Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Yapay zekâ odaklı bazı hisselerde sert düşüşler yaşanırken, ana endekslerin güçlü kalması dikkat çekiyor. Piyasalar, büyük bir çöküşten çok kontrollü bir ayarlamaya işaret ediyor.
Dev teknoloji şirketlerinin hisselerinde sert düşüşler görmek, borsa yatırımcıları için genelde alarm zillerinin çalması anlamına gelir. Özellikle ABD borsalarının amiral gemisi S&P 500’ün, teknoloji hisseleri ve bilhassa “Muhteşem Yedili” tarafından sürüklendiği düşünüldüğünde… Bu şirketlerdeki değerleme değişimlerinin, tüm piyasayı orantısız biçimde etkileyebileceği biliniyor.
Bu nedenle Oracle hisselerinin bilanço açıklamasından bu yana yüzde 15 gerilemesi ve eylül ayındaki zirvesinden yüzde 42’nin üzerinde düşmesi normal şartlarda piyasaları ciddi biçimde sarsabilirdi. Aynı şekilde, son işlem gününde yüzde 4 değer kaybeden CoreWeave’in temmuzdaki tüm zamanların zirvesinden bu yana yaklaşık yüzde 65 düşmüş olması da oldukça çarpıcı. Üstelik her iki şirketin ortak noktası net: Yapay zekâ veri merkezleri inşa ediyorlar ve bu yatırımları büyük ölçüde borçlanarak finanse ediyorlar.
Wall Street Journal’ın aktardığına göre CoreWeave, geçtiğimiz hafta mevcut hissedarların payını seyreltecek şekilde 2,25 milyar dolarlık dönüştürülebilir tahvil ihracına gitti. Daha önce şirketin bilançosunda; 3,7 milyar dolar kısa vadeli, 10,3 milyar dolar uzun vadeli tahvil borcu ve veri merkezlerine ilişkin 39,1 milyar dolarlık geleceğe dönük kira yükümlülüğü yer almıştı. Buna karşın CoreWeave, bu yıl yalnızca 5 milyar dolar gelir bekliyor. Şirket cephesi ise ilerleyen yıllara yayılan 56 milyar dolarlık bir “gelir birikimine” işaret ediyor.
Oracle ve CoreWeave’te yaşanan değer kayıpları, büyüklük olarak bakıldığında 2000 dot-com balonu ya da 2008 finans krizini hatırlatıyor. Ancak Fortune’a göre bu tablo, yapay zekâ balonunun patladığını söylemek için yeterli değil.
Son beş günde S&P 500 Endeksi yalnızca yüzde 0,49 geriledi. Yılbaşından bu yana ise endeks hâlâ yaklaşık yüzde 16 artıda. Asya ve Avrupa borsalarında da ABD ile benzer bir seyir var. Yani satışlar var ama panik havası yok.
Bu durum, piyasalarda genel bir çöküşten ziyade seçici bir tasfiyeye işaret ediyor. Fortune’un değerlendirmesine göre yatırımcılar, kapasitesini zorlayan ve aşırı borçlanan şirketlerden çıkıyor; ancak hisse senetlerine olan genel inançlarını kaybetmiş değiller. Nitekim Tesla hisseleri son beş günde yaklaşık yüzde 10 yükselirken, Nvidia hisseleri haftalık bazda düşüş yaşasa da son seansı yüzde 0,8 artıda kapattı.
Bir diğer dikkat çekici nokta ise sektör rotasyonu. Yatırımcılar teknoloji hisselerinden çıksa bile parayı piyasadan çekmiyor, başka alanlara yönlendiriyor. S&P 500’ün eşit ağırlıklı versiyonu, 11 Aralık’ta rekor seviyeye ulaştıktan sonra sınırlı da olsa yükselişini sürdürdü. Yılbaşından bu yana eşit ağırlıklı S&P yüzde 10,2 artarken, piyasa değeri ağırlıklı klasik S&P 500 yüzde 16 yükseldi.
Charlotte merkezli LPL Financial’ın Baş Teknik Stratejisti Adam Turnquist’e göre bunun nedeni oldukça net: Eşit ağırlıklı endeks, mega şirketlerin yol açtığı bozulmayı ortadan kaldırıyor. Turnquist, “Piyasa değeri ağırlıklı S&P 500’de teknoloji hisselerinin payı yüzde 33 seviyesinde. Eşit ağırlıklı endekste ise bu oran yalnızca yüzde 13” diyor.
Turnquist’e göre yapay zekânın büyüme hızına dair soru işaretleri, son dönemde özellikle teknoloji ve iletişim hizmetleri hisseleri üzerinde baskı kurdu. Geçtiğimiz hafta teknoloji sektörü yüzde 2,3, iletişim hizmetleri ise yüzde 3,2 değer kaybetti. Buna karşılık ham madde, finans ve sanayi gibi daha döngüsel sektörler belirgin biçimde öne çıktı.