Suriye'de yasanan ve Orta Dogu'nun satranç tahtasinda dengeleri bütünüyle degistiren olaylarda Türkiye'nin üstlendigi kritik rolün perde arkasi aralandi. Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in diplomasi zekâsi ve Ankara’nin masadaki hamleleri Besar Esad’in sonunu getirirken, Israil ve Bati’nin sinsi planlarini da bosa çikti.
Türkiye gazetesinden Yilmaz Bilgen'in elde ettigi bilgilere göre, Suriye’de eli kanli diktatör Esad rejimini sona erdiren süreci 2017'de basladi. Cumhurbaskani Erdogan, Rusya lideri Vladimir Putin'i 2017 yilinda üzerinde mutabik kalinan ancak 2019-2020 döneminde yüzde 70 oraninda ihlal edilen dört farkli bölgeden olusan çatismasizlik alanlarinin statü degisimi konusunda ikna etmesiyle basladi. Özellikle Idlib-Serakib-Maaret en-Numan ve Daret Izze-Ayn Cara-Gubdan Cebel-Dane aksinda statü degismesi dengeleri de degistirdi.
Iran’in Idlib-Halep aksina yaptigi asker ve silah sevkiyatinin yani sira bölgeye milisleri yerlestirmesi; temas noktalari ile birlikte cephe gerisinde kalan sivillere dönük bombardimanlari artirdi. Bu gelismeler üzerine HTS kanadi ekim ayinda operasyon düzenleme karari aldi. Ancak bu süreçte Ankara, sartlarin olgunlasmasi için iki defa Halep operasyonunun ertelenmesini sagladi. Rusya’nin karadan ve havadan bombardiman ihtimalinin ortadan kalkmasi ile birlikte HTS'ye yesil isik yakildi.
HTS, rejim güçlerine ilk temas hatlarinda yasattigi büyük bozgunla birlikte 21 gün olarak belirledigi Halep’i kusatma planini revize ederek üç günde Halep önlerine kadar geldi. Muhalifler Halep’i aldiktan sonra Hama aksinda ilerleyip Humus önlerine geldiginde Ankara'da tarihin en önemli diplomasi trafigi yasandi. Bir yandan Rusya ile yogun görüsmelerde bulunan Disisleri Bakani Hakan Fidan diger yandan Körfez ülkeleri, Iran, ABD ve Avrupalilarla da yogun diplomasi trafigi yürüttü.
Muhaliflerin Humus’a girdigi günlerde Sam ve Orta Dogu hatti ile ilgili uluslararasi aktörler de harekete geçti. Buna paralel olarak MIT’in arka kapi diplomasisinin de sürece büyük katkisi oldu. Bu girisimler 6 Aralik'taki Doha görüsmeleri ile yeni bir boyut kazandi. Hakan Fidan burada Rus mevkidasi Sergey Lavrov’a Sam’da degisimin kaçinilmaz oldugunu ve Moskova’nin Suriye halkinin iradesine müdahil olmamasini istedi. Rus tarafi Lazkiye ve Tartus’taki askerî varligini ve Esad yönetimi ile yaptigi çok boyutlu anlasmalari öne sürerek kazanimlarinin yok olma endisesini dile getirdi. Fidan-Lavrov görüsmesinde, Rus bakanin Esad’a yönelik endiselerini de paylastigi ögrenildi.
Sam’in gelecegini tayin eden görüsmede rejimin askerî motivasyonunu tamamen kaybettigini belirten Lavrov, Esad’in siyasi tutarsizliklarindan yakindi, rejimin yolsuzluk konusunda doymaz bir nitelik kazandigini dile getirdi. Fidan, Lavrov’a Suriye konusunda Esad merkezli tek seçenek israrindan vazgeçmeleri, kurulacak yeni Suriye’de Sam-Moskova arasinda köprü olma vaadinde bulundu. Aksi durumda Suriye’yi tamamen kaybetme ihtimalinden bahsederek Moskova’nin tutumunu degistirmesini sagladi.
Diger yandan BAE ve Suudi Arabistan, Sam’in böyle bir oldubitti ile düsmemesi gerektigini ileri sürerek Rusya Devlet Baskani Putin’le özel bir görüsme gerçeklestirdi. Rus uçaklari ve gemilerinin bu yürüyüsü durdurmasini isteyen BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ve Suudi Prensi Muhammed bin Selman’a Putin’in cevabi "Biz 2015’teki durumda degiliz. Böyle bir müdahale bize Kirim’i kaybettirir. Önceligimiz Suriye degil" oldu. BAE ve Suud veliaht prensleri, Putin’e müdahale karsiliginda bütün masraflar ve sonrasinda istedigi oranda maddi destek verme taahhüdünde bulundu. Ancak geri dönüs yine olumsuz oldu.
Körfez kanadi bunun üzerine Erdogan’in kapisini çaldi. Erdogan’a Suriye’deki rejim degisimi ve sonrasina dair endiselerini paylasti ve bunun zamana yayilmasini istedi. Sam düsmeden önce bölge aktörlerinin bazi teminatlar almasi gerektigini ve kontrolsüz degisimin kendi ülkelerini ve Orta Dogu denklemini sarsabilecegi endisesini paylasti. Erdogan bu teklife cevaben Esad’a yaptigi teklifi hatirlatti ve 14 yilda yapilan yanlislarin ülkeyi dönülmez bir yola soktugunu ve Suriye’nin gelecegini Suriye halkinin belirlemesinin zamani geldigini belirtirken bundan sonra hep birlikte yeni Suriye’nin imari ve yaralarinin sarilmasi gerektigini vurguladi.
Diger yandan Cumhurbaskani Erdogan’a Iran da “muhalifleri durdurun” talebini iletti. Iran Cumhurbaskani Mesud Pezeskiyan’in girisimlerinin karsilik bulmamasi üzerine Iran Disisleri Bakani Abbas Arakci önce Sam daha sonra da Ankara’ya geldi. Arakci, Suriye’de Esad’in ayakta kalmasi karsiliginda Türkiye’ye PKK ve petrol gibi konular dâhil bir dizi kazanim vaadinde bulundu. Erdogan ise bastan sona yönettigi süreçte diplomatik teamül sinirlarinda kalarak gelismeleri Suriye halki ve Türkiye’nin yakin, uzak ve uzun dönem çikarlarina paralel basari ile sonlandirdi. Ayni günlerde Erdogan’a Esad da Ankara'ya “kayitsiz sartsiz görüsmeye hazirim” mesajini iletse de hiçbir olumlu geri dönüs alamadi.
Esad, Halep’in düsme sürecinde gittigi Moskova’da bes gün beklemesine ragmen iddiaya göre Erdogan ile Putin'in anlasmasi dahilinde buradan da eli bos döndü. Bu görüsmelere paralel HTS lideri Muhammed Cevlani ile de siki görüsmeler yürüten Ankara, Suriye yerel dinamiklerine paralel olarak bölge ve uluslararasi aktörlere verilecek mesajlar konusunda muhalif kanatla iletisimde kaldi.
Bütün dünyada büyük yanki uyandiran 8 Aralik Suriye devrimi, yilin en önemli olayi olarak degerlendirilirken Erdogan liderligindeki yönetim tarihin akisini degistiren sürece damga vurdu.