Tgrt Haber

Yaprak Hırka Yıldız Yazıları

Yaprak Hırka Yıldız

Yaprak Hırka Yıldız

yaprakhirka@hotmail.com
OVP’deki enflasyon beklentisine göre asgari ücrete ne kadar zam gelecek?

Yeni dönem asgari ücretin belirlenmesine artık çok az kaldı. Yaklaşık 3.5 ay sonra yeni oran açıklanacak. Hükümet yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 41,5 olarak revize etmişti. OVP’deki hedefe göre yıl sonunda enflasyonun yüzde 41,5’e gerileyeceği tahmin ediliyor.

Peki enflasyon beklentilerine göre asgari ücret zam oranı ne kadar olacak? Refah payı gündeme gelir mi? Merak edilen tüm bu soruları, Yeminli Mali Müşavir Muhammet Bayram ile konuştuk. İşte asgari ücret zam oranı tahminleri...

SORU: Orta Vadeli Program'daki enflasyon beklentisine göre asgari ücrete ne kadar zam gelir?

MUHAMMET BAYRAM:

Orta vadeli programın açıklanmasıyla birlikte sene sonu enflasyon hesapları ve bunun üzerinden maaş hesapları yapılmaya başlandı. Sene sonu yüzde 41,5'lik bir yıllık enflasyon öngörüldü. Merkez Bankası'nın da enflasyon üst limiti yüzde 42 olarak belirlendi. Asgari ücrete ara dönemde bir zam yapılmamasıyla birlikte çalışanların umudu sene sonuna kaldı. Yıllık enflasyon yüzde 41,5 öngörüsüyle birlikte, yüzde 40'lar civarında gerçekleşecek. Ancak uygulanan sıkı para politikası, bununla birlikte düşen fiyat eğilimleri asgari ücrete acaba yüzde 40'lar civarında bir zam yapılmayacak mı, sorusunu akıllara getirdi. Ayrıca hedeflenen enflasyona göre bir zam yapılırsa bir sonraki yılın hedefi de yüzde 17,5 olduğu için daha düşük bir zam yapılacağı algısı oluşturmaya çalışılıyor.

SORU: Peki bu durumda refah payı gündeme gelir mi?

MUHAMMET BAYRAM:

Burada emekliye, emekçiye en az enflasyon farkı kadar zam yapan ve üzerine refah payı artışlarıyla birlikte zamlar yapan bir hükümet konuşuyoruz. Bugüne kadar emekli olsun, emekçi olsun, çalışan olsun hiçbir kesim hiçbir şekilde enflasyona karşı ezdirilmedi ve ezdirilmemesi için de gerekli çalışmalar yapılıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı da her fırsatta yaşanan durumun farkında olduklarını, emeklinin düşük bir oranda zam aldığını, bu kayıpların telafi edileceğini söylüyor. O yüzden ben, en azından bu dönemde enflasyon oranı kadarlık bir artış yapılacağını düşünüyorum. Sonrasında buna ilave bir refah payı artışı olmayacağını düşünüyorum. Sonraki yıllarda da özellikle 2025'te gerçekleşen enflasyonla 2026 ve devamında tek haneli enflasyona geçilmesi ile birlikte hedeflenen enflasyona göre zam artışının yapılabileceğini düşünüyorum. Bu dönemde yeniden bir refah payı artışını öngörüyorum.

SORU:

O halde yüksek bir zam yapılacak gibi görünüyor, siz de aynı fikirde misiniz?

MUHAMMET BAYRAM:

Hızlı ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadele edildiği için bu yıl yapılacak artış, son kez yüksek oranlı olacak diyebiliriz.

17 Eylül 2024
Emeklilik sistemi değişecek mi?

Kamuoyu bir süredir yeni emeklilik sistemini konuşuyor. Hükümetin üzerinde çalıştığı yeni sistemi açıkçası bizler de sizin gibi merak ediyoruz. Yeni emeklilik sistemini Sosyal Güvenlik Uzmanı Emin Yılmaz ile 6 soruda konuştuk. İşte ana hatlarıyla yeni sistem….

SORU : Yeni emeklilik düzenlemesi ne hedefleniyor?

EMİN YILMAZ

: Geçtiğimiz günlerde hükümet kanadından emeklilik sistemi ile bazı veriler paylaşıldı. Çalışma hayatının sürdürülebilirliği, nüfusun yaşlanmasıyla birlikte sosyal güvenlik sisteminde olası sorunlara çözüm noktası, aktüeryal dengenin yeniden düzenlenmesi, emekli olanların temel ihtiyaçlarının giderilmesi şeklinde yeni bir çalışma yapılması gerekliliğinin altı çizildi.

Sosyal güvenlik sisteminde aktif/pasif dengesinin optimum düzeyi 4 çalışana 1 emekli olması ile alakalı bazı konular ele alındı. 2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre OECD ülkelerinde 1,30 ile 2,45 arasında olduğu Türkiye'de ise bu sayının 1,93 2023 yılında ise 1,67 ye düştüğü Çalışma Bakanlığının Ağustos e-bültenindeki SGK mayıs verilerine dayanarak bu sayının 1,65 düştüğünü söyleyebiliriz.

Burada ülkemiz verileri ışığında özellikle OVP’de keza yine ak parti seçim beyannamesi ve de çalışma bakanlığının ileriki yıllara ait stratejik planlamasında TES denilen yeni bir emeklilik sisteminden bahsedilmektedir.  

SORU : BES’ten farkı nedir?

EMİN YILMAZ

: BES dediğimiz bireysel emeklilik sisteminde 10 yıl kalıp 56 yaşına ulaştığınız zaman emekliliği hak etmiş oluyor. BES 2017 yılından bu tarafa hayatımızda mevcut, brüt ücretin % 3 ü kadar kesintisi mevcut hatta sistemde belli bir süre kaldığınız zaman % 25 oranında da devlet katkısı mevcuttur. TES dediğimiz tamamlayıcı emeklilik sisteminde ise işvereninde belli oranda katkı sağlayarak buradaki sigortalının finansal piyasalar ve çeşitli enstrümanlar vasıtası ile  birikimleriniz değerlendirilerek çoğalması sağlanıp gerekli olan şartları da sağladığınız takdirde emekli olamaya hak kazanmış oluyorsunuz.

Yapılması düşünülen karma bir sistem üzerinden vatandaşların refah seviyesinin yükseltilmesi planlanmaktadır.

2024 son çeyreğinde yasal prosedürler yerine getirilip 2026 yılına kadar hayatımıza gireceğini söyleyebiliriz.

SORU : EYT kapsamında emekli olmayı hak etmiş ancak prim günlerini tamamlamaya çalışanlar da bu kapsamda mı olacak?

EMİN YILMAZ

: Özellikle Bes üzerinden değerlendirdiğimizde emekli olan kişiler sistemin dışında kalmaktaydı. Fakat EYT üzerinde genç emeklilik doğduğu için onlara da bir istisna gelmişti. Dolayısıyla emekli olmuş yada olmak üzere olan vatandaşlarımızda isteğe bağlı olarak sisteme  girme hakkı olacağını tahmin etmekteyim. Tabii ki sistemin 2024 ün son çeyreğinde yasal zemini oturtulduktan sonra bazı detayların netleşeceğini söyleyebiliriz.

SORU :  Prim gün sürelerinde değişiklik bekleniyor mu?

EMİN YILMAZ

: Emeklilik sistemimizde 4a, 4b, 4c (SSK, BAĞKUR, emekli sandığı üzerinden emeklilik şartları 3 dönem olan 1999 öncesi, 1999 ile 2008 arası ve 2008 sonrasında farklılıklar mevcuttur. Prim günleri özellikle 01.05.2008 sonrası işe girenlerde SSK'da 7200 , BAĞKUR ve emekli sandığında kadın erkek ayırt etmeksizin 9000 günle emeklilikler mevcut. Zaten yeni bir yasa gelirse çıktığı tarihten sonrasını kapsayacağını söyleyebiliriz. 

SORU:  Emeklilik yaşı değişecek mi?

EMİN YILMAZ

: Emeklilik yaşı ülkemizde 2008 deki yasa ile birlikte SSK da 7200 günü 2035 tarihine kadar tamamlarsanız 60 yaşında diğerleri ise 7200 günü tamamladığınız her iki yıla bir yaş artırılaraktan 65 e varan kademeler mevcuttur.

OECD ükelerinde yaşlar 60 ile 67 yaş arasında değişiklik arz etmektedir. Ortalama olarak kadında 63, erkekte ise 64 yaş olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada ise 73 yaşla Kore rekoru elinde tutmaktadır.

Eğer böyle bir çalışmada olursa 67 yaşın üzerine çıkacağını tahmin etmiyorum.  

SORU:  Aylık bağlama oranlarında da bir düzenleme bekleniyor mu?

EMİN YILMAZ

:  Aylık bağlama oranlarının mutlaka revize olması ve sade anlaşılabilir bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Çalışmaya teşvik etmesi. Çalıştıkça emekli maaşının düşmemesi. Emekli olduğunuz zaman ise hakkaniyetli bir emekli maaşına kavuşulması gerekliliğini vurgulamak isterim.

Bunun şart olması gerektiğini şöyle bir somut örnekle de değinmek isterim. Geçtiğimiz günlerde emeklilerimize temmuz zammı yapılırken 8017 tl ek ödeme dahil kök maaşı alan vatandaşlarımız sıfır zam riski ile karşı kaşıya kaldıkları için yasa koyucu burada bulunan 10 bin TL lik taban aylığı 12 Beş yüz TL çıkarmıştı. İşte aynı sorun 2025 ocak zammında da karşımıza çıkacağını söyleyebiliriz.

2024 ikinci yarıyılı için eğer yıl sonu enflasyonu % 38 çıkarsa 2024 ikinci dönem% 10,63 olur,

2024 ikinci yarıyılı için eğer yıl sonu enflasyonu % 40 çıkarsa 2024 ikinci dönem % 12,24 olur,

2024 ikinci yarıyılı için eğer yıl sonu enflasyonu % 42 çıkarsa 2024 ikinci dönem % 13,85 olur,

2024 ikinci yarıyılı için eğer yıl sonu enflasyonu % 43,31 çıkarsa 2024 ikinci dönem% 14,90 olur

Benim tahminlerim doğrultusunda yıl sonu % 40 enflasyon verisi oluşup, 2024 ün ikinci yarıyılında % 12,24 lük bir fark oluşacaktır.

Bu veriler ışığında bazı emeklilerimizin yine sıfır zam riski doğacaktır. Oradaki ek ödeme dahil kök aylık rakamı ise 11.135 TL altında maaş alan emeklilerimize sıfır zam geleceğinden dolayı 12.500 TL olan taban aylığın minimum % 12,24 oran orantı kurduğumuz takdirde 1.530 TL fark verilmesi gerektiği kanaatindeyim. O zamanda 12.500 TL taban aylığın 14.000 TL seviyesine yükseltilme ihtimali vardır.

4 Eylül 2024
Ev sahibi olmak kolaylaşacak mı?

İnşaat maliyetlerinin artması, yüksek kredi faizleri ve krediye erişimde yaşanan sıkıntılar nedeniyle konut sahibi olmak isteyenleri uzunca bir süredir engelliyordu. Ancak yapılan çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. 

Kamu bankaları düşük faizli konut kredisi vermek için düğmeye bastı.

Kamu bankaları, ev sahibi olmayı isteyenler için yeni olanaklar sunmaya hazırlanıyor.

Sektör temsilcileri Ziraat Bankası, Vakıfbank, Halkbank, Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Emlak Katılım bankaları, aylık yüzde 1,49 faiz oranıyla konut kredisi verecek.

Ev sahibi olmak isteyenlere büyük avantaj sağlayacak bu uygulamanın en önemli kriteri ise, daha önce hiç ev sahibi olmamış olmak.

Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye’de ortalama konut kredisi faizi şu anda yüzde 3.6 seviyesinde. Kamu bankalarının sunacağı yüzde 1.49 faiz oranı, mevcut oranların neredeyse yarısı kadar. Bu faiz oranı ev sahibi olmak isteyenlere büyük bir avantaj sağlayacak.

Yeni kampanya ile 1 milyon TL konut kredisi kullanan bir kişi, aylık 17.900 TL taksit ödeyerek ev sahibi olabilecek. Eğer kampanyadan yararlanmazsa, aynı kredi için aylık ödemesi gereken tutar 36.500 TL’yi bulacak.

Peki yeni konut kredisinin şartları neler?

Öncelikle bu krediden herkes yararlanamayacak.

Kredinin en önemli şartı daha önce hiç ev sahibi olmamak ve yeni evli olmak. Ayrıca, daha önce evi olan ancak 6 ay önce evini satmış olanlar da kampanyadan yararlanabilecek.

Milyonlarca çiftin merekla beklediği yeni konut kampanyasının en büyük amacı, sektördeki durgunluğun aşılması ve konut sahibi olmak isteyenlere destek olmak. Kampanyanın ayrıca, konut satışlarını artırarak inşaat sektörünü canlandırması da bekleniyor.

27 Ağustos 2024
2. el otomobilde fiyatlar neden düşüyor?

7 Temmuz'dan itibaren devreye girmesi beklenen "Genel Güvenlik Yönetmeliği" nedeniyle sıfır araçlarda kampanyalar yoğunlaştı. Piyasayı yakından takip edenler araç fiyatlarındaki avantajın sadece sıfır araçlarda yaşanmadığını ikinci el araç fiyatlarında da düşüş olduğunu farketmişlerdir. 

Fiyatlardaki düşüşün en önemli nedeni Ticaret Bakanlığının aldığı tedbiler neticesinde arz-talep dengesindeki bozulmaların artık geride kalması.

Ayrıca son aylara baktığımızda döviz kurlarında önemli bir hareketliliğin olmaması da fiyatlardaki dengelenmenin bir diğer sebebi olarak sayılabilir.

Ama bence en önemli sebep; 7 Temmuz'da uygulanmaya başlanacak 'Genel Güvenlik Yönetmeliği'. Çünkü artık Kilitlenme Karşıtı Frenleme Sistemi, Anti Patinaj Sistemi, Şerit Takip Sistemi, Kör Nokta Uyarı Sistemi gibi ekstra paket kapsamında alınan özellikler zorunlu olacak. Burada amaç tabii ki kazaları minimize etmek.

Evet fiyatlar uzun bir aranın ardından yavaş yavaş denglenmeye başladı. Fakat sektör temsilcilerinin otomobil almak isteyen vatandaşlara özellikle de yaklaşan Kurban öncesinde bazı tavsiyeleri var. Yeri gelmişken bunları da dile getirmenin faydası olacağını düşünüyorum. Uzmanlar özellikle 2. el araç alımlarında kurumsal firmaların tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Bayi ya da aracı alacakları kurumun, şirketin yetki belgesine sahip olup olmadığına dikkat etmek gerektiğinin de altını çiziyorlar.

Dahası, satın alacakları aracın mevcut durumu, geçmişi ve muhtemel sorunlarıyla ilgili 'gerçek' bilgi sahibi olabilmek için titizlikle yapılmış bir ekspertiz çalışması talep etmek de önemli. Böylelikle satış sonrasında yaşanabilecek sürpriz aksiliklerin de önüne geçmiş olacaksınız.

Peki fiyatlar düşmeye devam edecek mi? Bu konuda kesin bir yorum yapmak tabii ki mümkün değil ancak yıl sonuna kadar fiyatların, döviz kuru hareketi ve enflasyona bağlı olarak kademeli bir şekilde artacağı da şimdiden konuşulmaya başlandı bile. Bizden söylemesi...

10 Haziran 2024
Kamuda tasarruf paketinden 300 milyar TL gelebilir, Peki ama nasıl?

Günlerdir konuştuğumuz Kamuda Tasarruf Paketi dün açıklandı. Paketin ekonomiye ve bütçeye yansımalarını birçok kişi farklı farklı yorumlarla dile getirdiler. 

Biz de TGRTHABER ekonomi servisi olarak, konunun önde gelen isimleriyle konuştuk.TGRT Haber Ekonomi Müdürü Celal Toprak, TGRT Haber Ankara Haber Koordinatörü Ahmet Sözcan ve Ekonomist Prof. Dr. Sefer Şener dünkü programın konuklarıydı.

Açık söyleyeyim bu yazının manşetini Ekonomist Prof. Dr. Sefer Şener attı. Şener yayında pakete uyulması halinde 300 milyar tasarruf sağlanacağını söyledi.

BU PAKET DİĞERLERİNDEN FARKLI DİYEN Şener, paketin denetiminin direkt Hazine ve Maliye Bakanlığında olmasının ve yaptırım yetkisinin bulunmasının çok anlamlı olduğunu belirtti. Paketin kapsamının geniş olduğunu söyleyen Şener, titiz bir uygulamayla tasarruf oranının beklentilerin üzerine çıkacağını söyledi. Şener'e göre; denetim, raporlama ve cezalar bu programın bel kemiği olacak.
 
 
Tgrthaber Ekonomi Müdürü Celal Toprak ise, paketin 3 yıl boyunca geçerli olacağının altını çizerek bu sürenin yeterli olmadığını Yapısal reformlarla birlikte tasarrufun başta kamuda olmak üzere toplumsal bir alışkanlık olması gerektiğini vurguladı ki bence de yayının en can alıcı yorumlarından biriydi. 
 
Ankara kulislerinin vazgeçilmez ismi Tgrthaber Ankara Haber Koordinatörü Ahmet Sözcan ise; tüm bu konuşulanlara ek olarak bugüne kadar tasarruf yapmak zorunda kalan vatandaşlar için bu paketin psikolojik rahatlama oluşturucağını söyledi. Aynı zamanda bunun ilk paket olduğuna dikkat çekerek, yakında açıklanacak ek pakette mutlaka ihalelerde reform yapılması gerektiğini ve vergi sisteminde de adil bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Üç farklı isimden talep ve değerlendirmeler böyleydi. Bana göre ise; taşıt sayısının azaltılmasından, kamuda istihdama, enerji verimliliğinden, yurt içi ve yurtdışı eğitimlere ayrılan bütçe ve hatta yazışmaların digital ortama taşınmasına kadar çok geniş bir yelpazede hazırlanan paketin kağıt üzerinde kalmaması çok önemli. Ve tabii denetim ve raporların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması. 

14 Mayıs 2024
Merkez Bankaları Diken Üstünde 

Pandemi sonrası enflasyonla mücadelede önemli bir savaş veren dünya merkez bankaları, yükselttikleri faizlerle birlikte önemli bir yol kat etti.

Hatta öyle ki bu yılın başından itibaren Amerikan Merkez Bankasının faiz indirimlerine başlayabileceğini bile konuşmaya başladık. Hatırlayacaksınız banka ilk olarak yıl içinde 6 indirim yapabileceği öngörüsünü paylaştı. Sonra bu sayı 2.5 puanlık 3 indirimle yıl sonunda 7.5 puan olarak konuşuldu. 3 indirim 2'ye hatta şimdilerde bu yıl hiç indirim yapılmayacağına kadar geldi. ve hatta bir faiz artışı da gelirse hiç şaşırmamak lazım.

Peki ne oldu da başta FED olmak üzere Merkez Bankaları faiz indirimlerini rafa kaldırdı?

Hemen söyleyelim en büyük neden bir türlü durulmayan sular. Ukrayna - Rusya savaşı ile başlayan kaos, İsrail - Hamas çatışmalarıyla devam etti. Üstüne bir de İran - İsrail çatışmaları eklenince piyasalar diken üstünde oturmak bir yana alev aldı. Her an sıcak çatışmaya dönebilecek ABD-Çin hattını düşünmek bile istemiyorum açıkçası.

Bu sabaha gelince; İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği misilleme sonrası altının onsunda rekor yaşandı, diğer taraftan birkaç gündür gerileyen petrol fiyatları tekrar yükselişe geçti. Haliyle Enerji ve diğer maliyetlerin yükselttiği enflasyon yapışkan hale geleceğinin de sinyallerini vermeye başladı. Yani ABD'nin hedeflediği yüzde 2'lik enflasyon şimdilik hayal.

Bizde de durum pek farklı değil.

Yüksek seyreden enflasyon nedeniyle sıkı para politikasının devam edeceği sık sık söyleniyor. O yüzden TCMB'nin 25 Nisan'da yapacağı toplantı oldukça kritik. Bakalım kararını pas geçmekten yana mı yoksa artışa gitmekten yana mı kullanacak? Takip ediyor olacağız.

19 Nisan 2024
Seçimler bitti, gözler piyasalarda...

Yaklaşık 10 ay süren seçim maratonunu geride bıraktık. Bu süre zarfında ekonomiye dair birçok başlık konuştuk. Ama tarihler 31 Mart'a yaklaşırken en fazla merak edilen seçim sonuçlarının ne olacağı ve haliyle bu sonuçların piyasalara nasıl yansıyacağı oldu.

1 Nisan pazartesi sabahına açıkçası piyasalar pozitif seyirde başladı. Borsa hafif de olsa günü artıda tamamladı. Dolar ve Euro'da da sınırlı da olsa düşüş yaşandı. Bu veriler özellikle seçimin ardından dövizde yükseliş bekleyenlerin tahminlerini boşa çıkardı.

Piyasalara yansıyan haberlere gelince; ilk değerlendirme Goldman Sachs'tan geldi. Banka önümüzdeki dönemde Türk lirası için olumlu performans beklediğini ifade etti. Yaptığı değerlendirmede seçimlerin özellikle sakin ve tartışmasız geçtiği vurgusu da vardı. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomi politikalarının devam edeceği mesajı da uluslararası piyasalar tarafından olumlu algılandı.

Hem seçimlerin geride kalması hem de bağımsız para ve maliye politikaları önümüzdeki haftalarda yabancı sermaye girişlerinin başlayacağına yönelik öngörüleri de güçlendirmiş durum da. Yani piyasaların hiç sevmediği o belirsizlik havası artık yok.

Şimdi ekonomi çevrelerinin odağında enflasyon rakamları var. Burada hedef yılın ikinci yarısından itibaren hızlı düşüşü görmek. Ve kalıcı refaha ulaşmak. Dolayısıyla seçim sonrası ekonomi anlamında atılacak her bir adım dikkatle takip edilecek.

2 Nisan 2024
Bankalardan müşteriye 'Otomatik ödeme talimatı' şoku

Faturaları için kredi kartlarından otomatik ödeme talimatı verenler,ekstrelerini görünce şoke oldular. Çünkü kredi kartından ödeme talimatını verdikleri faturalarından faiz alındığını gördüler. Üstelik bu faiz oranı kredi kartı faiz oranı olan 3.74'ten daha fazla yüzde 5 olarak uygulanmıştı.Yani sanki müşteri nakit avans kullanmış ya da mevduat hesabından ödemiş gibi. Hoş uzmanlara göre bu iki uygulama da yasal değil.

Bir de şunu hatırlatmakta fayda var. Bankalar daha düne kadar tüketicilere otomatik fatura talimatı vermeleri için çok sayıda avantaj sunuyordu. Hatta bu yazıyı kaleme alırken bile telefonuma bir bankadan otomatik ödeme talimatı verin size şu kadar puan verelim şeklinde mesaj geldi. Ama ne tesadüftür ki o mesajda bu tür talimatlardan faiz alındığı yazmıyor.

Zaten bankalar bu ödemelerden şimdiye kadar ya faiz almıyor ya da çok düşük faiz uyguluyordu. Şimdi ne oldu da yüksek oranlarda faiz almaya başladılar?

Bankalar, durumu kredi kartı bilgilendirme metinlerinde otomatik fatura talimatı faizi istenilebileceğine dönük açıklamalar var diyerek yasal bir zemine oturtmaya çalışıyor. 

Ancak tüketici dernekleri onlarla aynı fikirde değil. Uzmanlar her ne kadar sözleşmelerde bu tür ibareler yer alsa da yasalara aykırı olduğu görüşünde. Çünkü kredi kartıyla yapılan bu ödemeler alışveriş kapsamında. Yani nakit çekim değil" değerlendirmesini yapıyorlar. Üstelik Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 17. maddesine de aykırı. 

Peki bu durumda tüketiciler olarak ne yapmamız gerek? Tüketici hakem heyetine başvurmak ilk seçenek. Ya da e-devlet üzerinden de başvurunuzu yapabilirsiniz. 

Özetle evet belki çözüm basit ama asıl sorun yasal olarak hakkımız olanı yine kendi çabamızla alıyor olmamız. 

28 Mart 2024