Öğrencilerin Hayalleri ve Hedefleri Tiyatrolaştırılabilir mi?

GİRİŞ:
2024-10-24
saat ikonu 08:41
|
GÜNCELLEME:
2024-10-24
saat ikonu 08:41

Farklı hayalleri ve hedefleri olan öğrenciler, okullarda bir araya geliyor. Sınıflarda öğretmenleri, onlara rehberlik yaparak destek oluyor. Okul yönetimleri, ülkemizin “On İkinci Kalkınma Planı” (2024-2028) ile 2053 ve 2071 vizyonları doğrultusunda 2016’da yürürlüğe giren ve 2030’a kadar ulaşılması hedeflenen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde stratejik planlar hazırlayıp uyguluyor. Bu bağlamda, toplumun sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşaması için değerler eğitimi ve teknolojik projeler geliştiriliyor.

Öğrenciler Kendi Tiyatrolarını Yazdıklarında Ne Kazanıyorlar?

Okullar, gerçekleştirdikleri çalışmaları paydaşlarına anlatmak ve öğrencilerini heveslendirmek için kendi yazdıkları tiyatroları sahneye koyuyor. Öğrenciler, bu etkinliklerle hem kendilerini geliştiriyor hem de okullarını daha çok seviyor. Duygularını, düşüncelerini, sorunlarını ve başarılarını sahneye taşıyorlar. Yazılmış eski oyunlar yerine kendi hayallerini, planlarını, deneyimlerini yansıtan eserler oluşturuyorlar. Böylece, dokunarak ve iş birliği yaparak öğreniyor, geleceğe hazırlanıyorlar. Maziden istikbale hayal ile hakikati buluşturuyorlar.

Öğrenciler İçsel Dünyalarını Nasıl Keşfediyor?

İç dünyalarını, insani ilişkilerini tiyatro ve oyun metinlerine dönüştürerek tarihi değerlerimizi ve gelecek vizyonlarımızı sahneye taşıyor. Oyunlarda etkin görev alarak veya izleyici olarak birbirlerine destek oluyorlar. Bu süreç, okula aidiyet duygularını güçlendiriyor. Birbirlerini düşünmeye, anlamaya, harekete geçmeye teşvik ederken hem eğleniyor hem de öğreniyorlar. Zaman zaman gülerken zaman zaman da duygusal anlar yaşıyorlar; bu da aralarındaki dostluk bağlarını güçlendiriyor.

Öğrenciler, toplumsal, yönetsel ve kültürel meseleleri kendi bakış açılarıyla ele alıyor. Eleştirdikleri noksanlıklar olduğu gibi başarılarımızı da kutluyorlar. Bu süreçte, dilimizin zenginliklerini ve okulda öğrendikleri dersleri harmanlayarak estetik bir yapı içinde sunmayı başarıyorlar. Sanatsal becerileri gelişiyor.

"Evliya Çelebi Okulda" Oyunu Ne Anlatıyor?

Güneşli, güzel bir bahar günüdür. Hezarfen Ahmed Çelebi, Galata Kulesi’nden havalanarak Üsküdar’daki Doğancılar Meydanı’na inmeye hazırlanır. Yükseldikçe Eyüp Sultan, Fatih, Süleymaniye, Sultanahmet ve Ayasofya havadan muhteşem manzarasına şahit olur. İstanbul Boğazı o kadar etkileyici görünür ki, Doğancılar’a inmeye karar vermeden önce kuzeydoğuya doğru uçar. Boğaz kıyısında, Yahya Efendi Hazretleri’nin türbesini görünce dua etmek için bir okul bahçesine konar.

Oyun: "Evliya Çelebi Okulda: Tarih, Eğitim ve Teknoloji Buluşuyor"

Sahne: Okul bahçesi, arka planda Galata Kulesi ve İstanbul manzarası. Sahne ortasında bir okul tabelası.(Işıklar açılır. Evliya Çelebi sahnede belirir, etrafa bakarak yürür.)

Evliya Çelebi:

(Sevinçle) Ne güzel bir gün! İstanbul’un bu köşesinde, eğitimle sanatı bir arada görmek ne kadar heyecan verici! Hazerfen Ahmed Çelebi'nin uçarak buraya geldiğini duyduğumda heyecanlandım.

(Hezarfen Ahmed Çelebi, sahneye doğru uçarak gelir ve havada süzülür.)

Hezarfen:

(İniş yapar) Merhaba, Evliya! Bugün buraya, öğrencilere ilham vermek için geldim. İstanbul’un güzelliklerini havadan görmek harika!

Evliya Çelebi:

Görmekte olduğun gibi, burada tarih, sanat ve teknoloji iç içe geçmiş. Gel, birlikte bu okulu keşfedelim.
(İkisi birlikte okula girer. Nöbetçi öğrenci sahnede belirir.)

Nöbetçi Öğrenci:

Hoş geldiniz, sayın misafirlerimiz! Ben buranın nöbetçi öğrencisiyim. Size okulun tarihini ve projelerini anlatmaktan memnuniyet duyarım.

Hazerfen:

(İlgili) Ne tür projeler yapıyorsunuz?

Nöbetçi Öğrenci:

Biz burada, geçmişten günümüze pek çok tarihi kişiliği ve olayları öğreniyoruz. Sorunları projelere dönüştürüyoruz. Aynı zamanda yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi güncel teknoloji üzerine projeler geliştirmekteyiz. Ülkemizde Teknofest denen bir teknoloji şöleni yapılıyor. Her yıl öğrenciler hünerlerini orada sergiliyor. Şimdi bir oyun başlamak üzere, isterseniz izleyelim!

(Fatih Salonu’na geçiş sahnesi. Işıklar hafif kararıyor ve sahnede Hacivat ve Karagöz beliriyor.)

Hacivat:

(Biraz alaycı) Ah, Karagöz’üm! Okulda öğrenmek ne güzel bir şey, değil mi?

Karagöz:

(Büyük bir heyecanla) Kesinlikle Hacivat! Tarihimizden ders almak, geleceğimizi inşa etmek demek!
(Oyun devam ederken, Evliya Çelebi ve Hazerfen birbirlerine bakar.)

Evliya Çelebi:

Görüyorsun, Hazerfen! Sanat, tarih ve teknoloji burada bir arada. Öğrencilerin bu bilgilerle yoğrulması, onları geleceğe hazırlıyor.

Hezarfen:

Evet, Evliya. Geçmişin izleriyle geleceği şekillendirmek çok önemli. Umarım bu öğrenciler, ülkemizi daha da ileriye taşır!

(Oyun sahnesi sona erer, Hacivat ve Karagöz seyircilere selam durur.)

(Evliya Çelebi ve Hezarfen Ahmed Çelebi sahneye geri döner.)

Evliya Çelebi:

Okulun bu tarihi misyonu, beni derinden etkiledi. Burada geçirdiğim zaman, sadece bilgi değil, ilham da veriyor.

Hezarfen:

Buraya tekrar dönmek için sabırsızlanıyorum!

(Işıklar yavaşça kararır. Evliya Çelebi ve Hezarfen sahneden çıkar.)

(Sahne karanlığa gömülür.)

Perde kapanır, vb. şeklinde oyun devam eder gider.

Eğitim ve Tarih Arasında Nasıl Bir Köprü Kuruluyor?

Bu tür oyunlar, geçmiş ile günümüzün birleşimini etkileyici bir şekilde sahneye taşıyarak izleyicilere tarih, sanat ve teknolojinin önemini oyunlaştırarak sunar. Evliya Çelebi ve Hezarfen Ahmed Çelebi'nin karakterleri, ilham ve üretkenliğin nasıl bir araya gelebileceğini gösterirken, öğrencilerin projeleri ve etkinlikleri de güncel teknolojinin eğitimdeki rolünü gözler önüne serer. Hacivat ve Karagöz gibi geleneksel figürlerin de dâhil olması, kültürel mirasımızın günümüze taşınmasına katkı sağlar. Tüm bu unsurlar, izleyicilere sadece eğitici bir deneyim sunmakla kalmaz, aynı zamanda geleceğin inşasında geçmişin izlerini nasıl kullanabileceklerini düşündürür. Sonuç olarak, bir tiyatro oyunu, tarihi değerler ile çağdaş eğitim arasındaki köprüyü kurarak, genç nesillere sıra dışı ürün geliştirme fırsatları sunar.