Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
1 Ekim'de 2,5 aylık aranın ardından Meclis açıldı, düzenlenen resepsiyonda ise ortaya tarihi kareler ortaya çıktı.
Resepsiyona Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katılırken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları Oruç, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve milletvekilleri ile sohbet etti. CHP ise Cumhurbaşkanı protesto etmek için açılış programına katılmamıştı. Çok konuşulan fotoğrafla ilgili MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den çok net mesajlar geldi. Grup toplantısında önemli açıklamalarda bulunan Bahçeli, ayrıca CHP lideri Özgür Özel'i ve partiyi de sert sözlerle eleştirdi.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başlıkları:
Emek sarf etmeden mevki kazanmaya alışmışlardır. CHP'nin siyaseti sakat bir siyasettir. Bunun millete vereceği hiçbir şey yok. Özel'in Malum kare ilgili günlerce süren sözleri içten içe derinleşen bir kıskançlığın şifresidir. Bu fotoğraf Türkiye'nin fotoğrafıdır.
TBMM, aziz milletimizin göz bebeği ve iradesinin tecelligahıdır. TBMM demokrasinin can damarıdır. TBMM devletimizin kurucu temelidir, Türk milletinin ta kendisidir. Milletin verdiği vekalet görevini taşımak ve temsil etmek her vekilin başlıca sorumluluğudur.
Burası boykot ve protestolara sahne olup ucuz gösterilere sahne olacak bir yer değildir. Yeni yasama yılı açılış oturumunda sudan bahaneler ile katılmayan, milletin iradesine saygısızlık yapan CHP baltayı taşa vurdu.
Gafil cüretgarlık ile bayağı gerekçelere sığınmayı tercih etmiştir. Kendi düşenin dövünmeye hakkı yoktur. Sadece Cumhurbaşkanımızı ve meclisimizi değil Türk milletini de yok saydığı ortada.
Demokratik sonuçlarına katlanacaklar. Meclis açılışı oturumu hemen ardından sayın Kurtuluş'un davetine katılan parti başkanlarının yan yana olmaları milletimizi umutlandırmıştır. Teşekkür eden tek kare fotoğrafa milli iradenin özlemleri yansımıştır.
Görüşlerimizi farklı olabilir ama hepimiz Türk milletinin evladıyız. Sesimizi değil sadece sözümüzü yükseltmeliyiz. Birlik olmak yerine kutuplaşmanın kime ne faydası olacaktır. Kutuplaşmanın ve yıkmanın getirecekleri nelerdir?
Rüşvet çamurunun elbette siyasi sonuçları olacaktır. Egemenliğin yegane kaynağı büyük Türk milletidir. Söz milletindir, karar milletindir, hüküm milletindir. Mandacıların izini sürmek isteyen çıkarsa tavsiyem CHP'ye bakmalarıdır. Mavi vatana masal diyenler çıkacaktır.
Karabağ zaferinden rahatsız olanlar görülecektir. Yabancı ülkelerden aman dilenenlerin eşkâli belirlenecek. Camdan evi olanlar komşuya taş atmadan önce iyi düşünmelidir.
Özgür Bey'in nasıl bir dolduruşa getirildiği az çok malumunuzdur. Kendisine ve partisine yazı etti. BM'de Dünya Türkiye'yi konuşmuşken CHP freni boşa almış şarambole yuvarlanmıştı.
Bu CHP'den hiçbir halt olmaz olamaz. Mahkeme kapılarına yüz sürmeleri kendi iç meseleleridir. Mahkeme kararları, YSK çıkışları, karşılıklı çıkışlar bölünme eşiğindeki CHP'yi gün yüzüne çıkarmaktadır. Tüm taraflar CHP'lidir. CHP'de kılıçlar çekilmiş ve ortak akıl kayboldu.
Her önüne geleni suçlamaları omurgalı değildir. İstikrarsızlıkları Türk demokrasi ve siyasi hayatını olumsuz etkileyecektir. CHP'nin yüzleşmesi gereken yolsuzluk iddiaları vardır ve ortadadır.
Özgür Bey'in savcılar ile uğraşması suçluluk psikolojisinin yansımasıdır. İBB yolsuzluk ve rüşvetin pençesinde ekosistemin etkisi altındadır. Gayrimeşru işlerin hesabını vermeleri şarttır. Yargılamanın derhal başlaması da dileğimizdir.
İmralı'ya yeni bri çağrıda bulunan Bahçeli şunları söyledi: "Terörsüz Türkiye, kucaklaşmanın sadırdan satıra, kuvveden fiile, retorikten pratiğe, düşünceden eylem ve erdem safhasına geçişini simgelemektedir.
Türk ile Kürt arasına saçılmak istenen emperyalizm menşeli nifak tohumlarının çürütülmesi, bu kutlu kardeşlik hukukunun arasına dikilmek istenen ayrımcılık bariyerlerinin yıkılıp atılması “Terörsüz Türkiye” hedefinin asıl ve esas amacıdır.
Nitekim amaç hasbidir, harbidir, haysiyetlidir ve hakikat temeline dayalıdır.
Gerekirse Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda görev yapan milletvekillerinden bir grup İmralı’ya giderek yüz yüze görüşme sağlamalı, mesajlar ilk ağızdan alınmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Bunda çekinilecek bir husus görmüyorum.
Bizi bağlayan açıklama 27 Şubat İmralı açıklamasıdır.