Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

Kayseri-Sivas karayolu üzerinde yer alan 77 yıllık tarihiyle Türkiye'nin en uzun arkeolojik kazılarından olan Kültepe-Kaniş-Karum Ören Yeri'ndeki kazı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. 1948 yılında başlayan kazılara günümüzde Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlık ederken, yapılan son keşif arkeoloji dünyasında yankıya neden oldu. Zira bu sefer, kazılarda çıkan sarayın altından bir saray daha çıktı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Kültepe Kazı Başkanı Fikri Kulakoğlu, alttan gelen yapıların üsttekilerden daha büyük olduğuna dikkat çekti ve "Kültepe'de Asurlu tüccarlar dönemine ait, yani günümüzden 4 bin sene öncesine ait 3 tane büyük yapımız var. Saraylar olarak bunlar isimlendiriliyor. Bunlar içerisinde Warşama Sarayı en büyüğü, 100'e 110 metre ölçülerinde. Eski çağlarda Anadolu'nun en büyük yapısı. Bu aslında normal bir şey çünkü ticaret yapılan bir ortam var, ciddi bir ticaretin yapıldığı bir ortam. Doğal olarak şehir zenginleşiyor. Şehir zenginleştikçe surları yapılıyor, tapınakları yapılıyor, sarayları yapılıyor, daha büyük saraylar yapılıyor. Yazılı belgelerden biliyoruz ki saray da bu işlerin içinde, yani saray da ticarete dahil oluyor.” dedi.

Bu sarayların bir anlamda kervansaray gibi nitelendirilebileceğini aktaran Kulakoğlu “Gelen mallar burada depolanabiliyor. Saray, odalarını kiraya veriyor. Benzer şekilde büyük Warşama Sarayı'nın ölçülerine yakın bir saray kazıyoruz uzun yıllardır. Tabii yanmış, yakılmış ama bazı yerlerinde de temeline kadar kaldırılmış. Bu yapılar tüccarların buraya gelmesinden 500 yıl kadar öncesinde güçlü bir otoritenin varlığını bize gösteriyor.

Aynı Warşama Sarayı'nın odalarının büyüklüğüne ulaşacak kadar büyük odaları olan bir yapı bu. Bunlar da muhakkak özel amaçlarla kullanılmamış, bunlar muhakkak malların depolandığı yerlerdi. Bu dönem aşağı yukarı günümüzden 4 bin 500 yıl öncesine tarihleniyordu. Fakat onun altında gelenler üsttekilerden daha da büyük yapılar. 4 metreye kadar kalın duvarları olan binalar keşfettik. Bunlar da büyük ihtimalle yine benzeri şekilde ticaret nedeniyle büyümüş bir otoritenin anıtsal yapılar olması gerekiyor. Bu yapılar da tam söyleyemeyebiliriz ama ya idari ya da dini anlamda kullanılmış mekanlar olması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Bulunan sarayla ilgili önümüzdeki dönemlerde yapılan kazılarda daha fazla bilgi elde etmeyi planladıklarını da aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, "Sanıyorum önümüzdeki dönemlerde bunları daha net söyleyebileceğiz. Şu an için sadece küçük bir kısmını bulduk. Aslında kazılan alan çok büyük bir alan ama çok büyük bir yapının köşesini bulabildik" şeklinde konuştu.