CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis'te gazetecilere yaptığı açıklamada bir gazetecinin "Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kurulacak komisyona üye verecek misiniz?" sorusuna cevap verdi.
"Komisyonla ilgili tavrımız ilk günden beri net. Bu işin Meclis eliyle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Komisyon eşit temsille oluşmalı. 'Eşit temsil değilse nitelikli çoğunlukla karar almalı' diyoruz." şeklinde konuşan Özel şöyle devam etti:
"Sayın Meclis Başkanı'nın istediği rakamlardan gördünüz ki eşitlik yok. Meclis'teki sandalye sayımıza göre. Nitelikli çoğunluk aranacağının Meclis Başkanı tarafından söylenmesi lazım ki biz bu komisyonda olalım. Komisyonun rakamları AK Parti artı MHP istediğini yapıyorsa bize hiç ihtiyaç yoksa böyle bakıyorlarsa ne işimiz var orada? Ancak nitelikli çoğunlukla karar alınacağı söylendiğinde ilk toplantıda bununla ilgili kararlar alındığında CHP, bu komisyonda yer alır."
Komisyonun, anayasa yapacak bir komisyon olmadığını savunan Özel, şunları söyledi:
"Ona niyetlenen bizi yanında bulamaz. Çünkü anayasaya uymayanla anayasa yapılamaz. Bu komisyon, hukuk, hakkaniyet, demokrasi, barış üretecekse bu komisyonun dışında kalınamaz. Neden kalınamaz? Millet, milletin vekili, Kadim Durmaz'ı Tokat'tan, Ali Mahir Başarır'ı Mersin'den Meclis'e 'Git, çalış' diye yolluyor. Meclis komisyon kurmuş, 10 kişilik sana kontenjan vermiş. 'Sen 10 kişiyle burada görev yapmalısın' diyor. 'Ben yapmam' diyemezsin. CHP'nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korksun herkes. CHP, Cumhuriyet'in tartışıldığı bir yerde olmaz. Cumhuriyet'in kolonlarına çivi çakılan, bakın kolonlarının kesildiği değil, çivi çakmaya yeltenenin elinden o çekici alır, o komisyonda olmaz. CHP, demokratikleşme olacaksa orada olur."
CHP Genel Başkanı Özel, Türkiye'nin en büyük sorununun demokratikleşme ve adil yargılanma meselesi olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cezaevlerinde suçsuz duran birçok kişinin tahliyesi söz konusu. Bir yandan bu süreçte başka tahliyeler gelecek. Onlar bir yandan olsun, öbür tarafta başkaları siyasi bir şekilde içeride dursun. Ne Figen Yüksekdağ, ne Selahattin Demirtaş, ne Ekrem İmamoğlu, ne Ahmet Özer durabilir. Ne de suçsuz, günahsız bürokratlarımız sırf bir suçun parçasıymış gibi durabilir. Bunların konuşulacağı, çözüleceği, meselenin ilerleyeceği bir komisyonda oluruz. İlerlemiyor mu? Önce ilerletmeye çalışırız. Yok, geri mi gitmek istiyorlar? Olmayız. CHP şimdiden niye sonuç alabileceği bir komisyonda demokrasiyi zorlamak için, hem de nitelikli çoğunlukla karar alınacaksa bulunmayacak? Ya da niye girdi diye AK Parti'yle, AK Parti'nin getirdiği bir takım şeylere sadece tasdik memuru, noter gibi görev yapacak? Bu özgüvensizlik niye yani?"