Değişen bayramlar mı yoksa biz miyiz?

GİRİŞ:
2025-04-10
saat ikonu 10:55
|
GÜNCELLEME:
2025-04-10
saat ikonu 10:55

Bir bayramı daha geride bıraktık geçtiğimiz günlerde. Yine en çok duyduğumuz cümle de “Nerede o eski bayramlar” diye yakınmalar oldu. Evet, zamanın akışıyla birlikte değişen sadece takvim yaprakları değil; bayramların tadı, kokusu, anlamı da sanki biraz eksildi. Çocukken sabahın ilk ışıklarında uyanmanın heyecanı, yeni kıyafetlerin kokusu, bayram harçlıklarının peşinde koşmalar, mahalledeki büyüklerin ellerini öpüp şeker toplamanın verdiği mutluluk… Hepsi hafızamızda yer etmiş birer anı artık. Şimdi her şey biraz daha telaşlı, biraz daha dijital ve sanki biraz daha hissiz. Peki gerçekten bayramlar mı değişti, yoksa biz mi büyüdük?

Aslında bayramlar hâlâ aynı: yine sofralar kuruluyor, yine sevdiklerimizle bir araya geliyoruz, yine çocukların gözleri parlıyor. Ama artık biz, o çocuğu içimizde biraz susturmuş gibiyiz. Yorgunluklar, sorumluluklar, koşuşturmalar derken bayramı hissetmeye zamanımız kalmıyor belki de. Oysa bayram biraz durmaktı, biraz geçmişe bakmak, biraz da bugünü fark etmekti. Bayramın ruhu değişmedi; biz, o ruha ne kadar yaklaştığımızı unuttuk sadece.

Şimdi “Nerede o eski bayramlar?” diyoruz ya hani, peki bugünün çocukları ne diyecek yıllar sonra? Onlara nasıl bir bayram hatırası bırakıyoruz? Bizim zihnimizde anne kokulu sofralar, kalabalık aile fotoğrafları, sokaklarda koşturan çocuklar var. Peki onlar ne hatırlayacak? AVM’lerde geçirilen saatleri mi, bayramı bir tatil fırsatı gibi gören büyükleri mi, yoksa telefondan yapılan görüntülü bayramlaşmaları mı? Belki kendi bayramlarını, kendi anılarını yaratacaklar ama biz onlara ne kadar sıcak, ne kadar gerçek, ne kadar dokunulabilir bir bayram bırakıyoruz?

Bugünün çocukları, büyüdüklerinde bayram sabahına dair hatırladıkları şey ne olacak mesela? Babalarının camiden dönüşünü heyecanla bekledikleri o anı mı, yoksa bir tatil kasabasında uyandıkları otelin duvar kağıtlarını mı hatırlayacaklar? Sahiden bir gün geçmişe dönüp baktıklarında, içlerini ısıtacak bir bayram anısı olacak mı?

Belki de artık “Nerede o eski bayramlar?” demek yerine, bugünün çocuklarına yarının “eski bayramlarını” bırakma zamanı. Çünkü bayram hâlâ aynı bayram. Sevdiklerimizi bir araya getirmek için bir vesile, çocukların hafızasında yer edecek sıcacık bir anı, kalplerimizi birbirine yaklaştıran bir köprü.

Değişen bayram değil aslında… Değişen biziz. Ve belki de hatırlamamız gereken tek şey, bayramın ne hissettirdiği...