Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Gümüş piyasasında yaşanan hareketlilik, küresel ekonominin farklı alanlarına da yansıyor. Arz sıkıntısı ve yoğun talep, değerli metalin uluslararası piyasalarda hızla değer kazanmasına yol açtı.
Yıl boyunca altın fiyatlarında gözle görülür bir artış yaşanırken, gümüş bu yükselişi aşarak yüzde 70’lik bir değer artışı kaydetti. Altın gibi güvenli liman özelliği taşıyan gümüş, aynı zamanda birçok sanayi kolunda aktif olarak kullanıldığı için yatırımcılar dışında üreticilerin de ilgisini çekiyor. Özellikle elektrikli araçlardan güneş panellerine kadar geniş bir alanda kullanılan gümüş, bu yıl arzın daralmasıyla birlikte daha da kıymetli hale geldi.
ABD, Fransa ve Japonya gibi ülkelerdeki mali belirsizlikler, yatırımcıların döviz kurlarındaki risklere karşı korunmak için gümüşe yönelmesine neden oldu. Altına kıyasla daha düşük birim fiyatı sayesinde bireysel yatırımcılar için de ulaşılabilir bir seçenek olan gümüş, bu yönüyle piyasalarda daha hareketli bir işlem görmeye başladı. Çin ve Hindistan gibi ülkeler, hem sanayi üretiminde hem de kültürel olarak mücevher alımında gümüşe büyük talep gösteriyor.
Londra’daki stokların azalması, küresel gümüş arzında ciddi bir sıkışma yarattı. LBMA verilerine göre 2021 ortasından bu yana gümüş stokları üçte bir oranında azaldı. Buna rağmen, yatırımcıların fiziki gümüş talebi devam ediyor. ABD’nin bazı metallere uygulamayı planladığı ek gümrük vergileri de spekülatif alımları artırarak bu daralmayı daha da derinleştirdi. 20 Ekim’deki Diwali dönemi öncesi kıymetli maden alımları rekor seviyelere ulaşabiliyor. Bu tarihten sonra fiyatta yaşanacak hareketler yakından takip edilecek.
Gümüş fiyatlarının düşüp düşmeyeceği, büyük oranda arz-talep dengesine bağlı görünüyor. Küresel maden üretimi son yıllarda düşük cevher kaliteleri ve çevresel kısıtlamalar nedeniyle sınırlı kaldı. Meksika, Peru ve Çin gibi en büyük üretici ülkelerdeki düzenleyici engeller de üretimi olumsuz etkiliyor. Bu durum, arzın kısa vadede artmasını zorlaştırarak fiyatların yüksek seyretmesine neden oluyor.
New York’tan Londra’ya yapılacak stok transferlerinin geçici bir rahatlama sağlaması bekleniyor. Ancak bu hamle, temel arz açığını ortadan kaldırmaya yetmeyecek. Küresel talebin dört yıldır üst üste maden üretimini aşması, piyasadaki dengesizliği kalıcı hale getirdi. Özellikle yatırım fonlarının gümüşe yönelmesi, fiyatların kısa vadede düşmesini zorlaştırıyor.
Yine de ekonomik durgunluk veya sanayi üretiminde olası bir gerileme, gümüşe olan endüstriyel talebi azaltabilir. Böyle bir durumda yatırımcı talebi azaldığında fiyatlarda gevşeme yaşanabilir. Ancak mevcut koşullar, kısa vadede gümüşün değer kaybedeceğine işaret etmiyor.
Gümüşün değerini belirleyen en önemli unsur, hem yatırım hem de üretim alanında kullanılabilen nadir metallerden biri olması. Yüksek iletkenlik özelliği sayesinde elektrikli araçlardan güneş panellerine kadar pek çok teknolojik üründe vazgeçilmez bir bileşen olarak yer alıyor. Ayrıca tıbbi cihaz kaplamaları, devre kartları ve pillerde de yoğun şekilde kullanılıyor.
Mücevher ve madeni para üretiminde altına alternatif olarak tercih edilen gümüş, birçok ülkede kültürel bir değer taşıyor. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde gümüş, sadece süs eşyası değil, aynı zamanda nesiller boyu aktarılan bir yatırım aracı olarak görülüyor. Bu kültürel alışkanlık, metalin uzun vadeli talebini destekliyor.
Gümüş aynı zamanda ekonomik kriz dönemlerinde yatırımcıların güvenli liman olarak gördüğü varlıklardan biri. Londra’da depolanan gümüşün toplam değeri yaklaşık 40 milyar dolar civarında olsa da bu miktar altına göre çok daha düşük bir piyasa hacmine işaret ediyor. Bu nedenle gümüş, küçük fiyat dalgalanmalarına bile daha hızlı tepki vererek sert yükselişler gösterebiliyor.
*Bu haberde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi değildir.