Anayasa Mahkemesi, 15 Ocak 2023 sonrası göreve başlayan memurların 3600 ek göstergeden yararlanamamasını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Bu karar doğrultusunda kanunda düzenleme yapılırsa, öğretmen, polis, hemşire, din görevlileri ve diğer kamu çalışanlarının bir kısmı daha yüksek maaş ve emekli aylığı almaya hak kazanacak. Özellikle 2023 sonrasında kamuya giren memurlar için maaş ve emeklilik haklarında iyileştirme gündeme gelebilir.
Öğretmen, polis, hemşire ve din görevlileri başta olmak üzere kamu çalışanlarının ek göstergelerini 3600’e çıkaran düzenleme 15 Ocak 2023’te yürürlüğe girmişti. Bu düzenleme ile tüm memurların ek göstergeleri 600 puan artırıldı. Ancak geçici maddeye göre bu haktan yalnızca 15 Ocak 2023’ten önce atanmış memurlar yararlanabiliyordu. Bu durum, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç detayları açıkladı...
Anayasa Mahkemesi, 15 Ocak 2023 sonrası göreve başlayan memurların bu haktan yararlanamamasını Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti. Karar, 6 ay sonra yürürlüğe girecek. Bu sürede yeni bir yasal düzenleme yapılması gerekiyor. Eğer bu süre içinde gerekli düzenleme yapılırsa, 15 Ocak 2023 sonrası memurluğa başlayanlar da 600 puanlık ek gösterge artışından yararlanabilecek. Bu artış, aylık brüt maaşlarda 607,53 TL, net maaşlarda ise yaklaşık 431,35 TL’lik bir artışa karşılık geliyor. Ayrıca 30 yıl hizmet süresine ulaşan memurların emekli aylıkları da 486,02 TL yükselecek.
Ancak burada dikkat çeken önemli bir farklılık var. 1 Ekim 2008 öncesi göreve başlayan memurlar 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’na tabi iken, bu tarihten sonra göreve başlayanlar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na tabi. Bu iki grup arasında emeklilik hakları bakımından ciddi farklar bulunuyor.
5434’e tabi memurlar, ek gösterge artışıyla birlikte tazminat yansıtma oranı artışından da yararlanıyor. Örneğin 30 yıl hizmeti olan bir memurun emekli aylığı bu sayede 11.158 TL artabiliyor. Buna karşılık 5510’a tabi bir memurun emekli aylığındaki artış sadece 2.916 TL ile sınırlı kalıyor.
2008 sonrası göreve başlayan memurların emekli aylıkları, işçilerde olduğu gibi çalışma süresince prime esas kazançlarına göre belirleniyor. Ancak sorun şu ki, memurların maaşlarının tüm kalemleri prime esas kazanca dahil edilmiyor.
Örneğin, son yıllarda yapılan ve şu an 16 bin TL’yi aşan seyyanen zamlar ne 5434 kapsamındaki ne de 5510 kapsamındaki memurların emeklilik hesabına dahil ediliyor. Aynı durum sosyal yardımlar ve diğer ek ödemeler için de geçerli. Bu nedenle 2008 sonrası göreve başlayan bir memurun, aynı işi yaptığı ve daha düşük maaş alan bir işçiden bile daha düşük emekli aylığı alması mümkün hale geliyor. Kamuda çalışan bir mühendisin aktardığına göre, kendisi için bildirilen sosyal güvenlik primi 12 bin TL iken, şoförlüğünü yapan işçinin primi 19 bin TL. Bu fark, gelecekte alınacak emekli aylığına da doğrudan yansıyacak.
Devlet, yeni memurların maaşlarının tamamı üzerinden prim ödemediği için SGK gelirlerinde azalma yaşanıyor. Bu paralar SGK’ya değil, doğrudan sistemin açıklarını kapatmak üzere başka yerlere aktarılıyor. Sonuçta hem sosyal güvenlik sistemi hem de memur zarar görüyor.
2008’de 5510 Sayılı Kanun çıkarken, memur emeklilik sistemindeki bu düzensizliğin farkında olan yasa yapıcılar, birkaç yıl içinde kapsamlı bir kamu personel reformu yapılacağını açıklamıştı. O dönem Plan Bütçe Komisyonu Alt Komisyon Başkanı olan AK Parti Milletvekili Zekai Özcan da bu reformun gerekliliğine dikkat çekmişti. Ancak aradan geçen 17 yıla rağmen söz konusu reform hayata geçirilemedi. En büyük neden ise reformun bütçeye ek yük getirecek olması.
MEMUR-SEN Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, Anayasa Mahkemesi kararının ardından yaptığı değerlendirmede, birinci dereceye ulaşan tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmesine dair verilen sözleri hatırlattı. Tonbul, mevcut toplu sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasına rağmen, düzenlemenin hala hayata geçirilmediğini ifade etti.
Tonbul ayrıca, memurların tüm kazançlarının prime esas kazanca dahil edilerek emeklilik sistemindeki adaletsizliğin giderilmesi gerektiğini ve bu konuyu uzun süredir her platformda dile getirdiklerini vurguladı.