Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde geçen hafta gerçekleştirilen “Türkiye–Türkmenistan Enerji ve Ekonomi Vizyonu” paneli, Türk dünyası açısından önemli bir etkinlik olarak gördüğümden bugünkü köşemde yer vermek istedim. Bu etkinlik sadece bir akademik toplantı değildi, aynı zamanda geleceğe uzanan ortak kalkınma yolunun güçlü bir sembolüydü bence.
Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçiliği, EkoAvrasya Vakfı ve Türk Dünyası Sivil Toplum İşbirliği Derneği’nin iş birliğiyle düzenlenen bu panel, diplomasi, ekonomi ve enerji ekseninde derin bir stratejik diyalog zemini oluşturdu. Panelin gerçekleştirildiği mekân, yani Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, başlı başına bir anlam taşıyordu. Bu, Türk dünyasının ekonomik ve enerji iş birliğine verilen en üst düzey önemin bir göstergesiydi. Artık mesele sadece enerji hatları, ticaret yolları ya da yatırım rakamları değil; Türk devletlerinin ortak bir kalkınma ufkunda buluşması meselesidir. Program, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Türkmenistan’ın Ankara Büyükelçisi Mekan İşanguliyev, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu, Dışişleri Bakanlığı Orta Asya ve Türk Devletleri Teşkilatı Genel Müdürü Büyükelçi Togan Oral ve EkoAvrasya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Hikmet Eren gibi isimlerin katılımı, Türkiye’nin Türk dünyasına bakışındaki kurumsal ciddiyeti bir kez daha ortaya koydu. Panelin akademik çerçevesi ise oldukça güçlüydü. Benimde panelist olduğum bu organizasyonda, Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Başdanışmanı Doç. Dr. Esma Özdaşlı, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bedri Sarıyev, İstinye Üniversitesi’nden Emekli Büyükelçi Prof. Dr. Osman Can Ünver, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nden Doç. Dr. İzzet Arı ve Vali Hüdayar Mete Buhara gibi isimlerin yer aldığı panel, bilimsel derinliği ve diplomatik birikimi bir araya getirdi. Konuşmalarda enerji arz güvenliği, ticaretin kolaylaştırılması ve yatırımın finansmanı gibi kritik başlıklar ele alındı. Bugün Türk dünyasının en büyük ihtiyacı, doğal kaynaklarını ortak bir kalkınma aklıyla yönetmek ve bunu küresel enerji rekabetinde etkin bir avantaja dönüştürmektir. Türkmenistan’ın zengin enerji kaynaklarıyla Türkiye’nin jeostratejik konumu birleştiğinde, ortaya sadece ekonomik değil, jeopolitik bir güç merkezi çıkmaktadır.
Benim de konuşmacı olarak yer aldığım bu panelde, özellikle enerji diplomasisinin yeni dönemde sadece kaynak paylaşımı değil, refah paylaşımı anlamına geldiğine vurgu yaptım. Türk dünyasının kaderi artık birbirine daha çok bağlı. Dolayısıyla enerji boru hatları aslında gönül hatlarına dönüşmekte; ekonomik entegrasyon, kültürel dayanışmayı da beraberinde getirmektedir. Bu tarz etkinlikler, sadece düşünce üretmekle kalmıyor; aynı zamanda Türk dünyası vizyonunun kurumsallaşması açısından da stratejik öneme sahip. Üniversiteler, diplomatlar, sivil toplum kuruluşları ve devlet temsilcilerinin aynı masa etrafında buluşması, gelecekteki ortak projelerin temellerini bugünden atmaktadır. Bugün artık Ankara’da, Bakü’de, Aşkabat’ta ya da Taşkent’te yapılan her toplantı, sadece bir ülkenin değil, bütün Türk dünyasının geleceğine dair alınan stratejik kararların bir parçası haline geliyor. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen bu panel, bu gerçeğin en somut örneklerinden biri oldu.
Türk dünyasının ortak sesi, ortak enerjisi ve ortak geleceği, işte bu tür vizyoner platformlarda inşa ediliyor.