Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar'daki İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Zirvesi dönüşü aralarında TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki'nin de bulunduğu basın mensuplarının sorularını cevapladı. Terörsüz Türkiye süreci değerlendiren Erdoğan, CHP'nin şaibeli kurultayı hakkında da konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan komisyon ve süreç hakkında bilgi veren Erdoğan, "Terörsüz Türkiye süreci kararlılıkla ve hedefe odaklanmış bir şekilde devam etmektedir. Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Terörsüz Türkiye hedefimizin yalnızca güvenlik değil, demokratik meşruiyet temelinde yürütüldüğünün de en net göstergesidir. Süreç, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi tahkim edecek biçimde ivme kazanmaktadır. Ayrık otları temizlenmediği takdirde mahsulü zayıflatır ve verimi düşürür. İnanıyorum ki birlik ve beraberliğimiz o zararlı otları kökünden kurutacak, sürecin menzile varmasıyla ülkemiz daha da güçlenecektir. Bu nedenle sahada her adımı yakından takip ediyoruz. Komisyon içindeki arkadaşlarımız da çok hassas bir şekilde süreci takip ediyorlar. Milletimizin desteği ve hayır duası en büyük güvencemizdir. O büyük destek sayesinde ülkemize karşı kurulan tuzakları bozduk ve bozacağız. Milletim şunun farkında olsun; biz, ne yaptığımızı çok ama çok iyi biliyoruz. Toplu vuran yürekleri topun sindiremeyeceğini akıllarımızdan bir an dahi çıkartmıyoruz, çıkartmayalım. “Terörsüz Türkiye” sürecini sadece bugünü değil, geleceği de güvence altına almak için kapsamlı bir güvenlik anlayışıyla yürütüyoruz. Vakti, zamanı geldiğinde bu sözlerimiz daha net anlaşılacaktır" ifadelerini kullandı.
CHP'nin şaibeli kurultay davası hakkında konuşan Erdoğan, "Şu anda yargı burada tek amir. Kararını verdi mi, verdi. Dolayısıyla şimdi bu ara kararla süreç ertelenmiş oldu. Bu ertelenmeyle birlikte bu ara karardan sonra beklenen yeniden mahkemenin yapılmasıdır. Bakalım orada ne gibi bir karar çıkacak. Bunu da açık ve net göreceğiz. Biz bu davanın hiçbir yerinde AK Parti olarak yokuz. Şikayet edenler de yargılananlar da CHP'nin koridorlarında dolaşıyorlar. Aramızdaki fark bu. Bunların iç tartışmalarını bastırmak için öncelikle bize sataşmaktan vazgeçmesi lazım. Neymiş? CHP'den bazı başkanlar, meclis üyeleri, bizim partimize katılmışlar. Katılmak isteyenlere biz “niye geliyorsunuz” mu diyeceğiz? Bizim kapımız açık. “Hayırlı olsun” deriz ve aramıza onları da alırız. Nitekim en son Beykoz Belediye Başkanı Özlem Vural Gürzel, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı'ndan sonra, o da aramıza katıldı. Meclis üyeleriyle beraber aramıza geldiler ve şu anda onlarla birlikte yola devam ediyoruz. Her ne kadar bu kavga CHP içinde yaşansa da şurası çok önemli, herkesi etkiliyor. Rüşvet, haraç, yolsuzluk, sahtekarlık, irtikap ve delege pazarlığı bunların içinde var. Önce sen, kendi içindeki bu olumsuzlukları temizlemeye bak. Bunu temizlemeden sağa sola çamur atma. Meselenin bu yönünü kimse görmezden gelemez. İta amirlerinden izin almadan konuşamayan bir CHP yönetimi var. Böyle siyaset olur mu? AK Parti'nin içinde böyle bir şey yok. Söz isteyen bütün arkadaşlarımıza biz mikrofonlarımızı açık tutarız. Asla onların mikrofonlarını kapatmayız. CHP yöneticilerinin kurdukları her cümle ya kulaklarına fısıldanıyor ya da ellerine tutuşturuluyor. Böyle bir yapı var. Bu yol, yol değil. Onun için de biz ara karardan sonra yargının vereceği kararı, bu mutlak butlan mı olur, başka türlü bir karar mı çıkar, hepsini yargının vereceği karardan sonra göreceğiz" ifadelerini kullandı.
CHP'den istifa ederek AK Parti'ye katılan siyasi isimler hakkında konuşan Erdoğan, "CHP’ye gidenler, iyi niyetlerle ana muhalefet partisine gittiler. Ama daha sonra gördüler ki partide rüşvet var, yolsuzluk var, irtikap var. Bütün bunlar olunca, “biz yanlış adrese gelmişiz” dediler ve kopma kararı aldılar. AK Parti'nin içinde yıllarca böyle bir durum yaşanmadı, yaşanmıyor. Bu gerçeği gören CHP yöneticileri, bu kaçışı durdurmak için “baskı yapılıyor, tehdit ediliyorlar” gibi iftiralarda bulunmaya başladılar. Değerli arkadaşlar, 100 yıllık partiyi bir hırsızlık çetesinin fedaisi haline getirenlere bir tepkidir bu. Şu anda tablo budur. Belediye başkanlığı yapmış bir Cumhurbaşkanıyım. Başbakanlık yapmış bir Cumhurbaşkanıyım. 2014'ten bu yana Cumhurbaşkanlığını sürdüren bir kişiyim. Kısacası siyasetçiyim. Siyasi hayatım boyunca böyle şeylerle hamdolsun hiçbir zaman karşı karşıya kalmadım. CHP dışındaki partilerden de saflarımıza katılan kardeşlerimiz, bu millete hizmetin adresinin AK Parti olduğuna inandıkları için partimize geliyorlar. Bu da bizi bir yerde mutlu ediyor. Bundan sonraki süreçte de katılımların devam edeceğine inanıyorum. İnsanlar güçlü kadrolara sahip, istikrarlı bir parti olarak AK Parti'yi tercih ediyor. 24 yıllık tarihinde hem halkın teveccühünü kazanmış, hem de devlet yönetimindeki tecrübesini ortaya koymuş bir partiyiz. Bundan sonraki süreçte de atacağımız adımlarla, halkımızın muhabbetini kazanarak inşallah yola devam edeceğiz. Dolayısıyla muhalefetten gelen isimler için AK Parti’ye katılmak, parti değişikliğinin ötesinde temiz siyaset ile, kendini millete hizmet adamış kadrolarla buluşmak demek. Bu katılımlar bir kez daha göstermiştir ki; AK Parti ve Cumhur İttifakı yoluna güçlenerek devam edecektir" dedi.
Sokak çağrıları hakkında konuşan Erdoğan, "Bu sokak çağrısını yapanlar kimler? Bu sorunun cevabını öncelikle bir vermemiz lazım. Bu millete ihanetleri tescillenmiş tipler. Bunların sözüne itibar edip sokağa çıkan, kitleleri bunların yönlendirmeleri ve ağa babalarının talimatları ile sokağa dökmeye çalışanlar, açık söylüyorum, bu ihanet odaklarına bana göre ortak olurlar. Böyle bir yanlışın içerisine benim vatandaşlarımın asla düşmemesi lazım. Bu FETÖ artıkları, anlaşılan siyasi çıkmaz içinde olan muhalefeti kullanışlı bir aparat olarak görüyorlar. Onun için de onların saflarında yer alıyorlar. Sokakları karıştırmaya, kaos ve kargaşa oluşturmaya çalışanlara asla eyvallah etmeyiz. Gerekeni gecikmeden, milletin huzurunu bozmalarına fırsat vermeden, biz yaparız. Gezi olayları, FETÖ'nün alçak darbe girişimi gibi eylemleri yaşayan vatandaşlarımız, artık daha bilinçli, devletimiz de daha güçlüdür. Siyasetin nerede, nasıl yapılacağı bellidir. İşte doğru siyasetin nerede nasıl yapıldığını gördüğü, bildiği için vatandaşımız bizim aramıza katılıyor ve bu süreç inşallah böyle devam edecek. Dahası insanları sokağa çağırmak, vandalizme yönlendirmek siyasetin değil, hukukun ve güvenlik güçlerinin konusudur. Siyasi partileri kriminalize etmeye çalışan kadrolar, en büyük kötülüğü önce kendi partilerine yaparlar. Biz Türkiye'de siyasetin nasıl yapılması gerektiğini her daim ortaya koymuş ve bu konuda da örnek olmuş bir partiyiz." ifadeleri kullandı.