Türk mutfağında kahvaltıların vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan reçel, içerdiği yüksek şeker oranı ve katkı maddeleriyle sağlığı tehdit ediyor. Her sabah kahvaltıda kaşık kaşık tüketilen reçel, özellikle mide hassasiyeti ve karaciğer sorunları olan bireyler için büyük bir risk oluşturuyor.
Uzmanlar, reçelin yoğun şeker içeriği nedeniyle mide asidini artırarak reflü ve gastrit şikayetlerini körükleyebileceğine dikkat çekiyor.
Şekerli besinlerin mide kapakçığını gevşettiğini belirten sağlık uzmanları, bu durumun mide içeriğinin yemek borusuna kaçmasına neden olduğunu vurguluyor.
Bu da, sabahları masum görünen birkaç kaşık reçelin gün boyu mide yanmasına ve ekşimesine sebep olabileceği anlamına geliyor.
Aşırı şeker alımı, sindirim sistemini altüst edebiliyor. Reçel gibi yüksek oranda rafine şeker içeren gıdalar, mide boşalmasını geciktirerek şişkinlik, gaz ve hazımsızlık gibi sorunlara zemin hazırlıyor.
Özellikle sabah aç karna tüketilen reçel, sindirim sisteminin doğal dengesini bozabiliyor.
Fazla şeker tüketimi, mide ve bağırsaktaki faydalı bakteri dengesini bozarak kötü bakterilerin çoğalmasına neden oluyor.
Bu da hem mide rahatsızlıklarını hem de bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz etkileri beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, özellikle çocuklar ve hassas sindirime sahip bireylerin bu konuda daha dikkatli olması gerektiğini belirtiyor.
Reçelin içerdiği fruktozun karaciğerde doğrudan yağa dönüştüğü biliniyor.
Uzmanlara göre bu durum, zamanla non-alkolik karaciğer yağlanması (NAFLD) gibi ciddi hastalıkların kapısını aralıyor.
Sessiz ilerleyen bu durum, karaciğerin işlevini yavaş yavaş kaybetmesine neden olabiliyor.
Yüksek şekerli besinlerin ani kan şekeri yükselmesine yol açtığı biliniyor.
Bu da insülin direncini tetikleyerek, karaciğerin şeker metabolizmasını bozabiliyor.
Uzun vadede bu süreç, tip 2 diyabet riskini artırıyor ve karaciğer sağlığını doğrudan tehdit ediyor.