Havaların ısınmasıyla ortaya çıkan kenelere karşı uzman isimlerden peş peşe uyarılar gelmeye devam ediyor. Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, "Açık renkli giysilerin tercih edilmesi, yapışan kene veya böceklerin fark edilmesini kolaylaştırabilir" dedi.
Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, havaların ısınmasıyla birlikte ortaya çıkan ve vatandaşların kabusu haline gelen kenelerle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye’de tespit edilen 800 üzerinde kene türünün ülkemizin her bölgesinde bulunduğunu aktaran Fışgın, "Ancak hastalık taşıma olasılığı olan kene türleri daha az olup her kene hastalık bulaştırmamaktadır. Özellikle de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünü taşıyanlar keneler İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi, Karadeniz Bölgesi’nin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde görülmektedir. Havaların ısınmasıyla aktif hale gelen keneler, kan emerek yaşamlarını devam ettirmektedirler. Genelde bu virüsü taşıyan keneler nisan ve ekim ayları arasında aktiftirler" ifadelerini kullandı.
Kene ısırıkları sonucu oluşabilecek hastalıklara değinen Fışgın, "Keneler bir canlıya tutunarak kan emen ve canlılıklarını bu şekilde sürdüren parazitlerdir. Bazı kene türleri insanlara çeşitli mikroorganizmaları bulaştırabilir ve insanlarda hastalık oluşturabilir. Bunlar arasında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Lyme Hastalığı, Riketsiya Hastalığı (Ülkemizde görülen Akdeniz Benekli Ateşi) ve Tularemi sayılabilir" diye konuştu.
KKKA’da görülen belirtileri sıralayan Prof. Dr. Fışgın, "Kene ısırdıktan sonra ortalama 3-7 gün sonra kişide ateş, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı, bulantı-kusma, ishal ve baş dönmesi gibi spesifik olmayan şikayetler ortaya çıkabilir. Ayrıca hastalarda gözde kızarıklık, vücutta döküntü saptanabilir. Hastaların bir kısmında kanama ortaya çıkabilir. En sık kanama burun kanaması, mide ve bağırsak kanaması şeklindedir. Bazı durumlarda kadınlarda uzamış adet kanaması da saptanabilmektedir. Riskli bölgede yaşayan ya da o bölgeye seyahat eden kişilerde kene tutunması sonrasında yukarıda bahsedilen şikayetler görülürse mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir" dedi.
Kenenin vücuda yapışması durumunda yapılması gerekenlere değinen Prof. Dr. Fışgın, şu bilgileri paylaştı:
"Vücutta kene görüldüğü zaman hemen çıkarılmalıdır. Çünkü vücutta ne kadar uzun süre kalırsa hastalık riski o kadar artmaktadır. Kene bir cımbız veya pens yardımıyla kenenin deriye yapıştığı yerden tutulup, sağa sola oynatılarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır. Kene çıkarıldıktan sonra kenenin tutunduğu yere tentürdiyot gibi antiseptik maddeler sürülebilir. Vücuttan uzaklaştırılan keneler çamaşır suyu içine atılarak öldürülmelidir. Kene çıkarılırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri, kenenin mutlaka tamamının çıkarılmasıdır. Kene kan emerken başı deriye gömülü şekilde kan emmektedir. Kan emen kene şişer. Çıkarırken parçalanıp başı içerde kalabilir. Tamamının çıkarılması önemlidir. Çıkarıldıktan sonra da kenenin parmak arasında ezilerek parçalanması/patlatılması da doğru değildir. Bu durumda da kene taşıdığı mikroorganizmayı bulaştırabilir. Ayrıca, vücut üzerindeki keneler öldürülmemeli, vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basılmamalı veya kolonya dökülmemelidir. Şayet kişi keneyi belirttiğimiz koşullar altında çıkaramıyorsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır."
Kene çıkarıldıktan sonra hangi belirtilerin takip edilmesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Fışgın, "Özellikle KKKA olan bölgede kene tutunması söz konusuysa o kişinin 14 gün boyunca öncelikle ateş takibi yapması gerekmektedir. Bunun dışında halsizlik, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal, burun kanaması, adet kanamasının uzaması gibi durumlarda doktora başvurmalıdır. Ateş en önemli bulgudur" dedi.
Prof. Dr. Fışgın, kenelerden korunmak için şu önerilerde bulundu:
"Orman veya yeşil alanlara çıkarken uzun kollu ve uzun paçalı giysiler giyilmesi, çorapların pantolon üzerine çekilmesi ısırıklara maruz kalabilecek deri alanını sınırlandırmak açısından önemli tedbirlerdir. Açık renkli giysilerin tercih edilmesi yapışan kene veya böceklerin fark edilmesini kolaylaştırabilir. Kene ve diğer çeşitli sinek-böcek ısırıklarına karşı en yüksek etkinlik gösteren aktif bileşenler arasında DEET (N,N-dietil-3-metilbenzamid) ilk sırada yer alır. Genel olarak yüzde 10-35 DEET içeren ürünler etkili bir korunma için yeterlidir. Sitronella, okaliptüs yağı gibi çeşitli bitkisel karışımlar veya sinek kovucu bilekliklerin etkinliğinin düşük olduğu bilinmektedir. Açık alandan döndükten sonra ilk 2 saatte duş alınması, giysilerin yüksek ısılı kurutucuda 1 saat süre ile temizlenmesi ek önlemler arasında yer alır. Ayrıca kenelerin sıkça kan emmek için seçtikleri derinin ince yerleri de (kulak arkası, diz ekleminin arkası gibi) tüm vücut ile beraber kontrol edilmelidir."