Kavurucu sıcaklar ve yüksek nem, kalp sağlığını olumsuz etkileyerek ciddi riskler doğurmaktadır.
Yüksek sıcaklıklar, kalbin daha fazla çalışmasına neden olarak vücut üzerinde ek bir yük oluşturur. Uzmanlara göre, 20 derecenin üzerindeki her 1 derecelik sıcaklık artışı, kalp krizi riskini yüzde 2 oranında artırmaktadır.
Bu nedenle güneşin en etkili olduğu öğle saatlerinde dışarı çıkmaktan kaçınmak, özellikle 65 yaş üstü kişiler, kronik hastalar, hamileler ve çocuklar için hayati önem taşır.
Yaz aylarında yetersiz su tüketimi, kanın yoğunlaşmasına ve pıhtı oluşumuna zemin hazırlar. Vücudun sıvı dengesini korumak için günde en az 2,5 litre su içilmesi tavsiye edilmektedir.
Kafeinli ve alkollü içecekler vücuttan su atımını artırdığı için tüketimleri sınırlandırılmalı, bunun yerine su, ayran veya taze sıkılmış meyve suları gibi sağlıklı alternatifler tercih edilmelidir.
Aşırı sıcak havalarda vücudun alışık olmadığı ağır fiziksel aktiviteler ve tempolu spor, kalbi zorlayabilir. Egzersiz yapmak için sabahın erken saatleri veya akşam serinliği gibi günün daha serin zaman dilimleri seçilmelidir.
Açık havada egzersiz yaparken gölgede kalmaya ve vücudu aşırı yormamaya özen göstermek, kalp sağlığını korumada kritik rol oynar.
Yaz aylarında beslenme alışkanlıkları da kalp sağlığını doğrudan etkiler. Aşırı tuzlu, yağlı, kızartılmış yiyecekler ve işlenmiş gıdalar kalp üzerindeki yükü artırır.
Kalp hastalığı, tansiyon ve diyabet gibi kronik rahatsızlıkları olan kişilerin yaz aylarında doktor kontrollerini aksatmamaları gerekir.
Sıcak hava, bazı ilaçların etkinliğini değiştirebilir, bu nedenle ilaç dozlarının güncellenmesi gerekebilir.
Ayrıca, ilaçların doğrudan güneş ışığına maruz kalmayacak şekilde serin bir yerde saklanması önemlidir.
Stres ve düzensiz uyku, kalp sağlığını olumsuz etkileyen önemli faktörlerdendir. Tatil dönemlerinde bozulan uyku düzeni, stres hormonlarının artmasına neden olarak kalbi yorabilir.