Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen Milli Yetkinlik Hamlesi kapsamındaki ikinci Kariyer ve Yetkinlik Buluşmaları, çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Savunma sanayisinin teknolojik gelişmenin lokomotifi olduğu vurgulanan etkinlikte, uzmanlar, Türkiye’nin savunma sanayisinde yüzde 15’ten yüzde 80’e ulaşan yerlilik oranı, teknoloji transferi ve dış politikadaki rolünü ele aldı. Yapılan buluşmada T3 Vakfı’nın gençleri teknolojiye yönlendiren projeleri ve TEKNOFEST’in katkıları da öne çıkan konular arasında yer aldı.
Milli Yetkinlik Hamlesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve Savunma Sanayii Akademi tarafından düzenlenen Kariyer ve Yetkinlik Buluşmaları'nın ikincisi, çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Kariyer odaklı oturumların yer aldığı etkinlik, alanında uzman isimlerin katılımıyla yapıldı.
"Savunma Sanayii ve Güvenlik" oturumunda konuşan Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Türk savunma sanayisi şirketlerinin kurulmaya başladığının altını çizerek, "İnsanımız 'bu teknolojileri artık kendimiz yapmalıyız' diyor.
Kıbrıs Barış Harekatı'nda biz çıkarma gemisi bulamıyoruz. Yolcu gemisiyle askerleri götürüp Kıbrıs'a mı çıkarsak diye çıkış yolu arıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlattığı süreçte savunma sanayisinde destanlar yazılan bir noktaya gelindiğini vurgulayan Başbuğ, "Şimdi gelinen süreçte Allah'a şükür mükemmel gidiyoruz. Dünyada geçen yıl savunma sanayisi ihracatında ilk 11'e girdik. Önümüzdeki yıl hedefimiz ise ilk 10'a girmek." diye konuştu.
Program kapsamında "Dijitalin Ritmi: Geleceği Kodlamak" panelinde HAVELSAN'da direktör olarak görev yapan Arif Furkan Mendi, EHSİM Genel Müdürü Fatih Say, Baykar Takım ve Birim Lideri Şevki Erinç Çelikset ve İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal yer aldı.
EHSİM Genel Müdürü Say, savunma sanayisinin öncelikli amacının korumak, caydırıcılık ve güvenliğe yönelik teknoloji oluşturmak olduğunu söyledi.
Savunma sanayisinin teknolojik gelişmenin lokomotifi olduğunu ifade eden Say, "Bu hem dünya için hem Türkiye için böyle oldu. Stratejik düşüncenin merkezini oluşturan bir teknolojiden bahsediyoruz. Bu teknolojinin yıkıcı yönleri olduğu gibi doğru kullanıldığı zaman aslında çok yapıcı yönleri de var. GPS teknolojisi aslında onu icat eden ülkenin füzelerini daha nokta atışı bir yere götürmesi için geliştirilmiş bir teknoloji. Ama bugün günümüzde GPS artık tamamıyla sivil olmuş ve bütün sosyal ve kişisel hayatımıza girmiş bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Savunma sanayisinde yüzde 15'ten yüzde 80'e çıkan bir yerlilik oranı olduğuna işaret eden İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal ise "Biz teknolojiyi tasarlayan ve geliştiren bir ülke olmanın ötesinde bunu transfer eden de bir ülkeyiz. Bu transfer süreçleri de önemli bir boyutta gelişecek." dedi.
Savunma sektöründe yüzde 80 yerlilikten yüzde 100 yerliliğe gitmek için üniversitelerin ve bilimsel derinliğin önemli hale geldiğini dile getiren Mandal, "Yüzde 80'lerden yüzde 100'lere gitme ve en üstte kalma noktasında birbirinden öğrenme çok önemli.
Üniversite ve sanayi birlikte ve birbirinden öğrenerek iş yapmak zorunda. Örneğin ASELSAN şu an İstanbul Teknik Üniversitesi'nde iki tane laboratuvar kuruyor. Kurma sebebi de teknolojinin gelişimi noktasında üniversitenin içerisindeki yeteneklerle birlikte iş yapma kavramı." diye konuştu.
Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Kuzucu Hıdır, "Yerli Teknoloji, Küresel Etki" oturumunda Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunun T3 Vakfı tarafından nasıl gerçekleştirildiğini anlattı.
Vakıf olarak yürüttükleri tüm çalışmaların arka planında Türk-İslam medeniyetindeki önemli bilim insanlarından ilham aldıklarını dile getiren Kuzucu Hıdır, Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinde T3 Vakfı olarak ortaya koydukları projelere değindi. Kuzucu Hıdır, şöyle konuştu:
"TEKNOFEST, en çok bilinen etkinliklerimizden biri.
Ancak TEKNOFEST’e gelmeden de gençlerde bu bilinci oluşturabilmek için birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Özellikle küçük yaş gruplarında bilim ve teknolojiyi sevdirmek ve onları bu alanlara yönlendirmek için DENEYAP atölyelerimiz var. T3 Vakfı çerçevesindeki bu eğitimlerle gençler, TEKNOFEST yarışmalarında fikirlerini hayata geçirebiliyor. Bunların daha sonra önemli start-up ve firmalara dönüşmeleri için kapsamlı bir ekosistem inşa ediyoruz. Gençlerimiz, TEKNOFEST ekosisteminin bir parçası olmak ve teknoloji geliştirmek, üretmek istiyor. Önümüzdeki 5-10 yıl içinde TEKNOFEST kuşağında yetişen gençlerimizin ülkemizde çok ileri düzeyde teknolojik ve bilimsel faaliyetler gerçekleştireceğine inanıyoruz."
Kuzucu Hıdır, T3 Vakfı olarak öncelikle Türkiye’de, daha sonra da dost ve kardeş ülkelerde faaliyetlerini geliştirmek istediklerini belirtti.
"Savunma Sanayinin Dış Politikadaki Rolü" oturumunda konuşan SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, son 23 yılda Türkiye’nin dış politika ve savunma sanayisi ilişkisini büyük oranda dönüştürdüğünü ifade etti. Yeşiltaş, şu görüşleri dile getirdi:
"Eskiden Türkiye’nin dış politikasını analiz ederken, savunma sanayisini dış politikayı olumsuz etkileyen bir mesele olarak değerlendiriyorduk.
Türkiye’nin savunma sanayisinde dışa bağımlı olduğu bir zamandı. Son 23 yıla bakıldığında, Türkiye’nin savunma sanayisinde ciddi bir dönüşüm yaşadığını görüyoruz. Dış politikanın amacı ulusal güvenliğin sağlanması ve milli menfaatlerin korunması ise savunma sanayisinin bunun çok temel bir unsuru olduğunu söyleyebiliriz. Savunma sanayisinin dış politikayı destekleyen, hedeflere ulaşılması için önünü açan bir alana dönüştüğünü görüyoruz."
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
17:33
YORUM YAZ