İstanbul Ataşehir'de bir özel hastanede yaşlı yoğun bakım hastasına eziyet görüntüleri herkesi derinden yaralamış olayın ortaya çıkmasının ardından toplam 7 sanık hakkında 3'er yıldan 8'er yıla kadar hapis cezası istenmişti.
‘Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma' suçundan ise 3'er yıldan 6'şar yıla kadar hapis cezası istenen Mert Can Saylar, Nuriye Koç ve Murat Yıldırım'ın ve diğer sanıkların yargılanmalarına devam edildi. Anadolu 35. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanıklar İrem Aysima Erol, Murat Yıldırım ve Nuriye Koç ile taraf avukatları katıldı.
Sanık İrem Aysima Erol mahkemede yaptığı savunmasında, "Söz konusu görüntülerde konuşan kişilerden değilim. Ben orada 1.5 yıl yoğun bakım hemşiresi olarak çalıştım. Bu süre boyunca kendim eziyette bulunmadığım gibi, başka bir arkadaşımın da eziyet mahiyetinde bir eylemine şahit olmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Mahkemede savunma yapan sanıklardan Murat Yıldırım, "Ben hastanede temizlik personeli olarak çalışmaktaydım. Nöbete kaldığım hiçbir zaman şahsa eziyet edildiğini görmedim. Orada 3 sene çalıştım. Sabah doktor odasında söz konusu videoları hemşirelerin izlediğini gördüm. Hepsinin telefonunda vardı. Herkes herkese bu videoları gönderiyordu. Bazen de benim yaptığım gibi masanın üzerinde oynatılan başka telefondan videoya alıyorduk. Bendeki videoyu kimseye göndermedim, telefonumla birlikte hakimliğe teslim ettim. Hastanede çalışanlar bu videoları bazen kendi ailesine bazen arkadaşlarına gönderiyorlardı. Ben sadece bu durumu şikayet etmek amacıyla bu görüntüyü almıştım. Bu olaylar ortaya çıkmadan önce CİMER'e yazı yazarak şikayetçi olmuştum" diyerek suçlamaları kabul etmedi.
Yıldırım savunmasının devamında, "Gördüğüm olaylar sebebiyle işten ayrılmak istedim. Beni yönetim katına çağırdılar, neden beni çağırdıklarını anlamadım. 'Buraya kadar gelmişken seninle bir görüşelim' dediler. 'Telefonunu bize bırak, biz sana sıfır yeni bir telefon verelim. Ayrıca tazminat verelim ve üstüne bir miktar da para verelim' teklifinde bulundular. Ben telefonumu onlara bırakmadım. Orada, Ankara'dan gelen Başhemşire ve avukat vardı. Görüntülerin ortaya çıkmaması için benden telefonumu istediler. Benim işten ayrılmamın çok öncesinde CİMER'e şikayette bulunmuştum. Bu nedenle denetlemeye geldiler" dedi.
Ara kararı açıklayan mahkeme, tüm sanıklara ilişkin ses kayıtları ve fotoğrafların temininin ardından dosyaya konu görüntüler ile mukayese yapılarak rapor düzenlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine karar verdi. Duruşma, 5 Kasım tarihine ertelendi.