZATMASIN"

Fidan, "SDG'nin bu noktada gerek DEAŞ bahanesi, gerek başka bahanelerle artık süreci uzatmaması gerekiyor. Çünkü burada tekrar tekrar altını çiziyorum, burada sadece Suriye'nin güvenliği ile ilgili bir konu yok, bu Türkiye ile ilgili bir konu. Bunlar PKK'nın oradaki uzantısı ve PKK'nın şu anda Türkiye'yle yürüttüğü bir süreç var. Kendini fesih kararı var. Bu kararın etkilerini sadece sınırlarımızın içerisinde değil, sınırlarımızın ötesinde de görmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Fidan, örgütün hem Türkiye içinde hem de sınır dışında silahlı eylemlerini sonlandırması gerektiğini anlattı.

"Bütün sorun zaten son 7-8 yıldır Türkiye'de olan herhangi bir konudan dolayı değil, sınırın ötesinde olan sorundan dolayı başlıyor bizim için." diyen Fidan, sınır içindeki konunun büyük ölçüde zaten halledildiğine ancak sınırın ötesinde sorunun sürdüğüne işaret etti.

"SURİYE'DEKİ DEAŞ SALDIRISI PROVOKASYON"

Fidan, "Sınırın ötesinde silahlı kontrolsüz unsurlar, terör unsurları varlığını devam ettirdiği sürece, herhangi bir yere cevap vermeyen, bu DEAŞ olur, PKK olur, DHKP/C olur, diğer sol gruplar var Suriye'de şu anda silahlı olarak örgütlenmiş durumda. Bunların hepsinin varlığı, silahlı varlığı bizim için bir güvenlik sorunudur." diyerek, yasal çerçevede siyaset yoluyla fikirlerin dile getirilmesinin başka bir konu olduğunu belirtti.

Siyasal ideolojilerle değil, siyasal metodolojilerle problem yaşadıklarına değinen Fidan, "Siz kendi gündeminizi silah yoluyla ilerletmeye çalıştığınız zaman bu artık bir demokrasi ve fikir özgürlüğü sorunu olmuyor." dedi.

Fidan, Suriye'de bir DEAŞ militanının düzenlediği silahlı saldırıda 2 ABD askeri ve 1 ABD vatandaşının öldürmesinin bir provokasyon olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği sorusunu "Tabii." yanıtını verdi.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ

"Terörsüz Türkiye" sürecinin Türkiye'nin üzerine düşen ödevler açısından fevkalade şeffaf ve iyi ilerlediğinin altını çizen Fidan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin daveti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın irade koymasıyla başlayan sürecin toplumsal barış adına önemli bir fırsat sunduğunu belirtti.

Fidan, "Şimdi burada tabii bir eşitsizlik var, karşı tarafın bu türden bir tartışması yok. Örgüt bu konuda ne düşünüyor, ne yapacak, ne edecek... Herkes Türkiye'den beklenen adımları ifade ediyor da örgütün kendi adımlarına ilişkin, ne yapacağına ilişkin bir cümle biz duymuyoruz. Bir defa bu şeffaf olmayan durumun giderilmesi lazım." ifadelerini kullandı.

Örgütün ne olması gerektiğini çok iyi bildiğini söyleyen Fidan, "Sen silahlarından vazgeçeceksin ve hayatına bundan sonra meşru siyasi sınırlar içerisinde, eğer varsa ideolojik bir kavgan, katılmıyorum ama senin ideolojik bir kavgan olabilir, oradan siyasetten yoluna devam edeceksin. Siyasetle değil, silahla sen yoluna devam edersen silahla karşılık bulursun. Bunun cevabı budur." diye konuştu.

CAATSA YAPTIRIMLARI İÇİN TARİH VERDİ

Bakan Fidan, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası'nın (CAATSA) kaldırılmasına ilişkin çalışmalar hakkındaki soruya, "Cumhurbaşkanımızla Trump'ın Beyaz Saray'da yaptığı görüşmede temel irade çerçevesi konulmuş olan bir konu. Bu iradeye uygun olarak gerek onda gerek Halkbank davasında, bu iki tane sorunlu alan şu anda. Geri kalan alanlarda çok iyiyiz, küresel ilişkilerde, diğer ticari konuları artırma hedefimiz var, buradaki çalışmalar devam ediyor." yanıtını verdi.

Çok yakında bu konuda bir açılım olacağını düşündüğünü aktaran Fidan, bunun savunma sanayi açısından önem arz ettiğini dile getirdi.

Fidan, NATO içerisindeki karşılıklı bağımlılık ilkesine dikkati çekerek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin belli teçhizat, silah ve mühimmat konularındaki yıllardır devam eden ikmal sisteminin CAATSA sebebiyle kesintiye uğradığını ve bunun çözülmesi gerektiğini söyledi.

"Bizim kendi yerliliğimizi zirveye taşıyacağımız bir döneme kadar, belli konulardaki yaptırım alanlarını, sadece Amerika'dan değil, Avrupa'dan da kaldırmamız lazım." diyen Fidan, Kanada, Almanya ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinin yaptırımlarını diplomatik çabalarla büyük ölçüde kaldırdıklarını hatırlattı. Fidan, 2026'da CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasının mümkün olduğunu dile getirdi.

Bakan Fidan'dan SDG'ye İsrail uyarısı: Savaşa savaşla karşılık bulursun

"RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI REFERANDUMLA SONUÇLANACAK"

Rusya-Ukrayna Savaşı'na yönelik yaratıcı çözümler üretmek zorunda olduklarını belirten Fidan, her iki tarafında kendi içinde bulunduğu bir gerçekliğin olduğunu ve bu gerçekliğin izin verdiği manevra alanları olduğunu vurguladı.

Ukrayna'nın Donbas bölgesinde geri kalan toprak konusunun bu görüşmelerdeki temel alanlardan olduğunu vurgulayan Fidan, Rusların ve Ukraynalıların buraya ilişkin farklı tezleri dillendirdiğini söyledi.

Fidan, "Öyle görünüyor ki konu belli oranda Ukrayna'da seçimlerle ve referandumla sonuçlanacak. Özellikle belli konular, bu anlaşmanın içerisindeki belli konular referandumla ancak hayata geçebilir. Siyasi liderin tek başına altına imza atmak istemeyeceği bir durum olabilir." ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan, dondurulmuş Rus paralarının ne olacağı konusunda tartışmaların olduğunu hatırlatarak, bu paraya ilişkin Avrupalıların ve Brüksel'in farklı değerlendirmelerde bulunduğunu belirterek, "Rus parasına ne olacak meselesi çok büyük bir ihtilaf alanı. Donbas birinci, bu ikinci." dedi.

KARADENİZ'DE RUS GEMİLERİNE SALDIRI

Karadeniz'de son dönemde gemilere yönelik saldırılara dikkati çeken Fidan, şöyle devam etti:

"Baştan beri uyardığımız bir konu, yayılma riski ve yayılıyor. Savaşın sonuna doğru bu türden anlar olur. Herkes elini maksimize ediyor, bütün yerlere bütün cephelere saldırıyor. Özellikle iki tarafta enerji altyapılarını vuruyor. Maalesef Karadeniz'deki karşılıklı misillemeler Karadeniz'deki ticareti engelliyor. İkincisi bizim vatandaşlarımızın içinde bulunduğu, bizim şirketlerimize ait olan gemilerin hedef olmasına sebep oluyor. Bandıralar farklı ama işleten şirketler, Türk şirketleri içinde Türk mürettebatı olabiliyor. Çok şükür bugüne kadar hiçbir Türk mürettebat yara almadı. Bugün yine bir olay daha oldu. Ulaştırma Bakanımızla da az önce görüştük. Bakanımız da çok yakından takip ediyor bütün bu gemi hadiselerini bizimle beraber.

Sayın Putin'le yaptığı görüşmede Cumhurbaşkanımız orda da dile getirdi. Bu bizim endişeyle takip ettiğimiz bir konu. İki alanda biz anlaşma yapılmasını talep ediyoruz. Eğer kapsamlı bir topyekun ateşkes ve barış anlaşması olmayacaksa iki alanda enerji alanlarının vurulmaması konusunda ve Karadeniz'deki ticari seyrüsefer emniyetinin sağlanması konusunda kısıtlı bir anlaşma yapalım. Biliyorsunuz aslında tahıl anlaşması bunu mümkün kılan bir anlaşmaydı. Sadece tahıl gemileri değil bütün gemiler vurulmaktan kurtulmuştu. Epey bir süre Karadeniz ve ticaret Ukrayna'da savaş devam ederken sorunsuz devam etmişti. Taraflar bunu bizim ara buluculuğumuzdan dolayı paranteze almışlardı. Şimdi aynı türden paranteze almaya tekrar ihtiyaç var."

ETİKETLER
#deaş
#terör
#rusya-ukrayna savaşı
#şam
#Süreçli Hastalık
#Türkiye Dış Politikası
#Gelişmeler
#Politika
YorumYORUM YAZ
Uyarı
Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.