Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Antalya'nın Döşemealtı ilçesinde 8 kişi, "2B arsa sahibi olacakları" vaadiyle toplamda yaklaşık 40 milyon TL dolandırıldıkları iddiasıyla emlak işi yapanlar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
Şüphelilerin satış sürecini “kısa sürede sonuçlanacak bir mahkeme dosyası” söylemiyle yürüttükleri ve mağdurları yıllarca oyaladıkları öne sürüldü.
Suç duyurusunda; emlak sektöründe çalışan 2 kişi ile yer sahibi olduğunu iddia eden 1 kişinin de aralarında bulunduğu şüphelilerin, 2021–2022 yılları arasında mağdurlara Döşemealtı'nda 500 metrekarelik “sorunsuz 2B arsa” satma vaadiyle yaklaştıkları belirtildi.

Dilekçeye göre şüpheliler, “küçük bir mahkemenin olduğu ve kısa sürede çözüleceği” bilgisini vererek mağdurları ikna etti. Bazı mağdurlar araçlarını, evlerini, tarlalarını veya yüksek meblağları takas göstererek ödeme yaptı. İddialara göre mağdurlara güven vermek amacıyla bölgeye harita mühendisi getirildi, ölçüm yapılıp kroki çizildi ve taşınmaz bu şekilde “sorunsuz parsel” olarak tanıtıldı. Sürecin ilerleyen aşamalarında mağdurlar, yerin gerçekte orman arazisi olduğunu ve şüpheliler tarafından yıllarca oyalanmış olabileceklerini öğrendiklerini öne sürdü.

İddialara göre şüpheliler, mağdurlara aynı bölgede daha önce yer aldığı söylenen kişileri örnek göstererek güven pekiştirdi. Noterde ve Milli Emlak'ta yapılan işlemler izlenimiyle süreci resmi bir zeminde yürütüyor gibi davranarak mağdurların tereddütlerini giderdi. Dilekçede ayrıca, para ve araç devri işlemlerinin farklı şüpheliler üzerinden yapıldığı, böylece sorumluluğun dağıtıldığı ve mağdurların uzun süre gerçeği fark edemediği ileri sürüldü.
Yaptığı suç duyurusu sonrası açıklamalarda bulunan emlakçı Selçuk İkiz, 12 yıldır emlak sektöründe çalıştığını belirterek, çevrelerinde emlakçılık yapan kişiler üzerinden bu yapıyla tanıştıklarını söyledi. İkiz, ilk etapta birkaç ticaretle güven sağlandığını dile getirerek şunları anlattı:
"12 yıldır emlak sektöründe çalışıyorum, şahıslar emlak sektöründe çevremde çalışan kişilerden. Biz ticaretle uğraştığımız için şahıs bu konuda maddi gücümüzün olduğunu bildiği için bize kârlı ticaretler yaptıracağını söyleyip ilk etapta ticarette güven sağladı. Bu güveni kazandıktan, daha çok ailemize girip maddi gücümüzü öğrendikten sonra bize çok kârlı bir arsa olduğunu söyledi. ‘Arsanın üzerinde küçük bir mahkeme var, hemen çözülecek' deyip birkaç kişiyi örnek göstererek bunlarla görüştürdükten sonra açıkçası ikna olduk. Güvene dayalıydı biraz da."

Arsanın alınmasının ardından sürecin yıllarca uzadığını, kendilerine sürekli "biraz daha sabredin" mesajı verildiğini söyleyen İkiz, "Burayı alıp bayağı maddi olarak bizi yoracak rakamlar ödesek de o tarihte beklemeye başladık ama süreç bir yıl, iki yıl derken sürekli ‘oyalama taktiği' ile gitti" dedi.
Zaman içinde Milli Emlak ve dava süreçleri hakkında bilgi almaya çalıştıklarında, şüphelilerin kendilerini sürekli uzak tuttuklarını öne süren Selçuk İkiz, "Sonradan öğrendik ki yerle ilgili gerçekten kazanılmayacağını bildikleri halde bir dava açmışlar, sırf bizleri oyalamak için. Milli Emlak üzerinden hiçbir şekilde bilgiye ulaşamayacağımızı bildikleri için şahıslar bizi yıllarca oyaladılar. Sonuç olarak geçtiğimiz günlerde yerin tamamen ormana devrolduğunu öğrendik ve bunun sonucunda dava açmaya karar verdik. Gerekli bütün her şeyi, delilleri toparlayarak savcıda suç duyurusunda bulunduk. Bu noktadan sonra olayın peşini asla bırakmayacağız" diye konuştu.

Şikayet dilekçesinde, yer sahibi olduğunu iddia eden B.B., emlak işi yaptıklarını söyleyen 10 kişi hakkında da suç duyurusunda bulunuldu. Şüphelilerin, "emlakçı görüntüsü altında satışları organize eden, dolandırılacak kişileri tespit edip tuzağa düşüren, araç ve para tahsilatlarını kendi adlarına ve diğer örgüt üyeleri adına alan, para dağıtımını yapan ve resmi işlemlerle mağdurları oyalayan bir yapı" içinde hareket ettikleri ileri sürüldü.