Platin fiyatları rekor tazelerken, petrol ve tarım emtiaları düşüşte. Yatırımcılar gözünü ABD-Çin anlaşması ve Fed’in faiz sinyallerine çevirdi.
Küresel emtia piyasalarında son haftalarda dikkat çeken en güçlü hareket platin cephesinde yaşanıyor. Ons fiyatı 1435 dolara kadar çıkan platin, Ağustos 2014’ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü.
Talebin özellikle Çin kaynaklı artış göstermesiyle birlikte arz-talep dengesi iyice sıkışmış durumda. Uzmanlara göre yalnızca sanayi sektörünün değil, yatırımcıların ve mücevher talebinin de platine yönelmesi fiyatlardaki yükselişi besliyor. Spekülatif alımların da bu yükselişte etkili olduğu vurgulanırken, arzın daralmasıyla birlikte piyasanın daha da dalgalı hale gelmesi bekleniyor.
Öte yandan, altın fiyatları jeopolitik tansiyonun düşmesiyle birlikte güvenli liman cazibesini kısmen yitirerek geriledi. Haftalık bazda platinde yüzde 5,7, paladyumda yüzde 8,1 yükseliş gözlenirken, altında yüzde 3,3, gümüşte ise yüzde 0,1’lik düşüş yaşandı.
Geçtiğimiz hafta 77 dolar seviyelerini test eden Brent petrol, İran ve İsrail arasında sağlanan ateşkesin ardından arz endişelerinin azalmasıyla 66 dolara kadar çekildi. Böylece Brent fiyatlarında yüzde 12,6’lık keskin bir gerileme yaşandı.
ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin açıkladığı verilere göre, ülkedeki ham petrol stokları beklentilerin çok üzerinde azaldı. Ancak bu azalma fiyatlardaki düşüşü dengelemeye yetmedi. New York’ta işlem gören doğal gaz fiyatı da yüzde 2,7 oranında değer kaybetti.
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell’ın Kongre’de yaptığı açıklamalar, para politikasının yönü açısından piyasada belirleyici oldu. Enflasyonun beklenenden daha zayıf geldiğine dikkat çeken Powell, bu durumun sürmesi halinde faiz indiriminin öne çekilebileceğini söyledi. Temmuzda 25 baz puanlık bir indirimin bile gündeme gelebileceği konuşuluyor.
Bu gelişmelerin hemen ardından, ABD ile Çin arasında uzun süredir devam eden ticaret görüşmeleri sonuçlandı. Taraflar, bazı gümrük kısıtlamalarının kaldırılması ve ihracat izinlerinin kolaylaştırılması yönünde anlaşmaya vardı. Anlaşma, piyasadaki risk iştahını artırdı. Ancak Çin’de sanayi karlarında yaşanan yüzde 9,1’lik düşüş, ticaret savaşlarının halen etkisini hissettirdiğini gösteriyor. Analistler, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın yatırımcılar açısından önemli bir endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirtiyor.
Baz metaller, jeopolitik risklerin azalması ve ticaret mutabakatının ardından genel olarak pozitif bir seyir izledi. Bakır fiyatları, spot ve vadeli işlemler arasındaki farkın ton başına 100 dolara çıkmasıyla birlikte yükselişini sürdürdü. Bu durum piyasada arz darlığı yaşandığına işaret ediyor. Londra Metal Borsası'ndaki stokların, yeni gümrük vergileri öncesi yapılan yoğun sevkiyatlar nedeniyle azaldığı belirtiliyor. Bu gelişmelerin etkisiyle bakır yüzde 2,1, alüminyum yüzde 1,7, çinko yüzde 5,4, kurşun yüzde 2,6 ve nikel yüzde 1,1 oranında değer kazandı.
Tarım emtialarında ise tablo daha karışık. Uluslararası raporlar ve hava koşullarındaki iyileşme üretim beklentilerini artırırken, fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu. Soya fasulyesi yüzde 3,4, mısır yüzde 6,8, buğday yüzde 7,2 ve pirinç yüzde 3,1 oranında değer kaybetti. Özellikle ABD'nin buğday ihracatındaki düşüş ve etanol üretimindeki azalma, talep tarafını zayıflattı. Ayrıca büyük üretici ülkelerdeki yüksek rekolte beklentileri, kahve fiyatlarını aşağı çekerken; şeker ve pamukta hafif artışlar görüldü. Kakao ise haftayı yüzde 9,5’lik güçlü bir yükselişle kapattı.