İstanbul bugün dünya siyasetinde bir kez daha kritik bir buluşmaya ev sahipliği yapıyor. Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri, Türkiye’nin dış politikadaki başarısını bir kez daha gözler önüne serdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yürütülen kritik diplomasi, Türkiye’nin son 20 yılda nereden nereye geldiğini çarpıcı bir şekilde gösteriyor: Artık yalnızca bölgesel bir güç olmanın ötesine geçen Türkiye, küresel barışın mimarı olarak dünya tarihine adını altın harflerle yazdırıyor.
İstanbul’da yapılacak zirve için tüm hazırlıklar tamamlanırken, Rus heyeti Türkiye’ye ulaştı. Ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in katılım listesinde yer almaması dikkat çekti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ise önce Ankara’ya geleceği belirtildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Orta Doğu turu kapsamında Katar’dan süreci takip ettiği öğrenildi.
Türkiye son yıllarda, dünyada yaşanan çatışma bölgelerinde arabulucu rolünü üstlenerek hem yaşanacak krizleri engelledi hem de küresel diplomaside kendisini kanıtladı.
2022 yılında yine Dolmabahçe’de gerçekleşen Rusya-Ukrayna görüşmelerinden bu yana, Türkiye hem bölgesel hem de küresel krizlerde tarafsız bir platform sunabildiğini kanıtladı.
Dış politika uzmanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin, bu tür yüksek düzeydeki görüşmelere ev sahipliği yapmasının hem enerji koridorlarındaki stratejik konumunu hem de bölgesel istikrar arayışındaki liderliğini pekiştirdiğini vurguladı.
Ayrıca, Tahıl Koridoru Anlaşması gibi dünyayı etkileyen başarılar, Türkiye’nin bu tür süreçlerde güvenilir bir aktör olarak görülmesini sağladı.
Avrupa ve batıda yaşanan krizlerin dışında Afrika'da yaşanan sorunların çözümü de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kritik adımlarıyla çözüldü. Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşen tarihi görüşmeler sonucunda, Etiyopya ile Somali arasındaki bir süredir devam eden Somaliland krizi çözüme kavuştu.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed, Ankara’da bir araya gelerek “Ankara Bildirisi”ni imzaladı. Bildiride, Somali’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilirken, Etiyopya’nın denize güvenli erişim taleplerine yönelik iş birliği vurgusu yapıldı. Taraflar, Şubat 2025’e kadar teknik müzakerelere başlamayı taahhüt etti.
Erdoğan, bu anlaşmayı “barış ve iş birliğine dayalı yeni bir başlangıç” olarak nitelendirirken, iki ülke lideri Türkiye’ye arabuluculuk çabaları için de ayrıca teşekkür etti.
Türkiye bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde, yerli İHA-SİHA konusunda dünyada öncü devletlerin başında gelirken kendi silahını, tankını ve savaş uçağını, öz kaynakları ile yapan ülke konumunda bulunuyor.
Geçmişte, Savunma Sistemleri konusunda dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye, son 20 senede atmış olduğu yerli ve milli teknoloji hamleleri ile “Tam bağımsız müreffeh bir Türkiye” olma yolunda emin adımlarla hedefe koşuyor.
Savunma Sanayi alanında atılan başarılı adımların dışında dış politikada da emin ve başarılı adımlar atan Türkiye, son 20 yılda büyük bir yükseliş gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yürütülen diplomasiler sonucunda, Türkiye bölgesel güç olmanın dışında küresel bir güç konumuna geldi.
Suriye'de Beşar Esad rejiminin Aralık 2024'te devrilmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rolü hem diplomatik hem de stratejik düzeyde etkili oldu. Erdoğan, 2011’den itibaren Suriye muhalefetini destekleyerek Esad yönetimine karşı net bir tutum aldı. Türkiye, Suriyeli muhalif gruplara lojistik, eğitim ve insani yardım sağladı, özellikle Özgür Suriye Ordusu’nu destekledi.
2024 yılında, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhaliflerin İdlib’den Şam’a ilerleyişinde Türkiye’nin istihbarat ve askeri koordinasyonu kritik rol oynadı. Erdoğan’ın Rusya ve İran ile yürüttüğü Astana ve Soçi süreçleri, İdlib’de çatışmasızlık bölgesi oluşturarak muhalif grupların güç toplamasını sağladı.
Aynı zamanda, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak adına düzenlediği operasyonlar (Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı), Esad rejiminin kuzeydeki kontrolünü zayıflatarak çekilmesini sağladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’ın 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı’nda elde ettiği zaferde önemli bir rol oynadı. Türkiye, Erdoğan’ın liderliğinde Azerbaycan’a diplomatik, siyasi ve askeri destek sağladı. Özellikle Türk yapımı Bayraktar SİHA’larının savaşta etkin kullanılması, Azerbaycan ordusunun Ermenistan karşısında üstünlük kazanmasında çok kritik bir faktör oldu.
Erdoğan, uluslararası platformlarda “Karabağ Azerbaycan’dır” diyerek Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü savundu ve üçüncü tarafların müdahalesine karşı net uyarılarda bulundu.
Ayrıca, Rusya ile yürütülen diplomatik görüşmeler ve Türk-Rus Ortak Barış Koruma Merkezi’nin kurulması, ateşkes sürecinde Türkiye’nin bölgedeki etkisini artırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı görevine başladıktan sonra 89 farklı ülkeye giderek 242 ayrı ziyaret gerçekleştirdi.
80 farklı ülkeden de Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleşti.
G20, NATO, Türk Devletleri Teşkilatı gibi üst düzey kritik görüşmelere de ev sahipliği yapan Türkiye, uluslararası arenada önemli bir yere sahip oldu.