Tgrt Haber

Kaya Temel Yazıları

Kamp günlüğü-1 

Galatasaray, Avusturya’nın Geinberg bölgesinde yeni sezon hazırlıklarına devam ediyor. Galatasaray, kampın 5. Gününü akşam antrenmanıyla sürdürecek. İlk hazırlık maçından Lask Linz’e 3-2 mağlup olan sarı-kırmızılılar, yarın Fortuna Düsseldorf ile karşılaşacak. Lask mücadelesinde daha çok genç oyuncular ön plana çıktı. Özellikle, Yusuf Demir’in kampa hazır gelmesi Okan Hoca’nın da beğenisini topladı. Metehan Baltacı da stoper olmasına rağmen attığı gollerle kendini ispatladı. Zaman zaman savunmada aksamalar yaşandığınında altını çizmekte fayda var.  Efe Akman ve Eren Aydın gibi isimlerde yaklaşık 30 dakika süre alabildi. Bu kısa sürede gençler, son düdüğe kadar mücadele etti. Hazırlık maçları bu tür oyuncular için çok önemli. Yarınki mücadelede de aynı performansı göreceğimizden eminim. Sizlere birazda Avusturya’dan bahsetmek istiyorum. Takımlar Avusturya’yı serin hava şartlarından dolayı tercih ederler. Fakat burası öyle bir yerki sıcaklık 32-33 dereceyken bir anda güneşli hava yerini yağmura ve rüzgara bırakıyor. Galatasaray, buradaki 3. Gününde dolu yağışından dolayı antrenmanı iptal etmişti…

Transfer bekleniyor 

Avusturya kampında diğer yanda da transferler bekleniyor. Galatasaray’da futbolun yeni patronu İbrahim Hatipoğlu ve Cenk Ergün dün İngiltere’ye uçtular. Transfer görüşmelerinden bulunan ikili bugün tekrar Avusturya kampına dönecek. Kısa sürede Galatasaray kampa transferleri yetişecektir. Kampın ilk ayağı 18 Temmuz’da sona erecek. İkinci kamp tarihi ise 22-27 Temmuz tarihleri arasından gerçekleşecek. Sarı-kırmızılılar 2. Kampa bütün transferi bitirmeyi çalışacak…

13 Temmuz 2024
Böyle veda olmaz!

Her şeyden önce bazı maçlarda bizlerin bile umudu bittiği yerde inancını yitirmeyen ve çeyrek finale kadar yükselerek turnuvaya veda eden Milli Takımımızı canı gönülden tebrik ediyorum. Almanya’nın elendiği yerde ev sahibi ülke gibi hissettiren taraftarımızı da helal olsun. Fransız hakemin, Hollandalı Simons’a çıkaramadığı kırmızı kart ve Montella’nın da oyuna zamanında müdahaleleri olmayınca elimizdeki yarı final biletini Hollanda’ya kaptırdık.

İlk yarının başlarında o kart Hollanda’ya çıksaydı bugün çok farklı şeyler konuşuyor olurduk. Ya da 10 kişi Hollanda’yı Montella’nın müdahaleleri yüzünden yenemedik de diyebilirdik. Turnuvadaki mücadeleleri şöyle bir gözümüzün önünden geçirelim… Montella’ya ben de çok destek oldum ama, bu sefer acımasız olacağım. ‘Çeyrek finali gördük ne anlatıyorsun’ diyenler olabilir. Fakat, Milli Takımımız 1-0 öndeyken 10 kişi oynadı 2-1 geriye düştükten sonra Montella’nın değişikleriyle Millilerimiz 11 kişi oldu. Kenan Yıldız 70 dakika sahada ne yaptı? Bizim göremediğimiz ne vardı? Kerem Aktürkoğlu veya İrfan Can Kahveci gibi bir futbolcuyu neden oyuna erkenden almazsın? İlla geriye mi düşmemiz gerekiyordu? Resmen kendi ayağımıza sıktık.

SÜPER İKİLİ

Bence bu turnuvaya Milli Takımımızdan iki oyunu damga vurdu. Barış Alper Yılmaz ve Ferdi Kadıoğlu olağanüstü performans sergilediler. Her iki futbolcuyu da dünya hayranlıkla izledi. Özellikle dün gece sahada “Yılmaz Bir Savaşçı” vardı. Hollanda savunmasını onu bir türlü elde avuçta tutamadı. Tıpkı Virgil van Dijk’in dediği gibi. Barış Alper’in bitmek bilmeyen enerjisi, sürekli hücum modun da olması dikkati üzerine çekti. Tabi ki Arda Güler’i de unutmamak gerek. Gürcistan maçında attığı harika goller ve turnuva boyunca yaptığı asistlerle takımını ayakta tutmayı başardı. Bütün Millilerimiz ayağına sağlık. Bize bu gururu yaşattığınız için teşekkürler Bizim Çocuklar…

7 Temmuz 2024
‘Çılgın Türk’ler ileri!

Adım adım zafere ilerliyoruz. Kırılgan olmayan Avusturya’yı adeta kırarak, dağıtarak adımızı çeyrek finale yazdırdık. Mücadelenin hemen başında Merih Demiral ile “dakika 1 gol 1” tabirini uyguladık. Erken bulduğumuz gol bize özgüven kattı. Zaman zaman Avusturya tehlikeli ataklarıyla kalemizi zorladı. İlk 45 dakikayı önde kapatmak Milli Takımızı ekstra motive etti.

Neden olmasın?

Maçın yıldızı Merih Demiral ikinci 45’in ortalarından yine golü bularak bizlere derin bir nefes aldırdı. Her iki golünde hikayesi hemen hemen aynıydı. Kornerden gelen her iki golün ortalarını Arda Güler yaptı ve Merih Demiral gollerle yıldızlaştı. Şunu da unutmamak gerek kornerlerin her ikisini de Barış Alper Yılmaz’ın çabası getirdi. Her şey iyi giderken bir duran toptan da kalemizde biz golü gördük. Son 10 dakika yine ecel terleri döktük. Avusturya’nın baskılarına adeta duvar ördük. Mert Günok’un o çılgın kurtarışı gözümün önünden gitmiyor. Bizleri çeyrek finale taşıyan o kurtarış belki de şampiyonluğun sinyalleridir. Neden olmasın?

Büyük fedakarlık

Dün gece sahada birden fazla başrol oyuncusu vardı. Maçın adamı seçilen Merih Demiral hem golleriyle hem savunmasıyla takdir toplarken, kaptan Kaan Ayhan inanılmaz bir performansa imza attı. Atan ve tutan oyuncularımızın dışında kaptan kritik anlarda müdahalelerde sahneye çıktı ve bize hayat verdi. Kaan Ayhan’ın nasıl bir fedakarlıkla oynadığını bilmeyen kalmamıştır diye düşünüyorum. Yine de hatırlatmakta fayda var. Takımı Galatasaray’da sezonu sakatlığına rağmen tamamlayan ve ameliyat olması gereken Kaan, tedavi olmadan Milli Takımı’na katıldı. İşte bu yüzden “Çılgın Türkler” olarak adlandırılıyoruz. Sonunu düşünmeden varımızı, yokumuzu sahaya veriyoruz… Şimdi ne diyoruz; Bekle bizi Hollanda!

3 Temmuz 2024
‘Çek’lere BAY BAY!

Yine sırtımızı rahatça koltuğa yaslayıp rahat bir mücadele izleyemedik. Boncuk, boncuk terledik. Bu terlemenin nedenlerinden biri ise Gürcistan’ın Portekiz’i anlamsız bir şekilde yeniyor olmasıydı. Mücadelenin hemen başlarında 10 kişi kalan Çekya ise bitime yarım saat kala beraberlik golünü buldu. Çekya’nın fizik gücünün ne kadar yüksek olduğunu 10 kişi kalmalarına rağmen bizi bunalttıklarına şahit olduk.  Özellikle ilk yarı Mert Günok’un net 3 kurtarışı bizi ayak tuttu. İlk 45 dakikada çerçeveyi bulan şutumuz yoktu.

Ta ki ikinci yarı Hakan Çalhanoğlu sahneye çıkana kadar… İlk kaleyi bulan şutumuz golle sonuçlandı. Hakan öyle bir gole imza attı ki, haftaların acısını o golle çıkardı diyebilirim. Çaprazdan ayak içi vurmanız gerekirken, Çalhanoğlu adeta Allah’a sığınıp vurdu. Milli Takımımız bu golden sonra farka gider düşüncesi 85 milyonun aklından geçerken Çekler golü buldu. Aslında hakemin ikram ettiği bir gol desek yeridir. Mert Günok’a net faule rağmen gol verildi. Son dakikalar yaklaştıkça Çekler bütün riskleri alarak üzerimize gelse de uzatma dakikalarda Cenk Tosun fişi çekti…

Çekya’nın sağı otoban…

Barış Alper Yılmaz dün gece öyle bir oyun ortaya koydu ki tüm dünya hayranlıkla izledi. Çekya’nın sol kanadını adeta otobana çeviren BAY, maçın yıldızı seçildi. Haftalarca Barış’ın performansı haksız yere eleştirildi. Montella, Barış Alper’i doğru mevkii de oynatınca bu eleştirilerin hepsi havada kaldı. Her şeye rağmen, Barış Alper diyor ki, “Hocamız nerede forma verirse oynarım…” Günlerce, “Milli Takım’ı menajer esir aldı” diyenleri de susturdu Barış…

Arda acaba ile oynadı

Portekiz maçında sakatlığı olmasına rağmen son dakikalarda oyuna giren Arda Güler, Çekya’ya karşı ilk 11’de başlasa da kafasında bir “acaba” olduğu net bir şekilde ortadaydı. Genç futbolcunun yüzde yüzünü sahaya veremediğine herkes şahit olmuştur. Bunun nedeninin sakatlığının hala geçmemiş olması ve yüksek derecede yorgunluk belirtisi olması. Millilerimiz, Avusturya maçı öncesi bir gün dinlenecek. Bu izin bütün futbolculara ilaç gibi geçektir. Sıradaki rotamız; Leipzig…

27 Haziran 2024
Artık ders verelim

Futbolun içerisinde hatalardan ders almak/çıkarmak var. Fakat Milli Takımımız, hatalardan ders almaktan, ders vermeye geçemedi. Kuntz döneminde yaşananların benzerlerini Montella da yaşamaya başladı. Umarın sonu aynı olmaz.

Kadro seçiminden tutun, mücadele sonunda konuşmalar bile aynı. Bu, bir tesadüf olamaz. Türk futbolunu bir adım ileriye götüremeyenler Milli Takım’ın başında olduğu sürece, bir arpa boyu yol alamayız. Montella’yı da Kuntz’a dönüştürmek istemiyorsanız onu rahat bırakın.

Euro 2024’ün ilk mücadelesinde Gürcistan’a karşı harika gollerle 3-1’lik galibiyet almış Milli Takım nerede, dün geceki Portekiz’e karşı sahada olan Milli Takım nerede! Yani gece ile gündüz gibi, iki farklı Milli Takım izledik.

"İletişim diyorum…"

Her zaman şunu belirtmekte fayda var: Milli Takım’ın gerçek bir takım olabilmesi için iletişimin çok iyi olması gerek. Gerek saha içinde gerekse saha dışında çok iyi bir iletişimin olması gerekiyor. Samet’in, Altay ile iletişim içerisinde olmadığını, o büyük hatayla görmüş olduk. Gürcistan mücadelesinde mutlak golü kafasıyla çıkaran Samet’i hep böyle hatırlayacağız derken öyle bir hataya imza attı ki belki de turnuva boyunca bu hatası unutulmayacak.

Kadro tercihi

Montella’nın en büyük hatası ise Ara Güler’i yorgun olduğu gerekçesiyle ilk 11’de başlatmayıp, Portekiz farka gittikten sonra oyuna alması. Zaten maç kopmuş, oyuncunun sakatlanmasından da korkuyorsan neden Arda’yı oyuna alıyorsun? Tribün baskısından mı korktu Montella?

Aynı şekilde İsmail Yüksek sakatlıktan çıkmış ilk 11’de oynayacak durumu yok. Kendisini tam hazır hissetmiyor, neden oyuna sürüldü? Sahanın en iyisi Kerem Aktürkoğlu neden oyundan alındı? Yunus Akgün ise bal yapmayan arı misali sahada olurken, Kerem’in öncelikle oyundan çıkmasına anlam veremedim.

Barış Alper Yılmaz, santrafor değilken neden santrafor çıkıyor? Cenk oynayacak durumda değilse neden Milli Takım’a alındı? Bu gibi sorular bitmez.

Umarın Çekya karşısında galibiyeti alır, gruplardan çıkmayı başarırız. Aksi takdirde bu işin içerisindeki bütün sorumlular istifasını versin…

23 Haziran 2024
O duvar artık kırmızı

Euro 2024’e muhteşem başlangıç yapan Millilerimiz, Gürcistan’ı adeta bozguna uğrattı. Dortmund’un 81 bin kişilik Signal Iduna Park Stadyumu’nda sahne alan Bizim Çocuklar meşhur “Sarı Duvarı”, “Kırmızı”ya boyadı. Taraftarlarımız öyle bir tribün performansına imza attı ki Almanya, “Türkiye” tezahüratlarıyla inledi. Millilerimiz sanki yurtta gibi mücadele etti.

Karşılaşma öncesi yoğun yağış bizleri eskiye götürse de Milli Takımımızın yeni jenerasyonu sahada aslanlar gibi savaştı. Mert Müldür, Arda Güler’in olağan üstü füzeleri ve Kerem Aktürkoğlu’nun fişi çekmesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Arda Güler attığı golle şampiyonanın gol atan en genç futbolcusu unvanın Cristiano Ronaldo’dan almış oldu.  

Eminim ki tüm dünya şu ana kadar turnuvanın en heyecanlı mücadelesine şahit oldu. Kaçan net pozisyonlar, harika goller ve ilkleri yaşayan bir Milli Takım vardı sahada. Millilerimiz kariyeri boyunca gruplardaki ilk maçına galibiyetle başladı.

Hazırlık maçlarında çok iyi çizgi çizmeyen ve üzerinden ölü toprağını atmış bir Milli Takım gördüm sahada. Özellikle Samet Akaydın ve Mert Müldür ortaya koyduğu harika performansla tüm Türkiye’yi şaşırttı. Mert, jeneriklik bir gole imza atarken Samet savunmaya adeta Türk duvarı ördü. Son dakikalarda kafayla çıkardığı o top turnuva boyunca gözümüzün önüne gelecektir.

Hücumdan vazgeçilmemeli

Mücadelede birden fazla kırılma anı yaşandı. İbre zaman zaman Gürcistan’a dönse de bu kez futbol şansı Millilerimizden yanaydı. Her ne olursa olsun Montella işini asla şansa bırakmamalı. Karşılaşmanın sonlarına doğru Montella’nın savunma kurgusuna dönmesi başarılı olsa da bizleri bunalttı. Skor anlamında önde olan Milli Takım, savunma ağırlığına dönmemeli. Montella, hücumdan vazgeçmemeli. Her şeye rağmen harika bir Milli gurur yaşadık. Çok iyi başladık bu yolun sonu şampiyonluk olsun. Teşekkürler Bizim Çocuklar…

Haaa! Şunu da unutmayalım, Arda da bizim Kerem de!.. Biz Türkiye’yiz! Ortalığı germek isteyen amigolara kulak asmayın…

19 Haziran 2024
Galatasaray’ın Erden ağabeyi…


Galatasaray siyasetinden dolayı yıpranan, iftiralara ve haksızlıklara boyun eğmek yerine dik duruş göstererek istifasını sunan Erden Timur, taraftarı ağabeysiz bıraktı. Hiçbir zaman Erden Timur, taraftarın gözünde “bey” konumunda değildi. Samimiyetinden, insanlara dokunuşundan dolayı Timur, herkesin “ağabey”i oldu.

Bu ayrılığa en çok üzülen ise tabii ki Galatasaray taraftarı. Nedenler, nasıllar yine cevapsız kaldı. Erden Timur, düzenlediği basın toplantısında bazı sorulara karşı yine sessizliğini korudu. Üst üste gelen “kimler size ne yaptı” minvalindeki sorularına, kişi ismi zikretmeden cevap verdi; yeter ki Galatasaray parçalanmasın düşüncesiyle... 

Suyun karşı tarafı, yeni sezon için kenetlenme çabası içinde olurken, kendi “Erden ağebey”lerini bulmaya çalışırken, Galatasaray’ın siyaseti, Erden Timur kaybı getirdi.

Aslında bu durum ile karşı karşıya kalan sadece Erden Timur değil. Galatasaray’da ne zaman işler yolunda gitse, dönen tekere çomak sokuldu. Maalesef Erden Timur da bu kötü siyasetin mağduru oldu…

En önemli noktaya değineceğim: Taraftar, Erden Timur’un arkasında olmasa Galatasaray’ın bu siyaseti Timur’u lime lime doğrardı. Daha ne iftiralarla karşı karşıya kalırdı, bu da kulağa küpe olsun…

Aslan yattığı yerden belli olur

“Aslan yattığı yerden belli olur” sözünü sizlere burada hatırlatmak isterim. Hani Erden Timur’u komisyonculukla suçlayanlar var ya, bence Erden Timur’un, Nef Bebeköy’deki mekanını bir ziyaret etsinler. Şirketi 700-800 kere incelemeye giren ve hiçbir olumsuz tablo ile karşılaşmayanların yüzü kızarır mı? Asla kızarmaz. Kıskançlık, fesatlık yapanlar el birliğiyle Erden Timur’u pes ettirdi. Timur, nemalanan biri olsaydı istifasını vermezdi.

Bu bir veda değil…

Basın toplasını yerinde takip ederken, salonda herkesin gözlerinin dolduğuna şahit oldum. Aslında çok duygusal bir “geçici” veda oldu. Ailesinden, çocuklarından, annesinden, babasından Galatasaray uğruna uzak kalan Erden Timur, onların telefonlarını açamadığı zamanların bile olduğunu dile getirdi. Galatasaray ile yatıp, Galatasaray ile kalkan bir yönetici kaybetti bu camia.

Ne anlatacağız ki? 6 yaşındaki oğlunun mezuniyet törenine bile gidememiş… Erden Timur her şeye rağmen yine de diyor ki, “Ben maçları izlemeye stadyuma geleceğim, bana ihtiyaç olduğunda her zaman el uzatacağım.”

Kısacası “Ben Galatasaraylıyım, herkese küsebilirsiniz ama Galatasaray’a küsemezsiniz” mesajını verdi.

Anlamlı teşekkürler…

Başarılarla dolu 2 sezon geçiren Erden Timur, en başta Okan Hoca’ya olmak üzere gece yarılarına kadar mesai harcadığı transfer komitesine, stadyum çalışanından tutun, Florya’daki çaycıya kadar teşekkürlerini iletti. Dirsek dirseğe vererek çalıştığı mesai arkadaşları ve Galatasaray taraftarı Erden Timur’u bir ağabey olarak hatırlayacak.

En önemlisi de elbet bir gün taraftar, Erden Timur ile tekrar kavuşacak…

5 Haziran 2024
(Gülerek) şampiyon…

Ve iyiler mutlaka kazandı… Galatasaray, geçen sezon takımın başına ilk kez geçen Okan Buruk liderliğinde 2 sezondur Süper Lig’e ambargo koydu. Bu sezonun farkı ise çifte kupa. Okan Hoca sezon boyunca saha içerisinde kalarak, takımını en iyi şekilde yöneterek ve en önemlisi her olumsuzlukta o popüler GÜLÜŞÜNÜ yaparak hedefe ulaştı. Yani hocanın güler yüzü başarının nasıl geldiğini anlatıyor. Bir takım düşünün yıldızlarla dolu. En basit örneği Icardi. Böyle yıldızları takım içerisinde idare edip, yönetmek kolay iş değil.

İşte burada aile kavramı ortaya çıkıyor. Galatasaray nasıl 2 sezondur üst üste şampiyon oldu? Nasıl bu kadar motive kaldı sorusunun cevabı; sevgi, saygı ve aile olmaktan geliyor. Her ne kadar bu cümleler basit olarak algılansa da, Ali Yiğit Buruk, Ciro gibi isimlerin de takım içerisinde büyük rol oynadığını gördük. Bazıları bunları taklit etse de asılları tarih yazdı…

Yeni rota hesaplanıyor

2023-2024 Sezonunu şampiyon olarak tamamlayan Galatasaray’da yeni sezon yol haritası çoktan çizildi. Bu hırsla sarı-kırmızılı takım, 25. Şampiyonluk, 5. Yıldız için planlamalarını erkenden yaptı. Milli takıma katılan futbolcuların yanı sıra direkt tatile çıkanlar 2 Temmuz’da Florya’ya ayak basak. 9 Temmuz’da ise Galatasaray, Avusturya’da kampa girecek. Cimbom, yeni sezonun hazırlıklarına erken başlayarak yeni bir zaferin temellerini atmak için organize olmuş durumda.

Erden Timur sevgisi

Saha içerisinde Okan Hoca tarih yazarken saha dışarısında da Galatasaray Sportif A.Ş Başkan Vekili Erden Timur adeta savaştı. Hani diyoruz ya aile olmak işte burada Erden Timur devreye giriyor. En güzel sevgiyi takıma ve yönetime aşıladı. Düşünsenize 2 yıllık yöneticilik deneyiminiz var. Ve bu 2 yılda hep başarı elde etmişsiniz, şampiyon olmuşsunuz, yıldızları takıma kazandırmışsınız.  Rakipleriniz sizi saha dışına çıkararak, özel hayatınızda ve işinizden vurmaya çalışıyor. Rakiplere göre bu kadar başarıya karşı yapılabilecek tek şey ise kötülük. Fakat unutulan bir şey var; “İyiler mutlaka kazanır”… Galatasaray taraftarını en büyüm merak ettiği konulardan biri de Erden Timur göreve devam edecek mi? Sizlere güzel bir haber de vermek isterim. Erden Timur ile yola devam…

Yeni sezonda görüşmek dileğiyle…

28 Mayıs 2024
Provokasyona yenik düşmek

Trabzon deplasmanında yaşananların bir benzerini dün gece RAMS Park’ta gördük. Yine başrolde Fenerbahçe’nin sözde komutanı, kaptanı Mert Hakan Yandaş var. Kaptanlık dışında her şeyi yapmayı beceren bir futbolcudan bahsediyorum. Mücadele başlamadan önce Fenerbahçeli futbolcular zemini görmek ve taraftarını selamlamak için sahaya çıktı.

Peki Mert Hakan ne yaptı? Takım arkadaşlarıyla hareket etmeyip, Ultra Aslan’nın bulunduğu tribünlere yönelip armasını öperek, tribünleri provoke etti. Kerem Aktürkoğlu ve Abdülkerim Bardakçı büyük tepki gösterse de her şey Fenerbahçe planladığı gibi işledi. Maç boyunca gerilim sürdü, köşe vuruşlarında yine sahnede Mert Hakan vardı. Yavaş hareketlerle köşe vuruşu atma çabası tribünleri komple çileden çıkardı ve sahaya yabancı madde yağdı oyun durdu. Mücadelenin ortalarında bu oyuna Fenerbahçe taraftarına da katıldı. Meşaleler yakarak Galatasaray tribünlerine yanan meşaleyi fırlattı ve oyun yine durdu. Kısacası Fenerbahçe kurguladığı gibi mücadeleyi kazandı. 

Fenerbahçe’nin tek başarısı ise karşılaşmanın hemen başında 10 kişi kaldılar ve Galatasaray’a göre iyi futbol ortaya koyarak kazanmaları. Buna hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Fenerbahçe, Galatasaray’dan daha iyi oynadı ve kazandı. Galatasaray tribünleri ve futbolcular sahada sakin kalabilseydi ve oyuna gelmeseydi her şey çok farklı olabilirdi. 

Galatasaray kredisini kullandı
Galatasaray, dün geceki derbiye kadar Fenerbahçe ile arasındaki 6 puanlık krediyi sezonun bitimine 1 hafta kala 3 puana düşürdü. Hafta boyunca hazırlıklarının meyvelerini sahada toplayamayan sarı-kırmızılı takım, Konya’da hata yapmadan şampiyonluk için sahaya çıkmanın planlarını yapacaktır. Futbol böyle bir şey olsa gerek…

Ali Koç’un kini…
Ve gelelim finale… Rams Park’ta mücadeleyi izlemeye gelmeyen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, takımı kazanınca başkan olduğunun farkına vararak, Rams Park’a koruma ordusu ve yöneticileriyle birlikte gelerek soyunma odasına girdi. Sanki Fenerbahçe şampiyon olmuş gibi takımını sahaya çıkararak, tribünleri selamlatmak İSTEMİŞ. Fakat burada bir şey eksik. Ali Koç, isteğini yerine getirmesi için tribünlerde taraftarın olması gerekiyordu. Yani Fenerbahçe taraftarı stadyumu çoktan terk etmişti. Yine de amacına ulaşan bir yönetim gördüm. Ortamı daha da gererek, Galatasaraylı stadyum görevlilerini saha içerisinde tehdit ederek fitili ateşledi ve Rams Park tıpkı Trabzon’da olduğu gibi boks ringine döndü. Bu sefer taraftar değil yöneticiler sahnedeydi. Galatasaraylı 2 görevli, Fenerbahçe’nin yönetici ordusunu durdurmayı başaramadı. İsmail Kartal’ın oğlu bile saha içerisinde görevli yumrukladı. Daha ne olsun ki? Yazıklar olsun…

20 Mayıs 2024
Florya’ya ses geçirmez duvar

Şu tarihi bir kenara not alın 19.05.2024. Bu anlamlı tarihte Galatasaray, Fenerbahçe’den 1 puan alması durumda 2023-2024 sezonun en büyüğü olacak. Geçen sene olduğu gibi şampiyonluğa kavuşacak. Bu sezonun farkı ise kupalar… Galatasaray yönetimi, Süper Kupa, Kadın futbol takımının şampiyonluk kupası ve Süper Lig kupasını aynı anda havaya kaldırmanın planlarına yapıyor. Sarı-kırmızılı takım, TFF ile bu 3 kupayı aynı anda almak için resmi yazışmalara başladı bile.

Kendini takıma adadı

Şimdi Galatasaray taraftarı diyecek ki; konsantrasyon elden bırakılmamalı. İşte orada iş Okan Hoca’dan geçiyor. Bu sezon kırdığı rekorlarla tarih yazan Okan Hoca, Florya’ya adeta ses geçirmez duvar ördü. Yönetim işin prosedür yanıyla uğraşırken, hoca oyuncularını sezon boyunca olduğu gibi saha içerisinde tutarak tam konsantre şekilde hazırlıyor. 25 Mayıs’ta seçime gidecek olan Galatasaray’da başkan adaylarının birbirleriyle atışmaları bile Florya’ya etkilemiyor. Bu kime artı yazar diyecek olursanız tabi ki de; Okan Buruk’a. Hoca kendisini tamamen takıma, şampiyonluğa ve rekorlara adamış durumda. Unutmayın iyiler mutlaka kazanır…

Fener’e aynı tarife hesabı

Derbiye gelecek olursak. Karagümrük mücadelesinin ardından takıma 2 gün izin veren Okan Hoca, bugün öğrenicilerini Florya’da toplayacak. Hocanın tek düşüncesi ise geçen sezonki tarifeyi Fenerbahçe’ye uygulamak. Yani şampiyonluk için 1 puan yetiyor, beraberliğe oynayalım düşüncesi asla yok. Florya’da kazanmak için sahaya çıkmanın planları yapılıyor. Eskiden takımlar büyük maçlarda tesislerinde kampa girerlerdi. Şimdi ise idman biter oyuncular evinin yolunu tutar fakat 1 kişi hariç. O kişi de Okan Hoca. Ne zaman büyük maç oynayacak olsa en iyi şekilde kendisini hazırlar. Sabahlara kadar rakip takımı analiz eder ve kağıt üzerinde en güçlü oyuncularına forma verir. Bu derbi hoca için tam anlamıyla final. Noktayı koyup işi Konya’ya bırakmak istemeyecektir. Fenerbahçe derbisinden sonraki hafta son maçına Konya deplasmanında çıkacak olan Galatasaray’da hesaplar 105 puan ile rekor kırarak şampiyonluk yaşamak...

15 Mayıs 2024
Sahada Winner…

Sezon başından beri saha içerisinde kalmayı tercih eden, kaos ortamından takımını ve kendisini uzak tutan Okan Hoca, rekorlarına bir yenisini daha ekledi. Üst üste 16 maçtır yenilmeyen Galatasaray, Sivasspor karşısında aldığı farklı galibiyetle, Fenerbahçe'nin rekorunu kırarak, 96 puanla Süper Lig'de bir sezonda en fazla puan toplayan takım oldu. Okan Hoca ve öğrencilerinin asıl hedefi ise 105 puan ile şampiyonluğa ulaşarak unutulmayacak bir rekora imza atmak.

Konuşmadı kükredi!

Her hafta yeni bir rekora imza atan Okan Buruk’un Sivasspor maçı öncesi GSYİAD’ın ödül töreninde; “Biz sahada konuşacağız” sözünü  hatırlatmak isterim. Tam anlamıyla hoca, saha içerisinde ‘kükredi’ diyebilirim. Her fırsatta rakipleri tarafından saha dışarısına çekilmeye çalışan bir teknik adamdan bahsediyorum. Hiçbir zaman çizgisini bozmayan Okan Hoca, en iyi cevabı oynattığı başarılı oyunla saha içerisinde verdi.

3’ü bir arada

Dün geceye damga vuran süper üçlüye de değinmeden geçemeyeceğim. Hakim Ziyech, Dries Mertens ve Mauro Icardi, Sivasspor’u adeta dağıttı. Adana Demirspor deplasmanında gol perdesini açan Ziyech yine dün gece çilingir görevi gördü. Harika 2 gol kaydeden Faslı yıldız, saha içerisinde takımının itici gücü oldu. Sakatlığı olmasına rağmen Sivasspor’a karşı sadece bir antrenmanla saha çıkan Dries Mertens ise yıllara meydan okumaya devam ediyor o da tıpkı Ziyech gibi 2 gol kaydetti ve 1 asiste imza attı. Mauro Icardi’ye ise gelecek olursak, bu sezon yüzde 50’si ile oynamasına rağmen gol krallığı yarışında Dzeko’ya ders veriyor. Şunu da unutmayalım Barış Alper Yılmaz yine kayıtlara 2 asistini daha yazdırdı.

Kardeşler yaptı yapacağını

Bu arada mücadelenin hakemi Arda Kardeşler yine yapacağını yaptı. Mücadelenin hemen başında Sivassporlu iki futbolcu tarafından aldığı mücadele sonrasında yerde kalan Icardi’nin pozisyonu net bir şekilde penaltıydı. Bunu görmezden gelen Kardeşler, farklı bir pozisyonda kaleci Ali Şaşal’ın eline temas etmediği halde kaptığı topu ağlarla buluşturan Icardi’nin golünü de yok saydı. Skor üstünlüğü Galatasaray’da olmasıydı ve bu kararlar maçın kaderine etki etseydi bunun hesabını Kardeşler nasıl verecekti..?

 

Kaptandan ince davranış

Mücadele sonunda tribünler Hakim Ziyech’i üçlüye çağırdığı. Ziyech ise çoktan soyunma odasının yolunu tutmuştu. Kaptan Fernando Muslera, örnek bir davranışa daha imza atarak, soyunma odasına gitti ve Hakim Ziyech’i çağırdı. Faslı yıldız üçlü çektirdi. Yani diyeceğim o ki; Galatasaray kenetlendikçe büyüyen kocaman bir aile…

 

6 Mayıs 2024
Bir taşla iki kuş

Kritik Adana deplasmanını da geride bırakan Galatasaray, Fenerbahçe ile arasındaki 4 puanlık farkı koruyarak, zafere yürüyor.

Süper Lig’in bitimine 4 hafta kala teknik direktör Okan Buruk, konsantrasyonu elden bırakmıyor. Hoca, son düdüğe kadar aynı oyun disipliniyle sahaya çıkacaklarını ve maç maç hedefe ulaşacaklarını her fırsatta öğrencilerine hatırlatıyor.

Artık sezon sonu geliyor. Şöyle bir geniş pencereden baktığımızda saha içerisinde kalan takım, avantajı ve psikolojik üstünlüğü elde etmiş oldu; yani Galatasaray.

Bütün tuşlara basmak!

Saha dışarısında daha fazla mesai harcayan ve harcamaya devam eden Fenerbahçe ise bu sezon bütün tuşlara basarak sezonu şampiyon tamamlanın hayalini yaşadı/yaşıyor. Yönetimi, futbolcusu ve hocası tamamen dikkatini saha dışına vermişken nasıl şampiyonluk gelsin ki? En sonki olay ise Mert Hakan Yandaş’ın, sosyal medya hesabından yaptığı yakışıksız açıklama.

Hedefe odaklanmış bir takımın oyuncusu bunları yapmamalı. Kaldı ki Galatasaray ile oynanacak bir maç varken. (Akıllara gelen ilk soru; Fenerbahçe bu maça da mı çıkmayacak?) Tekrar ediyorum saha içinde kalmayı beceremeyen bir takımın zafere ulaşması çok çok zor. Unutmayın iyiler mutlaka kazanır.

Hedef çifte kupalı tören

Galatasaray, sezonu şampiyon tamamlaması halinde çifte kupayı havaya kaldıracak. Yani bir taşla 2 kuş vurmuş olacak. Süper Kupa’yı kazanmasına rağmen henüz kutlama yapmayan sarı-kırmızılı takımın önceliği lig şampiyonluğu. Şöyle bir ihtimal de var: Süper Lig’in 37. haftasında evinde Fenerbahçe’yi ağırlayacak Galatasaray, bu mücadelenin sonunda Süper Kupa kutlaması da yapabilir. Fenerbahçe ise bu kez acı tabloyla karşı karşıya kalabilir...

Yazımı sonlandırmadan önce Süper Lig’e yükselen Göztepe’yi de kutlamak isterim. Göztepe bu lige her zaman keyif katmıştır.

Bizleri güzel bir deplasman daha bekliyor olacak.

30 Nisan 2024