Teknolojinin ilerlemesi, milyonlarca yıl boyunca yeraltında biriken fosil enerji kaynaklarının çıkarılmasını kolaylaştırmıştır. Bazı ülkeler, bu kaynakları kıtalar arası taşıyarak aşırı üretim ve tüketim toplumlarının oluşmasına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, daha fazla kâr elde etme arzusu, havanın, suyun ve toprağın kirlenmesine yol açmaktadır. Bu çevre kirliliği, doğrudan ve dolaylı pek çok zarara sebep olmaktadır. İklim değişikliği en ciddi dolaylı sonuçlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. İklim değişikliği, bugün insanlığın sürdürülebilirliği ve güvenliği için en büyük tehditlerden biri olarak kabul edilmektedir.
İklim değişikliğinin getirdiği olumsuz etkilerden biri de sıcak hava dalgalarının yoğunluğunun ve süresinin artmasıdır. Bu sıcak hava dalgaları, yalnızca insan sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda orman yangınlarının artmasına da sebep olmaktadır. Aşırı sıcakların yaşandığı dönemlerde orman yangınlarıyla mücadele etmek de giderek zorlaşmaktadır. Bu yangınların oluşumunu hafifletmek ya da yayılmalarını önlemek için çeşitli stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması gerekmektedir.
Örneğin, yangın riskini azaltmak için yol kenarlarına ve ormanlık alanlara yangına dayanıklı bitki örtüsü dikilebilir. Ayrıca, o bölgede yaşayanların sosyo-ekonomik durumlarını iyileştirecek dikenli incir gibi bitkilerin ekilmesi de etkili bir çözüm olabilir.
Dünyada alete dayalı ölçümlerin yapıldığı en sıcak günler 2024 yılında 22, 21 ve 6 Temmuz tarihlerinde kaydedildi. 2023 yılı ise kaydedilen en yüksek sıcaklıklarla tarihe geçti. 2000'li yıllar, önceki on yıllara kıyasla sürekli artan bir sıcaklık eğilimi gösterdi. Ülkemizde de Haziran 2024'te, 1991-2020 yılları arasındaki ortalamadan 3,6 °C daha yüksek sıcaklıklar kaydedildi. Temmuz 2024'te bu aşırı sıcaklık eğilimi devam etti ve Ağustos 2024'te de normal seviyelerin üzerinde sıcaklıklar yaşanmaya devam ediyor. Sıcak hava dalgalarının sıklığı, yoğunluğu ve süresinde bir artışa, ayrıca kuraklık koşullarında bir yükselişe şahit oluyoruz.
Yaz aylarında orman yangınları artış göstermektedir. Bazı yangınlar doğal sebeplerle başlarken, çoğu ise insanların doğrudan veya dolaylı (yerlere izmarit ve şişe atmak vs.) dikkatsizliği sonucu meydana gelmektedir. Sebebi ne olursa olsun, hava şartları bu yangınların başlamasında veya daha da şiddetlenmesinde önemli bir rol oynar. İklim değişikliği, orman yangınlarının sıklığını, yoğunluğunu ve yayılma hızını artırarak daha yıkıcı hale getirmektedir. Yüksek sıcaklıklar, bitki örtüsünü kurutarak yangınların çıkması için uygun ortamlar oluşturuyor. Aşırı sıcaklıklar ve azalan yağış miktarı, toprağı ve bitki örtüsünü kurutarak ormanların daha da savunmasız hale gelmesine yol açıyor. Bitkiler veya dalları, yaprakları kuruduğunda, yangına karşı daha hassas hale geliyor. Yangının başlaması ve yayılması kolaylaşıyor. Sıcaklıklar arttıkça, atmosferdeki dengesizlikler de artarak gök gürültülü fırtınalar gibi şiddetli hava olayları artıyor. Artan fırtınalar, yıldırımları tetikleyerek yangının yayılmasını daha da şiddetlendirebiliyor. Yıldırımlar, özellikle kurak bölgelerde, orman yangınlarını daha fazla tetikleyebiliyor. Dağlık bölgelerde aşağı doğru esen rüzgâr altı bölgeler fön etkisi gösteriyor. Fön etkisi ile bağıl nem oranı düşüyor, sıcaklıklar yükseliyor, yangınların başlamasını kolaylaşıyor. Rüzgar, yangınların hızla yayılmasına neden olurken, aynı zamanda onları kontrol altına almayı da zorlaştırıyor.
Bitkiler, tıpkı giysilerin bizi koruduğu gibi, Dünya’nın koruyucu katmanı olarak işlev görmektedirler. Bitkiler aşırı sıcaklıklara karşı çevremizi korur ve yeşillikleriyle gezegenimizin akciğerleri gibi çalışırlar. Türkiye’nin farklı topografyası, değişen iklim şartları ve çeşitlilik gösteren orman türleri ile zengin bir ekosisteme sahiptir. Her bölge, yaz sıcağına ve kurak şartlara doğal olarak uyum sağlamış bitki örtüsüne sahip olabilmektedir.
İklim değişikliği, sıcak hava dalgaları ve artan orman yangınları gibi doğal afetler, giderek daha büyük zararlara yol açıyor. Bu sorunlarla başa çıkmak için kaynaklarımızın verimli kullanılması ve iklim şartlarına uygun arazi yapılandırılması iyi bir çözüm olabilir.
Orman yangınlarının yayılımının yanmaya dayanıklı bitkiler ile önlenmesi konusunda çalışmaların çeşitlendirilmesi için farklı araştırma ve geliştirme artırılabilir. Etkili bir strateji olarak, yol kenarlarına, bahçe, tarla kenarlarına ve ormanlık alanlarda belli aralıklarla yangına dayanıklı kaktüs gibi bitki örtüleri dikilebilir. Örneğin büyük ormanlık alanlarda her 3-5 km’de bir 300-500 metre genişliğinde daha yavaş yanabilen dikenli incir gibi bitkiler ekilebilir. Ormanlarda belli aralıklarla orada yaşayanların ürünlerinden faydalanabilecekleri bitkilerin yetiştirilmesi, sadece yangınları önlemeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda orman köyleri için sürdürülebilir bir gelir kaynağı da olabilir. Geçim kaynakları iyileşen bu köylüler, şehirlerde göç etmek yerine köylerinde kalmayı tercih edebilirler. Ayrıca, yangının yayılmasını en aza indirmek için geniş ormanlık alanların korunmasında yerel sakinlerin, özellikle de çobanların tecrübelerinden faydalanabiliriz. Yerlere izmarit ve şişe atmadığımız bir güzel alışkanlıkların artması dileğimle.
Ormanlar ve orman yangınları hakkında bazı kaynaklar:
Yeşil vatan hakkında: https://www.ogm.gov.tr/tr/yesil-vatan
Orman yangınları hakkında, nerelerde ormanlar yanıyor: https://firms.modaps.eosdis.nasa.gov/map
Yangına dirençli ormanlar: https://www.ogm.gov.tr/tr/e-kutuphane-sitesi/mevzuat-sitesi/Tamimler/6976%20Say%C4%B1l%C4%B1%20Tamim.PDF
Orman yangınları verisi: https://ourworldindata.org/wildfires
Sayfanın sonuna geldiniz!