ABD ve İran arasındaki nükleer müzakereler devam ederken İsrail'in saldırılarıyla sarsılan Tahran adeta gafil avlandı. Umman'da ABD ve İran arasındaki 6. müzakere görüşmelerinin yapılması beklenirken bir 'aldatma operasyonu' düzenlendi ve İsrail, İran'ın nükleer programını hedef aldı. Peki bu 'aldatma operasyonu' nasıl işledi? İşte detaylar...
İsrail'in İran'a saldırısının bir 'aldatma operasyonu'nun ardından geldiği öne sürüldü. ABD ve İran arasındaki nükleer müzakereler devam ederken İran resmen gafil avlandı. ABD Başkanı Donald Trump, birçok kez İran'ı 'uranyum zenginleştirme' konusunda uyarıp, tehditler savursa da her defasında diplomatik çözümden yana olduğunu söyledi. Fakat Trump, İran'ın şartları kabul etmemesi durumunda 'saldırılara açık olacaklarını' ifade etti.
Trump, İran'a 60 günlük süre verdi. Bu sürede Tahran'dan nükleer programı tamamen ortadan kaldırmasını ve uranyum zenginleştirme işlemini sıfıra indirmesini istedi. Bu esnada devam eden müzakerelerin altıncısının ise Umman'da gerçekleşmesi bekleniyordu. İsrail'in saldırılarından hemen önce Umman, ABD-İran müzakerelerinin gerçekleşeceğini açıkladı. Beyaz Saray da başkanın Tahran'la diplomatik bir anlaşma peşinde olduğu ve görüşmelerin pazar günü Umman'da yeniden başlayacağı izlenimini veriyordu.
Umman Dışişleri Bakanı ise yaklaşık 3 gün önce sosyal medyada yaptığı açıklamada, "İran-ABD görüşmelerinin 6. turunun bu pazar günü, yani 15'inde Maskat'ta yapılacağını teyit etmekten mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullandı.
https://x.com/badralbusaidi/status/1933045263267995878
Tüm bu gelişmelerin 'incelikli bir stratejinin parçası' olduğu, bir aldatmacadan ibaret olduğu öne sürüldü. Dailymail'in haberine göre, birçok kişi, özellikle İran rejimindeki kilit isimler, İsrail'in Umman'daki pazar görüşmelerinden önce saldırmayacağını ya da Trump'a meydan okuyup İran'a karşı savaş açmayacağını düşünüyordu.
Bu yüzden İran gafil avlandı ve düzinelerce üst düzey komutanını ve İsrail'in öldürme listesinde en üst sırada yer alan 12 nükleer bilim insanından en az 10'unu kaybetti. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Natanz'daki yer üstü nükleer tesisi yok etti ve diğer liderlik, ordu ve nükleer varlıklara önemli hasar verdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail saldırılarının 'tek taraflı' olduğunu açıklasa da Donald Trump, saldırıdan haberleri olduğunu söyledi. Bakan Rubio'nun açıklamasını doğrulayan eylemler vardı. İsrail saldırılarında ABD pilotları ya da askeri personel bulunmuyordu. Fakat ABD Merkez Komutanlığı (Centcom) ile IDF arasında yakın bir koordinasyon olduğu iddia edildi.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi de bu iddiaları doğrular cinsten açıklamalar yaptı. İsrail'in bu saldırıyı ABD'nin desteği olmadan gerçekleştiremeyeceğini savunan Arakçi, "Elimizde, ABD askeri güçlerinin ve üslerinin bu saldırılarda Siyonist rejime yardım ettiğine dair güçlü deliller var. ABD Başkanı'nın açıklamaları da bunu doğruluyor. Kendi ifadeleriyle, bu saldırı ABD'nin teçhizatı olmadan mümkün olmazdı" dedi.
Son iki günde ABD'den, saldırıyla ilgileri olmadığı yönünde mesajlar aldıklarını söyleyen Arakçi, "Ama bu açıklamaları samimi bulmuyoruz. Ellerimizde çelişkili deliller var. ABD gerçekten bu saldırıya karışmadıysa, bunu açık ve resmi bir şekilde ilan etmelidir. Gizli mesajlar yeterli değil. Bu saldırı açıkça uluslararası hukuka aykırıdır" açıklamasını yaptı.