AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı devam ederken gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı SDG'nin sözde lideri Mazlum Kobani'nin "Türkiye ile doğrudan temas halindeyiz" şeklindeki sözlerine ilişkin konuşan Ömer Çelik, "Onların söylediği manada resmi bir görüşme olmamıştır. Bunun altını net biçimde çiziyorum. Ne zaman silah bırakırlarsa o zaman herkesle görüşülebilir." dedi.
AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. AK Parti Parti genel merkezinde saat 18.25'te başlayan toplantı 1,5 saat sürdü. Toplantı devam ederken kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik; Gazze'deki soykırım, infaz düzenlemesi, yeni anayasa çalışmaları, PKK'nın silah bırakma süreci, SDG ile görüşme iddiası, CHP ile bayramlaşma ve İstanbul'daki Rusya-Ukrayna zirvesine ilişkin çarpıcı mesajlar verdi.
Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bu soykırım şebekesi Gazze halkı karşısında mağlup olup uluslararası mahkemelerde yargılanacak. Gazze halkı en kısa zamanda huzurlu ve barış içinde bir bayrama kavuşacak. Soykırım altında bayram kutlamak çok anlamlı değil ama Gazzelilerin bayramı mübarek olsun.
Cumhurbaşkanımızın onayı ve Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla hayata geçecek. Siyasi beklenti bayram öncesi yasanın çıkarılmasıydı ama teknik mesele var. Yaşlılar, kadınlar ve çocuklarla ilgili düzenlemeler var. İnşallah en kısa sürede tamamlanır.
Bizim bayramlaşma listemizde CHP vardı ama kendileri bir açıklama yaptılar. Hiçbir partiyle bayramlaşmayacaklarını açıkladılar. Dolayısıyla kendileriyle bayramlaşmamız olmayacak. Biz kendi bayramlaşma trafiğimizi heyetlerimizle sürdüreceğiz. Biz CHP'ye gönül vermiş vatandaşlarımızın da bayramını kutluyoruz.
SDG'nin açıklamasını biz de gördük. Sürecin adını net koyalım. Sürecin adı PKK'nın kendisini feshetmesi ve silahlarını teslim etmesi. Bu söylem olarak kalmamalı. PKK'nın bütün uzantılarıyla feshedilmesi ve silah bırakması gerekir. Uzantılardan ne kastediliyor? Suriye'deki SDG, İran'daki PJAK vb. yapılar. Avrupa'da veya dünyanın başka yerlerinde illegal yapılanmalar vasıtasıyla terörün finansmanı bu mekanizmalar üzerinden işliyor. Dolayısıyla terörün finansmanı ya da terörün ideolojisini yaymakla ilgili oluşumların da kendini feshetmesi gerekir. Terör örgütünün bütün şubeleriyle kendini feshetmesi gerekir. Burada net bir şey söyledik. Silah bırakma süreci somut olarak tam ve eksiksiz gerçekleşmeli, Türkiye'nin kuracağı mekanizmalarla doğrulanacaktır bu. Geçmişteki deneyimler de dikkate alınarak MİT ve TSK'nın 'terör örgütü silah bırakıyor mu bırakmıyor mu? Bırakıyorsa ne düzeyde bırakıyor ve silahları teslim ediyor mu?' bununla ilgili mekanizması hazır. Biz aylar içerisinde, çok ayları geçmeyen bir zaman diliminde bu silahların teslim edilmesi noktasında somut ilerleme bekliyoruz.
Suriye meselesine gelince örneğin Irak tarafında Bağdat ile Erbil ile konuşulacak konular var. Burada entegre bir strateji yürütüyoruz. Türkiye'de de DEM Parti ziyaretlerde bulundu. Bunlar iyi geçti. Her partinin kendi mevzisinden farklı değerlendirmesi olabilir ama esas olan silah bırakma ve fesih konusundaki odaktan uzaklaşmamak gerekir.
Suriye'de ise Irak'taki bu yöntemden farklı bir yöntem var. Suriye'de bu yapının kendisini dağıtması, bunun içindeki PKK unsurlarının orayı terk etmesi, geri kalanının da Suriye ordusunun bir parçası olması. Nasıl ki İmralı'dan yapılan açıklamada özerklik, federasyon konularının gündemde olmadığı ifade ediliyorsa bu Suriye için de geçerlidir. Sayın Cumhurbaşkanımız Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu ifade etti ve bugün aynı noktadayız. Bunun Suriye'nin geleceği için ne kadar kıymetli olduğunu görüyoruz. Suriye hükümeti ile SGD arasında anlaşma yapıldı. Silahlarını teslim edecekler. Teröre karışmamış olanlarla ilgili kararı Suriye yönetimi verecek.
Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile SGD'nin bir görüşmesi, onların söylediği manada resmi bir görüşmesi olmamıştır. Onlar ne zaman silah bırakır ve bu çerçeve gerçekleşir, o zaman herkesle görüşülebilir. Silah bırakma konusunda bir adım atılır ve bunun nasıl yönetileceğiyle ilgili bir tablo ortaya çıkarsa o zaman MİT onlarla temas eder. Ama bugün ifade ettikleri gibi 'Özerk bir yapı, otonom bir bölgenin sözde siyasi yetkilileri olarak Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile görüştük' gibisinden bir ifade doğru değildir, onun altını net biçimde çiziyorum.
Hangi terör örgütü olursa olsun sınırımızın dibinde böyle bir devletçik veya yapı oluşmasına müsaade etmeyeceğiz. Suriye'nin toprak güvenliğine halel getiren, Türkiye için tehdit oluşturan hiçbir yapıya müsaade etmeyeceğiz. Eğer mesele Suriye'deki Kürtlerin kazanımıysa daha Esad'ın bu katliamları başlatmadığı zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanımız Esad'a o zaman söylemişti, 'Senin ülkende Kürtlerin vatandaşlığı yok, onlara da diğerlerine tanıdığın hakları tanı' diye.
Cumhurbaşkanımız savaş başladığından beri Putin ve Zelenskiy ile defalarca görüştü. Aynı şey Trump için de geçerli. 3 liderin de söylediği 'Eğer bir masa kurulacaksa İstanbul'da kurulsun. Bu masa kurulunca başkanlığı Erdoğan yapar' şeklinde net bir ifade kullanıldı. Cumhurbaşkanımız her iki tarafla da görüşen yegane liderdir. Savaş konusunda bazı ülkeler kışkırtıcılık yaptı. Ama Cumhurbaşkanı 'Biz hiçbir zaman masadan kalkan taraf olmayız' demişti. O aşamaya gelindiğinde Trump, Putin ve Zelenskiy'nin İstanbul'da buluma konusunda iradeleri var. Ama daha olgunlaşması gereken süreçler var. Belki daha sonra dışişleri bakanları düzeyinde halledilecek konular var. O aşamaya gelince liderler aşamasına geçilecek. İnşallah bu masayı en yakın zamanda kurarız.
Partimizin yeni anayasa yapılması konusunda iyi bir tecrübesi var. Gelecek nesillere bir borçtur yeni anayasa. Çeşitli müzakere ve pazarlıklardan bahsediyorlar. Bizim ilkemiz tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi. Yeni anayasayı bu çerçevede yapacağız. Bunun dışına çıkan bir arayışımız söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımız bunun için bir komisyon kurdu. Sivil anayasa vatandaşın onayıyla gerçekleşen bir anayasa demektir. Yeni anayasa siyasi hayatımızda tartıştığımız meselelerin anayasal düzeyde çözümüyle ilgili irade ortaya çıkaracak. Ama yönetmelikle halledilecek şeyi kanunla halletmek yanlış. Sivil anayasa derken Türkiye Yüzyılı'nın ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasadan bahsediyoruz. İlk toplantımızı bayram sonrasında yapacağız. Orada bir genel çerçeve çizeceğiz, ihtiyaç oldukça sık sık toplanacağız. Arkadaşlar hazırlıklarını yapıyor. Bu mesele partimizin önceliklerinden biri.
Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili gündemi de takip ediyoruz. Anayasa meselesi her meseleyi ilgilendirir ama başka şeylere indirgememek lazım. Anayasa biz iktidara geldiğimiz günden bu yana konuşuluyor. Dolayısıyla buna yoğun bir mesai ve emek vereceğiz."