Taşeron işçileri yakından ilgilendiren yeni bir gelişme yaşandı. Belediyelerde şirket çalışanları, kamu hizmeti statüsünde sayılmadıkları gerekçesiyle artık pandemi döneminde kazanılan ek haklardan yararlanamayacak.
Koronavirüs sürecinde Cumhurbaşkanlığı Genelgesi çerçevesinde idari izne ayrılan, fiili çalışma yapmadığı gerekçe gösterilerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklı yemek yardımı, iş riski zammı, işe devam primi alacaklarının ödenmediği iddiasında bulunup dava açan işçiye yönelik Yargıtay kararını verdi.
Davacı şirket ödenmesi gereken tüm hak ve alacakların işçiye eksiksiz ödendiği, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi'ndeki düzenlemeye yönelik taleplerin işçinin çalıştığı şirketin özel olması nedeniyle kamu hukuku kapsamında girmemesinden dolayı davanın reddini talep etti.
İlk derece mahkemesi ise davacı işçiyi haklı bularak kesin karar verdi.
Davalı şirket yanlış karar verildiği gerekçesiyle kararı Yargıtay'a temyize götürdü. Yargıtay da davacının İzmir Büyükşehir Belediyesi'nce kurulan sermaye şirketinde çalıştığını, halen çalışmaya devam ettiğini, belediyenin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, bu nedenle davacı işçi ve davalı şirketin 2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamına girmediği, dava konusu olan toplu iş sözleşmesinde fiilen çalışma şartına tabi tutulması karşısında, söz konusu dönemde fiili çalışması bulunmayan davacının bu alacaklara hak kazanmasının söz konusu olmaması gereğince ilk derece mahkemesinin verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu tespit edildi.
Bu sebeplerden dolayı temyizin kabul edilmesi ve kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.