Ülkemizin her yerinde buram buram tarih kokuyor. Sıfatlandırdığımız her şehrin altında muazzam bir tarih bir ruh ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de benim için İstanbul’dan günübirlik gidilen Eskişehir oldu.
Öğrenci şehri olarak bilinen Eskişehir’in tam bir tarih ve doğa dokusu vardı. Hızlı trenle gittiğimiz Eskişehir’de adeta bir değişime tanıklık ettik. Deniz kıyısından ormanlık alanlara geçtik, en son ise bozkır havası bizi karşıladı. İstanbul’a bu kadar yakın ve bozkır olan bu şehirde aynı zamanda çok katmanlı bir ruha sahip olduğunu ispatladı.
Yolculuk sizi bir hikayeden başka bir hikayeye aktarıyor. Yolunuz düşerse, Ayten Usta Gurme mekanına mutlaka uğrayın. Sizi muhteşem bir kahvaltı bekliyor. Gölet kıyısındaki bu yerden çıkıp tramvayla şehrin en merkezi Odunpazarı’na gidebilirsiniz. Burada da sizi Osmanlı dönemine ait evler karşılıyor.
Eskişehir’i doğru tanımlamak için mutlaka gidip yakından dokunmanız lazım o ruha. Tarihe adım adım yürüdüğünüzde Frig Vadisi sizi karşılıyor. Şehrin içinde kalmış kalıntılar ve tarih bozkıra da yayılmış. Eskişehirliler hem güler yüzlü hem misafirperver.
Odunpazarı’nda dolaşırken sizi sadece Osmanlı değil 90’lı yıllarda karşılıyor. Eski antenli evler, sessiz sokaklar… Derin bir bilgelik… Eskişehir hakkındaki tüm fikirleri değiştirecek anlar…