İngiltere'de 21 yıl süren bir araştırma, kronik ağrı ile depresyon ve yalnızlık arasındaki ilişkiye dair şaşırtıcı sonuçlar sundu. Uzmanlar, ağrının başlamasından yıllar önce ortaya çıkan ruhsal belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
İngiltere'deki University College London (UCL) tarafından yürütülen ve eClinicalMedicine dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, kronik ağrı ile ruh sağlığı sorunları arasındaki derin bağlantıyı gün yüzüne çıkardı.
Araştırmada, 50 yaş ve üzeri 7.300'den fazla kişinin 21 yıllık sağlık verileri incelendi. Sonuçlar, bel, diz, kalça veya ayak ağrısı gibi yaygın kronik ağrıların başlamasından önce kişilerin depresyon ve yalnızlık düzeylerinde belirgin artışlar yaşandığını gösterdi.
Araştırma ekibinin başında yer alan Dr. Mikaela Bloomberg, "Ağrı ve depresyon arasındaki bağlantı biliniyordu ancak bu ilişkinin zamanlamasına dair elimizde somut veriler yoktu. Bu çalışmayla gördük ki depresyon ve yalnızlık, ağrıdan çok daha önce başlıyor ve zamanla şiddetleniyor" açıklamasında bulundu.
Bloomberg, bu sonuçların yalnızca psikolojik değil, fiziksel sağlığın da ruhsal durumdan doğrudan etkilendiğini ortaya koyduğunu belirterek şu uyarıyı yaptı:
"Ağrıyı sadece fiziksel değil, ruhsal bir olgu olarak da değerlendirmemiz gerekiyor. Psikolojik destek ve sosyal yardımlar, ağrı oluşumunu engellemede etkili olabilir."
Araştırmada dikkat çeken bir diğer unsur ise sosyoekonomik düzeyin ağrı gelişiminde oynadığı rol oldu. Düşük gelirli ve eğitim seviyesi düşük bireylerde depresyon belirtilerinin daha yoğun yaşandığı ve bu durumun ilerleyen yıllarda kronik ağrıya zemin hazırladığı saptandı.
Ağrı başlamadan sekiz yıl öncesine kadar uzanan depresyon belirtilerinin zaman içinde kötüleştiği, ağrı başladığında zirveye ulaştığı ve bu yüksek seviyenin devam ettiği ifade edildi. Aynı seyir yalnızlık düzeyi için de geçerli oldu. Ağrı yaşamayan bireylerde ise depresyon ve yalnızlık seviyeleri genellikle düşük ve sabit kaldı.
Araştırmacılar, bu bulguların yalnızca bireysel değil, toplum sağlığı politikaları açısından da kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor.
Avrupa genelinde her 10 kişiden 4’ü kronik ağrı yaşıyor. Bu nedenle, depresyon ve yalnızlık gibi ruhsal faktörlerin erken dönemde ele alınması, ağrı riskini önemli ölçüde azaltabilir.
Uzmanlar, özellikle yaşlı nüfus ve düşük gelir gruplarında, psikolojik destek programlarının yaygınlaştırılması gerektiğini savunuyor. Halk sağlığı stratejilerinde, ruh sağlığı ile fiziksel sağlığın entegre bir biçimde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
20:29
YORUM YAZ