Hindistan, dini çeşitliliğiyle bilinen bir ülke olarak Hinduizm, İslam, Hristiyanlık ve diğer inançlara ev sahipliği yapıyor. Müslümanlar, nüfusun önemli bir azınlığını oluştururken, ülkenin resmi statüsü ve anayasası din özgürlüğünü temel bir hak olarak güvence altına alıyor. Müslüman nüfusun bölgesel dağılımı ve mezhepsel yapısı, Hindistan’ın demografik yapısında dikkat çekiyor.
Hindistan, dini çeşitliliğiyle öne çıkan bir ülke olarak farklı inançları barındırıyor. Müslüman nüfus, ülkede önemli bir azınlık grubu olarak varlık gösteriyor.
Hindistan, Müslüman bir ülke değildir; 1976’da yapılan anayasa değişikliğiyle resmi olarak laik bir cumhuriyet olmuştur. Anayasa, din özgürlüğünü temel bir hak olarak tanır ve Hinduizm, İslam, Hristiyanlık, Sihizm, Budizm gibi çeşitli dinlere ev sahipliği yapar.
Hinduizm, nüfusun yaklaşık %79,8’ini oluştururken, İslam %14,2 ile ikinci en büyük dindir. Müslümanlar, Hindistan’da önemli bir azınlık olarak yer alır ve dünyadaki en büyük üçüncü Müslüman nüfusa sahiptir.
2024-2025 itibarıyla Hindistan’daki Müslüman nüfusun yaklaşık 200-226 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu, toplam 1,438 milyarlık nüfusun %14-15’ine karşılık geliyor.
2011 nüfus sayımında Müslüman nüfus 172 milyon olarak kaydedilmişti, ancak demografik projeksiyonlar bu sayının 200 milyonu aştığını gösteriyor. Bazı kaynaklar, 2050’ye kadar Müslüman nüfusun 310 milyona ulaşabileceğini ve Hindistan’ın en kalabalık Müslüman nüfusa sahip ülke olabileceğini öngörüyor.
Hindistan’ın baskın dini Hinduizm’dir ve nüfusun yaklaşık %79,8’i bu inancı benimsiyor. İslam, %14,2 ile ikinci en büyük din olup, Hristiyanlık, Sihizm, Budizm ve Jainizm gibi diğer dinler de ülkede varlık gösteriyor.
Müslümanların yaklaşık %90’ı Sünni (çoğunlukla Hanefi), %10-15’i ise Şii’dir (genelde Caferi, az sayıda İsmaili). Müslümanlar, özellikle Jammu ve Keşmir, Lakshadweep, Assam, Kerala, Batı Bengal ve Uttar Pradesh gibi bölgelerde yoğunlaşmıştır.