Tgrt Haber

Bülent Uslu Yazıları

Transferler gecikti mi?

Beşiktaş, ara transfer dönemi tahtasının kapanmasına saatler kala tarihinin en yüksek bonservis bedellerini ödeyerek Ernest Muçi ve Al Musrati transferlerini gerçekleştirdi. Belki de bu son günde yapılan transferler, Beşiktaş’a Türkiye Kupası’nı kazandırdı.
 
A’dan Z’ye tüm Beşiktaşlılar şunu biliyor ki; geçen sezon kurulan kadro felaket derecede kötü. Bunu da ligde ve Avrupa’da almış olduğu başarısız sonuçlarla görüyoruz. Ayrıca tarihinde çok nadir rastlanacak şekilde derbi maçlarında sıfır çekti. Biraz daha ileri gidecek olursak, geçtiğimiz sezonun en önemli maçı olan Türkiye Kupası finalinde Trabzonspor karşısında, ilk 11’de geçen sezon yaz transfer döneminde yapılan transferlerden tek bir oyuncu bile yoktu. Düşünebiliyor musunuz? Maaş, bonservis ve imza paraları ile Beşiktaş’a maliyeti yaklaşık 50 milyon euroluk translerler yapıyorsunuz ve karşılığı kocaman bir sıfır ve enkaz.
 
Bu bilinçle transfer sezonuna giren Beşiktaş 33 yaşındaki Paulista transferi ile transfer sezonunu açtı. Rafa Silva gibi önemli bir oyuncuyu kadrosuna katmayı başardı ve Ciro Immobile gibi dünya çapında gol krallıkları olan bir santraforu kadrosuna kattı. Son olarak da yerli transferi Can Keleş’i hatırı sayılır bir bonservis ücreti ile transfer etti ama Beşiktaş hala geri dörtlü de sıkıntılar yaşıyor.
 
Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa, şampiyonluğa aday olmak istiyorsa mutlak bir şekilde en az bir stoper transfer etmeli. Bunun yanı sıra sağ bek ve sol bekte transfer etmeli yani Beşiktaş’ın geri dörtlüsü mükemmel olmak zorunda. Bunu çok önceden bilmesine rağmen yönetim bu bölgelere hamle yapmaması veya yapamaması şaşırtıcı. Evet yabancı sınırlaması var. Kadroda 19 yabancı var, oyuncuları gönderemeden nasıl oyuncu alacağız eleştirilerini duyar gibiyim. O zaman Brad Friedel neden getirildi? Tam olarak ne iş yapıyor? Geldiğinden bu yana tek bir icraatı var.  O da Valantin Rosier’i bedelsiz göndermek oldu.
 
Beşiktaş ön bölgede fırsat transfer, yapmak için ekstra zaman kazandı. Mustafa Erhan Hekimoğlu‘nun performansı ve hakkında konuşulanlar gerçekten heyecan verici. Semih Kılıçsoy‘dan sonra belki de çok çok daha büyük bir yıldız doğuyor. Daha 17 yaşındaki çocuktan bahsediyoruz ve Giovanni’nin en çok heyecanlandığı futbolcudan. Bu yüzden 3 Ağustos Süper kupa finalinden önce Beşiktaş’ın mutlak bir şekilde stoper transfer etmesi gerekiyor. O maça hazır bir oyuncuyla çıkması gerekiyor, en azından stoper tandemi sağlam olmalı. Sağ bek, sol bek ve ön bölgeye transferlerinde de zaman kazanmış olur ama 3 Ağustos Süper kupa finaline Gabriel Paulistan’ın Omar Colley veya Necip uysal‘la çıkılması ve alınabilecek kötü bir sonuç gerçekten de sayın Hasan Arat ve yönetimini zor duruma sokar. Lige de kötü yansır.
 
Okyanusu geçip gölde boğulmayalım. Enkaz bir kadro devralındı, bunu herkes kabul ediyor ama bir stoper transfer etmek bu kadar zor olmasa gerek. Umarız transferde geç kalınmanın bedeli pahalıya patlamaz.

24 Temmuz 2024
Bizim Çocuklar

Milli takımımız, Avrupa Şampiyonası’nda Gürcistan maçı ile başlayan hikayesini Avusturya maçıyla devam ettirdi. Tarihin de turnuvaya ilk kez katılan Gürcistan karşısında çok pozisyon vermesine rağmen üç gollü bir galibiyet alan milli takımımız, Portekiz karşısında çok eleştirilen kadro tercihi ile çıktı ve maalesef kötü bir oyunla yine üç golle mağlup oldu. Çekya karşısına biraz daha hatalarından arınmış bir kadro ile sahaya çıkan milli takımımız, rakibimizin  oyunun 20. dakikasında on kişi kalması ile birlikte uzatma sürelerini de ekleyerek toplam 100 dakikanın 80 dakikasında 1 kişi eksik oynayan rakibimize karşı, sonradan oyuna giren Cenk Tosun‘un atmış olduğu golle üç puanı alıp gruplardan ikinci olarak çıkmayı başarmıştı.
 
Herkesin rakip Fransa mı olur Hollanda mı olur diye beklediği süreçte, Hollanda’nın Avusturya’ya yenilmesi ile birlikte çeyrek final öncesi rakibimiz Avusturya oldu. Avusturya’yı tarihimizde oynadığımız iki resmi mücadelede yenmemize rağmen, son hazırlık maçında altı gollü mağlubiyetten dolayı elbetteki hepimizin çekinceleri oluşmuştu. Avusturya milli takımı Avrupa Şampiyonası’nda ön alanda baskı kuran en iyi takımlardan bir tanesi, belki de en iyisi. Bu baskıyı kırmak için milli takımın bir plan yapması gerekiyordu, bu planda en önemli unsur belki de Arda Güler’di. Kendi sahamızdan çıkmak için topu Arda ile buluşturmamız gerekiyordu ve buluşturduk. Arda da adeta bir orkestra şefi, bir maestro gibi yönetti, topları takım arkadaşlarına dağıtmayı başardı. 
 
Dezavantaj gibi görünen kart cezalı oyuncularımızın da avantaja dönüştüğünü eklemekte fayda var. Samet ve Hakan Çalhanoğlu‘nun cezalı duruma düşmesi belki de bizim için ciddi bir avantaj teşkil etti. Samet’in yerine Merih Demiral, Hakan Çalhanoğlu yerine de Orkun Kökçü oynadı. Montella‘nın kadro tercihlerinde ne kadar inatçı olduğunu zaten biliyoruz. Bu yüzden bu iki oyuncu cezalı durumda olmasaydı çok büyük ihtimal ilk 11’de Samet ve Hakan Çalhanoğlu olacaktı.
 
Avusturya karşısında şunu gördük ki, Merih Demiral son zamanların en iyi stoper performansı göstermesi ile birlikte üzerine iki golle adeta galibiyetin baş mimarlarından birisi oldu. Tabii ki buna Mert Günok’u da eklememiz gerekiyor. Orkun Kökçü’nün muhteşem performansını unutmamak gerekiyor. Ferdi Kadıoğlu ve daha bir çok oyuncumuzu ekleyebiliriz. Arda Güler’in duran topları kullanması, iki korner atışından Merih Demiral’in golle sonuçlandırması, galibiyeti bize getirdi.
 
Çeyrek finalde de eksiklerimiz var bunlardan bir tanesi Orkun kökçü diğeri de İsmail yüksek ama ne olursa olsun artık milli takımımız hani o koku var ya, o kokuyu aldı. Çeyrek finalin kokusunu aldı, Avusturya’yı paramparça etti. Şimdi sırada yarı finalin kokusu var. Hollanda var. Cumartesi günü inanıyoruz ki bizim çocuklar Hollanda‘yı da geçecek ve yarı finale adını altın harflerle yazdıracak. Millet olarak 2008 yılından bu yana hep birlikte bu şekilde sevinmeyi unutmuşuz, özlemişiz. Avusturya galibiyetinden sonra çeyrek finale çıkan milli takımımız bize bu coşkuyu yaşattı, bunun için bizim çocuklara ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizim çocuklar bize yarı finali de yaşatacak inşallah.
 
Cumartesi günü neler olacağını hep birlikte göreceğiz ve yaşayacağız inşallah. Haydi bizim çocuklar, haydi Türkiye’m

3 Temmuz 2024
Bataklıkta açan çiçek!

Tarihin en kötü sezonlarından biri. Lider ile puan farkı 43. Sezona başlarken rezalet transferler, hem Avrupa hem de ligde üst üste alınan mağlubiyetler...

Tüm bu yaşanılanların üstüne Şenol Güneş ile gelen ilk istifa ve tabii ki olması gereken, Ahmet Nur Çebi’nin, beklenen seçim kararını açıklaması.

Bir sezon düşünün ki, başkan gitmiş, yönetim değişmiş, 5 teknik adam gitmiş, her şey kötü gitmiş. Beşiktaş o kadar büyük bir camia ki ve o kadar büyük bir takım ki bu kadar kötü sezonda bile kupa şampiyonu olmayı başardı.

Trabzonspor ile oynanan kupa finali o kadar heyecanlı geçti ki maç iki defa gitti, geldi. Tribünler muhteşem, atmosfer muhteşem ve bu sezonun en iyi futbolunu ortaya koyan Beşiktaş, maçtan önce Trabzonspor’dan çekinilen tek oyuncu Paul Onuachu’dan gol yemeyi başaran hem de açık alanda yakalanarak gol yemeyi başaran yine Beşiktaş. Ghezzal’ın hatalı pası, Necip Uysal’ın boşa hamlesi ve Omar Colley’in kötü savunması ile yenilen gol moralleri bozdu.

Beşiktaş bu gole, üst üste yaptığı ataklarla cevap vermek istese de, her Beşiktaş maçında üst düzey performans sergilemeyi başaran Uğurcan Çakır yine kalesinde devleşti ve 3 net pozisyonu savuşturmayı başardı.

Tam ilk yarı bitti dediğimiz anda, maçtan önce çok tartışılan ama benim güvendiğim Ali Şansalan tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Bu penaltı golü, adeta kupanın habercisi niteliğindeydi.

Al Musrati, muhteşem performansını bir de muhteşem golle süsledi. Gedson Fernandes, Salih Uçan, Mert Günok, Masuaku, Muleka günün başarılı isimleriydi ama Al Musrati çok başka bir seviyeydi. Bonservisine verilen ücret çok tartışılmıştı. Fenerbahçe ve Galatarasay derbi maçlarında yapmış olduğu hatalarla çok eleştiri almıştı; lakin finalde gösterdiği performans ve kalitesi ile gerçek Musrati’yi herkese ispatladı.

Ülkemize yeni gelen yabancı oyuncuların adaptasyon sürecini unutmadan eleştirilerimizi yaparsak daha adaletli oluruz. Nitekim Al-Musrati ülkemize geldi, hamile eşi gelemedi ve doğum yaptı. Bu şartlar altında yüksek performans beklemek akılcı olmasa gerek.

Maç kaybedilmiş olsaydı Kasımpaşa ile pazar günü bir final daha oynanacaktı ve belki de Beşiktaş Avrupa bileti alamayacaktı. Kazanan Beşiktaş oldu. Kupa demek; prestij demek para demek, Avrupa bileti demek, iyi transferler demek, sezonu geç açmak demek, kampa birçok oyuncunun yetişmesi demek.

Beşiktaş büyük takım refleksi göstererek, kötü sezonda müthiş top oynayarak, hakkıyla şerefiyle tertemiz bir kupayı daha müzesine koymayı başardı. Bunda emeği geçen herkesi tebrik ederiz.

Bu, iyi günlerin sinyaliydi, çok daha güzel günler Beşiktaş’ı bekliyor inşallah. Şimdi hedefte TFF Süper Kupa var. Türkiye şampiyonu kim olursa olsun, Beşiktaş rakibini mağlup ederek müzesine mutlaka Süper Kupa'yı da koyacaktır.

24 Mayıs 2024
Mazeret yok

Bu sezon Beşiktaş için işler hiç ama hiç iyi gitmedi. İnanılmaz kötü bir sezonda, Serdar Topraktepe’nin 2. defa gelişini de göz önünde bulundurarak 6. teknik adam, 2. başkan ile buralara kadar geldik. Lider ile puan farkı konusuna hiç girmeye bile gerek yok ama bu şartlarda önümüzde kupa şansının olması da bataklıkta açan bir çiçek misali önümüzde duruyor.

Türkiye Kupası yarı final 2. maçında, Ankaragü’nü evimizde belki de son zamanlarda pek alışık olmadığımız şekilde müthiş taraftar desteği ile zor da olsa mağlup etmesini bildik. Oyun çok iyi değildi ama taraftar, gücünü bu sefer çok iyi hissettirdi.

Alanya deplasmanında ise yine çok da yabancılık çekmediğimiz durumla yani birçok eksikle oynamak zorunda kaldığımız bir mücadeleye çıkmak zorunda kaldık. Kötü bir oyun ve yine kaybedilen puanlar.

İşte tam da burada söyleyeceklerimiz var, itirazımız var, isyanımız var. Bu kadar ligden koptuğumuz bir sezon da bile ısrarla penaltılarımız verilmemeye devam ediyor, skandal hakem hataları devam ediyor. Alanya deplasmanında Alanyaspor’a kaybedilen puan karşısında isyan eden bir yönetimimiz oldu mu? Ben görmedim, duymadım. Duyan varsa lütfen bize de iletsin. Böyle olmaz, böyle Beşiktaş’ın hakkı savunulmaz.

Sayın Hasan Arat ve yönetimi geldiğinden beri çok güzel şeyler yaptılar. Söz verip henüz yapamadıkları da çok şey var. Bu konuda zaman verilmesini fazlası ile hak ediyorlar ama Beşiktaş’ın hakkının yenilmesinin önüne geçememelerini ben kabul etmiyorum.

Bataklıkta açacak olan kupaya uzanmak için Trabzonspor engelini aşmalıyız. Final maçında en ufak hakem hatasını kabul etmiyorum. Sahaya her iki takım da çıkar, o gün güçlü olan, iyi oynayan ve şanslı olan kazanır. Ama o maçın sonucuna hakem etki edemez. Bu konuda Beşiktaş yönetimi her türlü tedbiri almakla mesuldür. Böyle bir hakem hatası ile kaybedilecek bir kupanın hesabını kimse veremez. Şimdiden bizler gerekeni söylemiş olalım.

16 Mayıs 2024
Ya hep ya hiç!

Fenerbahçe ve Galatasaray ile evimizde ve deplasmanda oynadığımız 4 maçta, 4 farklı teknik adamla sahaya çıktık ve maalesef 4 mağlubiyet aldık. Şu istatistik bile, nasıl rezil bir sezon geçirdiğimizin kısa özeti gibi. Yolda, sokakta, alışveriş merkezinde karşılaştığımız Beşiktaşlı taraftarın sorduğu tek bir soru var: Ne olacak halimiz!

Bir an önce bitsin dediğimiz sezonda liderle aramızdaki puan farkı olsun; sahada ruhsuz, isteksiz, çürümüş oyuncu topluluğu olsun; derbilerin tamamını kaybetmemiz olsun, bu kadar da kötü bir sezon Allah bir daha Beşiktaş'ımıza nasip etmesin.

Tüm bu yaşanan rezaleti bir nebze de olsa hafifletecek bir unsur var. Tabii ki Türkiye Kupası! Bu kupayı alırsak hem sezonu kupa ile kapatmış olacağız hem de önümüzdeki sezonun Avrupa biletini direkt cebimize koyacağız. Türkiye Kupası şampiyonu UEFA'da play-off oynayacak. Geçerse, gruplara kalır, elenirse UEFA Konferans Ligi gruplarından devam eder. Yani kupayı alırsak, her türlü Avrupa'da yol alacağız demektir.

Türkiye Kupası'nı almak sadece Avrupa biletini almak değil, bu kadar kötü geçen sezonu önemli bir kupayla kapatmak, Süper Kupa finali oynamaya hak kazanmak, transferlerin gelmesinde Avrupa bileti olduğu için elimizin biraz daha rahatlaması demek ve elbette para demek.

Fenerbahçe derbisine çok kötü başladık. İsmail Yüksek'in sakatlanması ile tam, tüm ipleri elimize alacakken Al Musrati'nin amatörce yaptığı faul nedeniyle aldığı kırmızı, belki de olası Kadıköy zaferimizin önüne geçmiş oldu. Bu hatayı bir daha yapmamalıyız.

Kupadaki ilk maçı yine çok çok kötü oynadığımızı (bunda da Umut Meraş'ın ilk yarıda olağanüstü kötü performansının da katkısını unutmamalıyız), 90 dakikayı gol yemeden beraberlikle tamamlamayarak maçı ucuz atlattığımızı da kabul etmeliyiz. Kupanın ikinci bacağı evimizde olacak ve finale kalacağız inşallah.

İşte dananın kuyruğunun kopacağı maç, o maç olacak. O maça; kırmızı kartı nedeniyle kendini affettirmek isteyen Al Musrati, sakatlıktan yeni çıkan Semih Kılıçsoy, Rashicha, Gedson Fernandes, Muçi'yi gibi önemli oyuncularımızı çok iyi hazırlamamız gerekiyor. O maçta belki de Beşiktaş kariyerinin son maçına çıkacak olacak Ghezzal, Cenk Tosun gibi önemli oyuncularımızdan da son bir güzellik bekleyeceğiz.

Ankaragücü'nü evimizde Allah'ın izniyle eledikten sonra, finalde ister Fatih Karagümrük, isterse de Trabzonspor gelsin o maçın önemini bilen bir takım ile sahada olacağız. Sahaya her şeylerini koyacaklar ve inşallah kupayı alacağız. Ya hep ya hiç maçı olacak.

2 Mayıs 2024
Mecburi istikamet

Dünyaca ünlü A kalite hoca dediğimiz, geldiğinde takıma mutlak pozitif katkı sağlayacağına inandığımız Portekizli Teknik Adam Fernando Santos ile Samsunspor maçı sonrası beklenen an geldi ve yollar ayrıldı. Aslında daha önceden bu birlikteliğin yürümeyeceği, Beşiktaş ruhu ile dokusunun uyuşmadığı çok belliydi. Hocayı ne taraftar ne de oyuncular benimseyebildi. Bir türlü takımı toparlayamadı hatta daha da geriye götürdü. Ona da tazminatını alıp, gitmek düştü.
 
Sezon sonuna kadar Serdar Topraktepe kararı çıktı. Serdar Topraktepe’nin bu sezon 3 maçlık Beşiktaş macerası vardı. Bu süreçte korkmadan Semih Kılıçsoy’a şans vermişti, 2 galibiyet çıkartmayı başarmıştı. Şimdi omzuna çok daha ağır bir yük yüklendi. Hem çökmüş takımı ayağa kaldıracak, hem de mecbur olduğumuz Türkiye Kupası’nı kazandıracak!
 
Peki Serdar Hoca bunu başarabilir mi ve nasıl? Her şeyden önce Serdar Hoca gençlere önem veren ve Santos’un aksine oyuncuları kendi mevkisinde oynatan bir hoca. Takıma gerekli özgüveni aşıladığı takdirde, her ne kadar kadro kalitemiz tartışılsa bile Mert Günok, Semih Kılıçsoy, Milot Rashica, Muci, Al Musrati, Gedson Fernandes gibi kaliteli oyunculara sahip Beşiktaş’ın, yarı finalde Ankaragücü’nü elemesi çok zor olmasa gerek. Yeter ki Beşiktaş ruhu geri gelsin.
 
Ayrıca Beşiktaş yönetimi, sezon sonu için yoğun bir şekilde önümüzdeki sezonun teknik adamını ve gelecek gidecek oyuncuları, transferleri için yoğun mesai harcıyorlar. Burada en önemli unsur elbette transferler kadar teknik adam seçimi olacaktır. Önümüzdeki sene seçimin olduğunu da göz önünde bulunduracak olursak, esas soru kısa vadede başarılı olacak kişi yerli teknik adam mı, yoksa yabancı mı? 
 
Beşiktaş’ı son zamanlarda çalıştıran yabancı teknik adamlar bariz şekilde başarısız oldular. Elbette tercih edilen isimler bu yönde çok önemli. Farke boşta iken 500 bin euro daha az maaş alıyor diye Valerian Ismael tercihi,  sezon ortasında birçok kişiye tekliften sonra belki de 4. veya 5. tercih olan uzun süredir kulüp takımı çalıştırmamış ama özgeçmişi güçlü olan Fernando Santos tercihleri başarısızlıkta etkili oldu . Bu koşullarda yeniden yabancı teknik adam tercihi olursa bu ismin mutlak herkes tarafında saygı duyulan bir isim olması gerekir. Aksi durumda 3 yıldır sezon başı havlu atan Beşiktaş, seneye de başarısız olursa seçimleri de direkt etkiler. Sanırım Sayın Başkan Hasan Arat bu durumun farkında ve vereceği karar çok kritik.
 
Beşiktaş’ın bu koşullarla önümüzdeki sezon Avrupa’da yer alması için her kapı Türkiye Kupası’na çıkıyor. Tüm camia şu anda buna konsantre olmuş durumda. Bu güç ve kudret Beşiktaş’ta mevcut.

20 Nisan 2024
Santos Köyüne!

Beşiktaş, Başakşehir karşısında sadece puan kaybetmedi, oyun kimliğini de kaybetti. Beşiktaş, %30 topa sahip olamaz, maç boyunca 150 isabetli pas ile oynayamaz. Oyununda en ufak ilerleme olmadığı gibi her geçen gün daha kötüye gidiyor, her maç geriye gidiyor.

İlk yarıyı 1-0 önde kapatmamıza rağmen hiçbir Beşiktaşlı mutlu değildi. Oynanan berbat ötesi futbolu kimse kabul etmedi. Dünyaca ünlü teknik adam dediğimiz, geldiğinde çok mutlu olduğumuz, birçok şeyi değiştireceğine inandığımız Portekizli teknik adam Fernando Santos maç 1-0 iken yine dayanamadı, Amartey ile Cenk Tosun’u maçın sonunda oyuna aldı. Üstelik Muçi ve Semih Kılıçsoy’u oyundan alarak, rakip kendi alanında açık verdikleri bölümde yaptı bu değişiklikleri. Adeta rakibin golüne davetiye çıkarttı ve baskı gelince golü de kendi evladımızdan, Emirhan İlkhan’dan yedik. İşin trajik taraflarından biri de, Başakşehir golü bulduktan sonra kenardan Çağdaş Atan 2. gol için takımına talimatlar verdi, hızlı olmalarını istedi. 1-0 öndeyken Kalecimiz Ersin’in oyunu soğutmak için yediği sarı karttan, rakip teknik adamın galibiyet için cesaretlenmesi her şeyi özetliyor.

Muçi, ilk geldiği zaman sürekli şut denemesi yapıyordu, şimdi şut atmaya korkar hale gelmiş! Demir Ege, Tayip Talha yok sayıldılar. Bahtiyar’dan sol bek olmayacağı defalarca ispatlanmışken Emrecan Terzi’yi tercih etmiyor. Ghezzal gibi sezon sonu yolların ayrılacağı oyunculara ısrarla görev vermesi, gelecek seneyi asla kafasında düşünmediğinin göstergeleridir.

Görünen köy kılavuz istemez. Fernando Santos ile bu iş yürümez. Herkesin aklında zaten sezon sonu gitmesi bekleniyordu. Ama bu şartlarda sezon sonu beklenmesi infiale yol açabilir. Beşiktaş, hem Türkiye Kupası’nı riske atar, hem de ilk 5’i. Haliyle önümüzdeki sezon Avrupa’ya gidemeyecek olan bir Beşiktaş’ın maddi ve manevi kayıpları büyük felaketlere yol açabilir.

Sezon içinde toplam 5 teknik adamın değişmiş olması, bu radikal kararı verme de etkin olabilir ama Santos ile devam etmenin bedeli de ortada. En basit örnek ile Serdar Topraktepe 3 maçlığına göreve gelmiş ve 6 puan toplamayı başarmıştı. Santos ile son 4 maçta sadece 1 puan alabildik. Fikstüre bakıldığı zaman, zorlu bir periyot da ilk 5 bile bu futbolla hayal ötesi gibi görünüyor.

Acil olarak karar alınmalı, bu süreçte sezon sonuna kadar Beşiktaş’ı hedeflerine ulaştıracak kişi belirlenip, önümüzdeki sezonunun da teknik adamı belirlenerek transfer çalışmaları onunla yapılmalıdır. Tabii ki bunlar  tamamen bizim düşüncemiz, kararı verecek olan Sayın Hasan Arat ve kurmaylarıdır. Gerçek olan şu ki; Beşiktaş’ımızın artık bu berbat futbola tahammülü kalmamıştır, oyuncuların da çok mutlu olduklarını sanmıyorum.

Fernando Santos çoktan futboldan emekli olmuş, bu saatten sonra da değil Beşiktaş, hiçbir takımda bu çağ dışı futbolu ile başarılı olma şansı yoktur.



=

5 Nisan 2024
Skandallar Bitmiyor

Milli arada futbolsever olarak biraz nefes alırız dedik ama ülkemiz futbolunda sanırım bu mümkün görünmüyor. Önce Semih Kılıçsoy’un sebepsiz ve haksız yere A Milli Takım’dan Ümit Milli Takım’a gönderilişinin şokunu yaşadık, sonra da sızdırılan toplantı görüntüleri!
 
Semih Kılıçsoy ve Ahmetcan Kaplan Ümit Milli Takıma gönderildi. Bu bilgi Ahmetcan’a verilmiş ama Semih’e verilmemiş. Belli ki planlamada bu yoktu, birileri şapkadan tavşan çıkartmış ve Semih üzerinden oyun oynamaya çalışmış. Bu oyun pahalıya patladı? Bu oyun, önce Macaristan karşısında alınan mağlubiyet ile, sonra da Avusturya karşısında alınan 6 gollü hezimet ile sonlandı. 
 
Almanya karşısında hepimizin göğsünü kabartan takımımız ve çok değer verdiğimiz Montella nereye gitti? Ligin en formda, en golcü ve Milli Takım’ın tek forvetine yapılan ‘operasyon’ tüm takımın ve Montella’nın dengesini alt üst etmiş. Montella bu sayede tüm otoritesini, saygınlığını kaybetti. Bu açıkça Macaristan ve Avusturya maçlarında görüldü. Olumlu hava tamamen olumsuza dönmüş, kendi takımında çok az forma şansı bulan oyuncu topluluğundan bir takım oluşturulmaya çalışılmış. Burada Adana Demirspor eski başkanı Murat Sancak’ın menajerlere dikkat çekmesini önemsiyorum.
 
Buradaki hikaye, hak etmeyenlerden oluşturulan, hak endenlerin uzaklaştırıldığı, liyakatin ayaklar altına alındığı bir ortamda Avustuya gibi bir takımda 6 gollü bir hezimetin kaçınılmaz olduğunu hep birlikte acı tecrübe ile görmüş olduk. Umarız buradan kıssadan hisse çıkartır, bir daha aynı saçmalıkları tekrarlamayız.
 
Pekala Milli Takımda bu saçmalıkları izlerken Beşiktaş’ta neler oluyor? Montella’nın başka versiyonu da Santos değil mi? Fatih Karagümrük hazırlık maçına stopere Necip Uysal, defansif orta saha pozisyonuna da Amartey’i koydu. İnanılır gibi değil, çıldırmamak elde değil. Fernando Santos, Beşiktaş taraftarının sinir uçları ile oynamaya devam ediyor. Hazırlık maçında bile Demir Ege’yi görmezden geliyor. Farklı şeyler denememekte ısrar ediyor. İnatçı bir kişilik. 14 yıldır kulüp takımı çalıştırmamış. En son çalıştırdığı Polonya Milli Takımı macerası çok kötü. Korkarım ki Beşiktaş macerası da bu kafa yapısıyla devam ederse kötü sonuçlanacak. 
 
Aynı şeyleri deneyerek farklı sonuçlar bekleyen bir teknik adam profili çizen Fernando Santos ile önümüzdeki sezon devam edilip edilmeyeceği yönünde yönetimi ciddi bir sınav bekliyor. 
 
Son olarak da, geçen sezon çok tartışmalı Sivasspor Galatasaray maç sonu VAR konuşmaları yayınlanmıştı. Orada ‘ofsaytımsı’ diye bir kelime hayatımıza girmişti. Zorlama ile Sivaspor’un golünü iptal etmek için böyle bir kelime türetilmiş ve de iptal etmişlerdi, buz gibi golü. Şimdi de Galatasaray Antalyaspor maçını skandal yöneten hakemlerle yapılan görüntülü toplantı sızdırıldı. Başka hikayeler, başka skandallar ortaya çıktı. Futbolumuzun çarpık düzeni tüm hızı ile devam ediyor. Buna dur denmezse, her geçen yıl futbolseverlerin sayısının ciddi manada düşeceği, ülke futbolumuzun kelimenin tam anlamıyla dip yapacağı aşikardır.

 

29 Mart 2024
Semih Kılıçsoy'un Ahı

Semih Kılıçsoy, ligimizde en çok gol atan oyuncular arasındadır. Sadece 1.168 dakika oynayarak, üstelik hiç penaltı atmadan 9 gole ulaşan tek Türk oyuncudur. İtalyan teknik adam Montella, Beşiktaş’ın Nevzat Demir Tesisleri’ne gelerek Semih Kılıçsoy ile özel görüşmüş ve ilgilenmişti. Ona güvendiğine yönelik de açıklamalar yapmıştı.

Milli Takım’ın göstermiş olduğu performans ile en büyük eksiği olduğu bölgede, forvette uzun yıllar faydalanabileceği bir yıldız doğmuştu. Çok genç ve yetenekli bir jenerasyona bir de en önemli bölgeye müthiş bir golcü eklenmişti. Önümüzdeki Avrupa Şampiyonası için hepimizin umutları çok daha fazla arttı.

Peki ne oldu? Hazırlık maçları öncesi kadro açıklandı ve Semih Kılıçsoy kadroya dahil edildi. Beşiktaş yöneticisi Feyyaz Uçar’ın da ifade ettiği gibi, Semih kendisini ağlamaklı bir halde aramış. ‘Hocam üç gündür buradayım. Hiçbir teknik, taktik idmana alınmadım. Beni buradan alır mısınız?’ demiş. Daha sonradan da gündeme bomba gibi düşen bir haber, Semih kadrodan çıkartılarak Ümit Milli Takım’a gönderilmiş.

Bu durumla alakalı gözler elbette İtalyan teknik adama çevrildi. Acaba nasıl bir bahane uyduracaktı? ‘Semih çok sevdiğimiz bir oyuncu ancak henüz tam bir sezon bitirebilmiş değil. Bizim tüm Milli Takımlarımız çok değerli. Ümit Milli Takımın önemli bir maçı vardı.’ Şeklinde skandal bir açıklama yapmak zorunda kaldı.

AKLIMIZLA ALAY EDİYORLAR!

Kimse kusura bakmasın, aklımızla alay ediyorlar. Ümit Milli Takımın önemli bir maçı varsa Kenan Yıldız ve neredeyse hiç süre bulamayan Arda Güler’i neden oraya göndermediniz de Beşiktaş’ın ve ligimizin en önemli ve tek Türk oyuncusunu, 18 yaşındaki çocuğun motivasyonunu paramparça edercesine gönderdiniz diye sorarlar adama.

Bakınız, Milli Takım kimsenin çiftliği değildir. Hiç kimse bir takıma karşı aldığı tavrı, 18 yaşındaki bir genç üzerinden bedel ödetemez. Beşiktaş ile TFF arasında ciddi sorunlar olabilir. Beşiktaş, Türkiye Futbol Federasyonu’nun iftarına başkanlık seviyesinde katılmamış olabilir. Memnun olamayabilir ama siz bu hesaplaşmalarınızı Semih üzerinden yapamazsınız. Her şeyden önce bu hak yemektir.

Sizler, 18 yaşındaki Semih Kılıçsoy’un hakkını yediniz. Bu, bir ömür boyu üzerinizde kara leke olarak kalacaktır. 

22 Mart 2024
Santos Sorunsalı

Beşiktaş sezona kötü bir başlangıç yaptığı ve transferlerin neredeyse tamamının kötü olduğunu biliyoruz. Bu başarısızlık Ahmet Nur Çebi’nin seçim kararı almasına neden olmuştu. Beşiktaş Kongresinde sandıkların tamamında üstün gelmeyi başaran Hasan Arat, Beşiktaş’ın 35. başkanı olarak seçilmiş ve 1 aylık başkanlık süreci boyunca birçok teknik adam ile görüşmüş, sonunda dünyaca ünlü Fernando Santos adında karar kılınmıştı.
 
Fernando Santos ismi, camiada olumlu karşılanmış olup adeta futbolcuların teknik adam öğütme sezonunda 5. teknik adam olarak görevinin başına geçmişti. İlk maçlarda bu olumlu hava oyunculara da sirayet etmiş ve sonuçlara yansımış olsa da, Pendik karşısında alınan ağır mağlubiyet süreci tekrar başa döndürmüştü.
 
Bu süreçte çoğunluk, Portekizli Teknik Adam Fernando Santos’un suçunun olmadığını, transferlerin de gelmesinin beklenmesi gerektiğini düşünüyordu. Adana Demirspor’dan alınan Swenson ve Nottingham Forest’dan transfer edilen Joe Worral isimleri taraftarı ve oynatmadığı için belli ki Santos’u da çok tatmin etmemişti.
 
Transferin son günü 22 milyon Euro bosvervis bedeline malolan Muçi ve Al Musrati isimleri, Hasan Arat’ın kendi ifadesi ile Portekizli teknik adama önerilen 80 oyuncu arasından, Santos’un ısrarla istediği iki isimdi. Defansif orta saha olan Al Musrati ile uzun yıllar hasreti çekilen ofansif orta saha oyuncu Muçi kazandırılarak yeniden camiaya hava katmıştı.
 
Türkiye Kupası’nda Galatasaray ve Fenerbahçe’nin elenmesi ile birlikte yarı finale çıkılması ve gol yeme probleminin de kısmen çözülmesi morali ile Galatasaray derbi haftasına umutla girildi. Fakat yine beklenen oyun ortaya koyulamadı ve hakem Halil Umut Meler ile VAR hakemi Koray Gençerler’in skandal yönetimi de eklenenince mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
 
Uzun bir aradan sonra evimizde alınan Galatasaray mağlubiyeti moralleri aşırı bozmuştu. Bu moral bozukluğunu Gaizantep deplasmanında telafi etmek gerekirken yine berbat bir futbol ve kısır gol beklentisi içerisinde alınan 2-0’lık net mağlubiyet, kötü futbolun devamı, Santos’un hiçbir çözüm üretememesi ciddi manada sinyaller verdiğinin göstergesiydi.
 
Gelecek sezona mutlak Santos ile girmeyi planlayan Beşiktaş artık bir B planına ihtiyacı olduğu aşikar hale gelmiş oldu.

18 Mart 2024