Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Türkiye'de en yüksek prolin değerinin olduğu Adıyaman'da arılar üretimlerini tamamlayarak kış sezonuna geçiş yapmaya başladı. Kovanlarına giren arılar kışın zorlu soğuğundan korunmak için yaylalardan indirilerek korunaklı alanlara götürüldü. Kovan ve arıların son kontrollerini yapan Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Yaşar Yiğit, tüketiciye de önemli uyarılarda bulundu.

Adıyaman balının kalite anlamında çok iyi bir bal olduğunu belirten Yiğit, bu yıl 650 ton bal üretimi gerçekleştirdiklerini dile getirdi. Nerede ne nasıl üretildiği belli olmayan balın şifa kaynağı olmaktan çıkıp zehre dönüştüğünü belirten Yiğit, bal alırken mutlaka kaynağının öğrenilmesi gerektiğini söyledi.

Adıyaman’da bu yıl 650 ton organik bal ürettiklerini söyleyen Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mehmet Yaşar Yiğit," 2025 yılının sezon sonuna geldik. Sezon sonunda arılarımızı yaylalardan indirdik ve şu anda sonbaharda bakımlarını yaparak arılarımıza bundan sonra hiçbir müdahalede bulunmayarak kış sezonuna hazırlayacağız. Sistemde binin üzerinde arıcımız var. Şu an itibarıyla Adıyaman genelinde 92 bin kovana ulaştık. Bu yıl iklim şartlarının elverişsizliğinden dolayı, esen rüzgarlar nedeniyle geçen yıllara nazaran rekoltemiz biraz düştü ama yine de iyiydi. Kovan başına 5 ile 7 kilo arasında rekolte elde ettik. Diğer yıllarda da 8 ile 10 kilo arasında elde ediyorduk. Toplamda 650 ton civarında Adıyaman balı elde ettik" dedi.

Adıyaman balının prolin değerinin diğer ballardan çok yüksek olduğunu söyleyen Yiğit, "Adıyaman balını diğer ballardan ayıran en güzel özellik bizim Adıyaman yaylalarının florasının geniş olması, çiçek çeşitliliğinin fazla olmasından dolayı balımız diğer barlardan biraz daha farklıdır. Yapılan analiz sonuçlarında Türkiye’de enzim değeri yüksek ballar arasında kendini gösteriyor. Son yıllarda yaptığımız analizlerde prolin değeri bin 368 ile bin 517 arasında değişkenlik gösteriyor. Bu da Adıyaman yaylalarında, il genelinde enzim değerinin yüksek olduğunu, kaliteli balların çıktığını ve tüketicilerimize kaliteli balların gittiğini göstermektedir" ifadelerini kullandı.

Balın sahte olup olmadığı laboratuvar ortamından anlaşıldığını belirten Yiğit, "Çünkü yakma işlemi ile tabağın altına koyarak veyahut sıcak suya koyarak fazla anlaşılmaz. Tüketicilerimizden ballarını direk üreticiden almalarını tavsiye ediyorum. Aracıdan almayın. Tüketiciden aldığınız zaman balın kalitesinin ne olduğunu, nerede üretildiğini, hangi şartlarda, hangi ortamlarda üretildiğini öğrenebilirsiniz ama aracıdan aldığınız zaman menşei nedir, nerede üretildi, nereden geldi, kim tarafından üretildi belli değildir. Bunu daha da geniş şekilde öğrenmek istiyorsanız İl Tarım Müdürlüklerini ararsınız kayıtlı üretici mi, daha sonra arıcı birlikleriyle, üretici birlikleriyle iletişime geçersiniz, size üye mi, hangi şartlarda üretim yapıyor, bu gibi konuları merak ettiğinizde iletişim kurarak öğrenebilirsiniz" dedi.

Sahte balların zehir haline geldiğini söyleyen Yiğit, "Adıyaman genelinde ağırlıklı olarak geven balımız mevcuttur. Geven bitkisinden alıyor, geven bitkisi dikensi bir bitkidir. Adıyaman'ın yaylalarında mevcuttur. Arılarımız Haziran ayında bu çiçekten balını alır ama onun yanında kekik var, dağ çayı var, topuz diken var, sumak var. Bizim tespitlerimize göre 300'ün üzerinde çiçekten arı nektar alarak bala dönüştürüyor ve kovanlardan biz de yararlanıyoruz. Şifa kaynağı olan bu bal damlaya damlaya göl olur diyorlar ya, arı da damlaya damlaya kovana getiriyor. Biz insanoğlu da bundan yararlanıyoruz. Eğer ki bu bozulmadan sofralara sunulursa şifadır ama hilekarlık yapılırsa, bal döneminde glikozla beslenmeler yapılırsa bu bal şifa kaynağı olmaktan çıkar ve zehre dönüşür. Devletimize bakanlığımıza ilgili mercilere teşekkür ediyorum. Arıcılığa gerekli önemi veriyorlar. Arıcılığın kalkınması arıcılığın daha iyi seviyeleri gelmesi için çaba sarf ediyorlar" diye konuştu.

Yiğit, birlik olarak da üreticiye malzeme ve ekipman desteği sağladıklarını belirtti.